Gündem
17 Oca 2017 22:15 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:23

24 gündür gözaltında tutulan 6 gazeteciye tutuklama talebi

25 Aralık sabahı gözaltına alınan 6 gazetecinin savcılıktaki sorguları tamamlandı. Gazeteciler, tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi.

İstanbul merkezli gazetecilere yönelik gerçekleştirilen operasyon kapsamında 25 Aralık 2016’da gözaltına alınan ve 24 gündür gözaltında bulunan 6 gazetecinin savcılık işlemleri sona erdi. Savcı, gazetecileri tutuklama istemiyle 8. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk etti.

Gazetecilere isnat edilen suçlar şöyle:

Tunca İlker Öğreten: "Silahlı terör örgütüne üye olma" ve "Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak"

Ömer Çelik: "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Silahlı terör örgütüne üye olma"

Metin Yoksu: "Terör örgütü propagandası yapmak"

Mahir Kanaat: "Silahlı terör örgütüne üye olma"

Eray Sargın: "Terör örgütü propagandası yapmak"

Derya Okatan: "Terör örgütü propagandası yapmak"

"ÖDP üyesiyim, cemaatle ilgim yok"

Hâkim karşısında ifade veren gazetecilerden BirGün çalışanı Mahir Kanat savunmasında "Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) üyesiyim. Cemaatle ilgim alakam yok. Ne benim ne ailemin cemaatle ilişkisi olmamıştır. Suçlamaları kabul etmiyorum, gazetenin yöneticisi değil redaktörüyüm" ifadelerine yer verdi.

Çocuğu, gözaltındayken dünyaya geldi

Avukat Atilla Bahçıvan ise müvekkili Mahir Kanaat için şu savunmayı yaptı:

"30 gün gözaltı süresi, dosyadaki gizlilik, avukat kısıtlılığı KHK'larla getirilmiştir ve FETÖ'yle ilgili suçlara ilişkilendirilmiştir. Sırf bu hukuka aykırı durumu gidermek için savcı, 'gazetecilerin içlerinden birini FETÖ/PDY'ye bağlayayım' demiştir. O yüzden müvekkilim şimdiye kadar karşı olduğu bir örgütün üyeliğiyle suçlanıyor."

Av. Bahçivan, Mahir Kanaat'in gözaltındayken çocuğunun dünyaya geldiğini hatırlatarak "Mahir Kanaat'in, gözaltındayken çocuğu oldu. Çocuğunu görememesi bile işkencedir" dedi.

"Terör propagandası yapmam söz konusu değil"

dihaber'de yer alan habere göre Gazeteci Metin Yoksu, savcılık ifadesinde “Ben daha önce DİHA’da ajans haberciliği yapıyordum. KHK ile DİHA kapatılınca şu anda dihaber internet sitesinde gazetecilik yapıyorum. Bana suçlamaya dair okumuş olduğunuz tespit tutanağında, e-mail ve Twitter ile suçluyorsunuz. Bu haberler 'dili geçmiş' haberlerdir. Edilgen fiil kullanılmıştır. Benim terör propagandası yapmam söz konusu değildir. Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın e-mail hesabının şifresi kırılarak yazışmalarının bana geliş şekli ile ilgili olarak da tanımadığım bir kişi Twitter üzerinden bir grup oluşturmuş. Bu gruba beni de dahil etmişler. Twitter sohbet ağındaki Mahir Kanaat isimli kişiyi daha tanımıyorum. Benimle beraber gözaltına alınan gazetecilerden bazılarını gazeteci olmalarından ötürü tanıyorum. Bunun haricinde kişisel bir arkadaşlığım yok” ifadesinde bulundu.

"O gruba bilgim dışı eklendim"

Gazeteci Ömer Çelik ise savunmasında “Ben DİHA’da müdür olarak 7 yıldır görev yapmaktaydım. Söz konusu Bakan Albayrak’ın maillerin paylaşıldığı Twitter grubuna gazeteci olmam nedeniyle bilgim dışında eklendim. Zaten teknik olarak da hesap sahibi tarafından sizi ekleyebiliyorlar. Grupta haber niteliğinde şeyler olduğundan ben de grubu takip ettim. Grupta siyasi propagandalar yapılmaya başlanınca çıktım. Ne kadar grupta kaldığımı hatırlamıyorum. Grup içerisinde bizim ajansın muhabiri olan Metin Yoksu’yu şahsen tanırım. Mahir Kanaat, Derya Okatan’ı, Tunca Öğreten’in gazeteci olmaları itibariyle ismen tanıyorum. Grup içerisinde Bakana ait hacklenen maillerin paylaşıldığını gördüm. Bunları haberci olduğum için ve haber değeri taşıdığından verilen linki takip ettim. Aynı zamanda bu konuyu haber yaptım. Sadece kamuoyunu bilgilendiren ve haber değeri taşıyan konuları haberleştirdim. Onun ötesinde özel hayat ile ilgili bir paylaşımda bulunmadım. Redhack isimli grubun hack yaptığını biliyorum. Bu gruptan herhangi bir kimseyi tanımam. Bu grubu haber amaçlı Twitter’dan da takip ediyorum” dedi.

"Proleter" ne demek?

Savcılık sorgusunda Yoksu’nun Twitter adresinde bulunan açıklama bölümünde kendisini “proleter” olarak tanımlaması da, savcılığın soruları arasında yer aldı. Ömer Çelik’in ise paylaştığı haberler suç unsuru olarak gösterildi.

Twitter'dan yapılan paylaşımlar

Etkin Haber Ajansı (ETHA) Sorumlu Müdürü Derya Okatan’a ise ETHA’nın Twitter adresinde paylaşılanlar ile Bakan Albayrak’a dair e-mail’lerinin paylaşılması ve haber yapılmasına dair savcılık tarafından sorular soruldu. Okatan, savcılık ifadesinde 10 yıldır gazetecilik yaptığını dile getirerek, ETHA’nın Twitter adresinde yapılan paylaşımların ajans adına yapıldığını dile getirdi. Okatan, yapılan paylaşımların basın kanunu çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

1 dolar sorusu

Okatan, evinde bulunduğu iddia edilen bir dolara ilişkin soruya ise “Ele geçirilen dolar bana ait değildir. Buradan hareketle bana ve evde bulunan arkadaşlarıma bir örgüt üyeliği isnat edilmesi mümkün değildir” yanıtını verdi. Okatan, suçlamaları kabul etmediğini dile getirdi.

Birgün gazetesi çalışanı Mahir Kanaat ise Redhack ekibini tanımadığını dile getirerek, yapılan paylaşımların açık kaynaklarda halen mevcut olduğunu söyledi. Kanaat, serbest bırakılmak isted