Röportaj
27 Oca 2021 09:34 Son Güncelleme: 27 Oca 2021 10:48

'12 ay yaşayan Ordu' esnafa nefes oldu!

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Güler, seçim vaatlerini tek tek yerine getiriyor...

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü'nü bitirdi. Yüksek lisans ve doktorasını aynı üniversitede tamamladı. Türk Uçak Sanayii (TUSAŞ), TÜBİTAK, Makine Kimya Endüstrisi Kurumu, Etibank, ERDEMİR ve İGDAŞ gibi kurumlarda önemli pozisyonlarda görevler üstlendi.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) kurucu üyeleri arasında da yer aldı. 58, 59 ve 60. hükümetlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevini yürüttü. Bakanlık sürecinde yapmış olduğu boru hatları, çeşitli barajlar ve enerji santrallerini Türkiye’ye kazandırdı.

Siyasi alanda birçok başarısı bulunan Dr. Mehmet Hilmi Güler 2019 Türkiye Yerel Seçimlerinde Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinden bu yana şehirde büyük bir kalkınma atağı başlattı. Ordu'nun üretim ağırlıklı, estetik bir şehre dönüşmesi için birçok projeyi hayata geçirdiklerini ifade eden Başkan Güler, Medya Radar'dan Sinem Eryılmaz'a özel açıklamalarda bulundu.

İşte o röportaj...

PANDEMİ DÖNEMİ ÖNLEMLERİ

-Yaklaşık 11 aydır tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de Covid-19 pandemisi ile mücadele ediyor. Bu dönemde Ordu Büyükşehir Belediyesi ne gibi önlemler aldı?

-Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'yi de etkisi altına alan pandemi nedeniyle Belediyemizin yapmış olduğu birçok çalışma var. Bunlardan en önemlisi hijyen konusu. Ayrıca bu süreçte canla başla çalışan hekimlerimizin hayatını kolaylaştırarak, daha etkin olmalarını sağlamak istiyoruz. Bunların dışında dar gelirli ailelerimize her zaman olduğu gibi bu dönemde de yardımlarımızı sürdürüyoruz. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza gıda yardımı, sıcak yemek dağıtımı yapıyor; evlerinin hijyenlerini sağlıyoruz. Bu dönemde psikolojik olarak etkilenen hasta ve ailelerin olduğunu da tespit ettik. Bu sebeple vatandaşlarımıza psikolojik destek sağlıyoruz. Bütün bu çalışmalarımız onların ihtiyaçlarını karşılayıp hayatlarını kolaylaştırmak ve streslerini azaltmak için. İbadethane ve okullarımızda da dezenfekte çalışmalarını yapıyoruz. Kısacası hemen hemen her konuya duyarlı bir biçimde katkılar sunuyoruz.

ESNAFA 2 BİN LİRALIK YARDIM YOLDA

-Peki üretici, sanayici ve esnafın durumu..? Onları desteklemek için herhangi bir çalışmanız oldu mu?

-Bu süreçte zor günler geçiren esnafımızı da unutmayarak onlara kira desteği de sağladık. Yeni dönemde alınan tedbirler kapsamında kapanan iş yerleri için esnafımıza 2 bin TL’lik para yardımı yapmaya başladık. Bu yılki toplam sosyal yardım miktarımız ise yaklaşık 10 milyon TL oldu.

SEYAHATLER VAKA SAYISINI ARTTIRDI

-Ya şehirdeki vaka durumu?

-Vaka sayılarında yazın düşüş vardı ancak sonbaharda tablo tersine döndü. Şu anda ise vaka sayılarında yeniden bir azalış eğilimi söz konusu. Geçtiğimiz haftalarda epey bir yükselme vardı. Bunun sebebi ise seyahatler. Biliyorsunuz ki İstanbul'da yaşayan ikinci nüfus Ordu. İstanbul'da yaşayan vatandaşlarımızın buraya seyahat etmesinin ardından bir sıçrama oldu. Ayrıca sıcak kanlı bir halkımız var, sosyal faaliyetleri sürdürmek istiyorlar. Ama bunun da bir sınırı olması lazım. Bu sebeple belediye başkanlığını yaptığım Ordu olmak üzere tüm Türkiye'ye seslenmek istiyorum. Yeniden bir araya gelmek istiyorsak tedbirlere harfiyen uymalıyız.

SEÇİM VAATLERİ TEK TEK YERİNE GETİRİLİYOR

-Her seçimde bütün adayların muhakkak vaatleri oluyor. Elbet sizin de vardı. Bu vaatlerden hangileri gerçekleştirildi?

Göreve gelmemizin hemen ardından vizyonumuzu “Düşünen Ordu, Üreten Ordu, Yarışan Ordu” olarak belirledik.

Bu vizyon doğrultusunda stratejimizi 'Yenilenebilir Enerji', 'Yüksek Teknoloji', 'Nitelikli Tarım', 'Çağdaş Turizm' olarak 4 ana unsur olarak ortaya koyduk. 

Asfalt, yol, kaldırım, çöp gibi klasik belediye çalışmaları dışında il genelinde ekonomik ve istihdam üzerine tüm potansiyel imkanları belirleyerek çalışma başlattık. Bunun için önce zihniyet değişimini ön plana aldık ve insanımızı düşünmeye, üretmeye, yarışmaya teşvik ettik. Yeni dönemde tarım alanında gelir getiren projelere yoğunlaştık. Çalışmalarımızın birinci unsuru üretim ve verimlilik üzerine oldu. Öncelikle zihniyetin değişmesi ve insanımızı kırsal kesimde hayvancılığa, et-süt üretimine, eko-turizme yönlendirmek ve teşvik etmek için projeler uygulamaya başladık. Süratli olarak 4 şirket kurduk. Belediyemiz bünyesinde nitelikli tarım için ORTAR, çağdaş turizm faaliyetleri için ORTUR, yazılım ve teknoloji için ORYAZ, enerji ve alt yapı için OREN şirketlerimizi hayata geçirdik.

OREN ile yenilenebilir, hidroelektrik, rüzgar ve güneş enerjisini; ORTAR ile nitelikli tarım, yerli üretim, istihdam, katma değerli ürünler; ORTUR ile çağdaş turizm, ‘3 ay değil, 12 ay Ordu’, doğa güzellikleri, tarihi eserler; ORYAZ ile yüksek teknoloji, akıllı şehir, girişimcilik ve yazılım alanlarında sıkı bir çalışma başlattık ve kesintisiz sürdürüyoruz.

Kısacası, 5 şirketimizin tüm imkanlarını Ordu'muzun ekonomik, sosyal ve istihdam alanlarının büyütülmesi için seferber ettik.

-Ordu için yatırım ve kalkınma projeleriniz daha öncede oldu. Peki ya önümüzdeki dönemde bu tarz çalışmalarınız olacak mı?

Ordu'yu önümüzdeki süreçte 30 bin kişinin OSB'lerde çalıştığı bir şehir yapmak istiyoruz. 3 yeni OSB'nin kamulaştırma çalışmaları sürüyor. Şu an OSB'lerde çalışan kişi sayısı 10 bini aşmış durumda. İlave 18 bin istihdam oluşturacak çalışma yapılıyor. Ordu’da 2. OSB için Büyükşehir Belediyesi olarak 100 dönüm arsa aldık. Yatırım yapmak için arazi bulamayan yatırımcılara, istihdam ve yatırım için her türlü kolaylığı göstereceğiz.

Ordu’yu hem ekonomik ve sosyal yönden hem de stratejik açıdan geliştirmek için büyük düşünüyoruz. Bunun için vizyon projelere ağırlık veriyoruz. Bunları, başlıca Karadeniz-Akdeniz yolu, Ünye Port ve fındık sanayisi üzerine yapılan çalışmalar olarak değerlendirebiliriz.

Bunun yanında bir havza ıslah projesini ekonomik, sosyal ve kırsal bir kalkınma hareketine dönüştürüyoruz. Ordu nüfusunun 3’te 1’inin yaşadığı, 7 ilçeyi ve Sivas ile Tokat’ın bir kısmını kapsayan Bolaman Havza Projesi’ni başlattık.

Diğer taraftan, tarıma dayalı sanayimizde bizim için en önemlisi fındık. Çünkü, Ordu olarak Türkiye’de fındık üretiminin yüzde 35’ini karşılıyoruz. Fındık üretiminde, Türkiye’de ve dünyada birinciyiz. Fındıktan da çok ciddi bir ihracat yapıyoruz. Fındığı mamul ve yarı mamul ürün olarak da işliyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak iştirak şirketimiz ORTAR vasıtasıyla fındıklı çikolata üretimine başladık. Biz fındığı çuvaldan kurtarıp mamül ürün haline dönüştürerek ihracat, istihdam ve katma değerini yükseltmeyi hedefledik. Fındık sadece ürün olarak satıldığında yılda 2- 2.5 milyar dolar döviz getiriyor. Ancak çikolata olarak satıldığında yılda 8 milyar dolar döviz geliri oluşturuyor.

Biz de bu yüzden butik çikolata yapımına başladık. Yakın hedefimiz Ordu'yu Türkiye’nin çikolata merkezi yapmak. Fındığın birde yakacak olarak kullanılan kabuğu var. Kabuğundan da aktif karbon yapacağız ve sularımızı artık yerli üretim aktif karbonlarımızla temizleyeceğiz. Bu proje Türkiye'de ilk olacak. Yani fındıkta üretim, satış ve istihdam alanlarında klasik anlayıştan çıkarak yeni konsept değişikliği yapmaya başladık.

HEDEF ‘KENDİ KENDİNE YETEN ŞEHİR’

-Hayvancılığa, et-süt üretimine destek olmak, tarım alanında üretim ve verimliliği arttırmak amacıyla tarım projeleri geliştiriyorsunuz. Bu projeler kısa sürede çiftçilerin yeni gelir kapısı haline gelmiş durumda...

-Pandemi sürecinde tarım ve hayvancılığın yani üretim ve gıdanın önemi daha da arttı. Ancak biz buna daha önceden hazırlıklıydık. Göreve geldiğimizde nitelikli tarım yapılmasını sağlamak, bunu ekonomik kazanca ve sosyal kalkınmaya dönüştürmek için tarım şirketi kurduk. Çiftçilerimize yaklaşık 1 milyon 150 bin sebze fidesi, 330 Bafra ırkı koyun, 4 bin kaz, 211 Halep keçisi, 64 manda ve yüzlerce Pekin ördeği dağıttık. 19 ilçemizin 11’inde çiftçilerimiz için 40 adet sera kurduk. Süt üretiminin yapıldığı ilçelerde ise “Süt Evleri” inşa ettik.

Özellikle kırsalda kadınlarımız için arı sütü üretimi için eğitim ve kurslar verdik. Bugün gelinen noktada arı sütü üreterek kilogram başına 7 bin lira kazanıyorlar. Yumurta üreticilerimiz kepenk kapatacak noktaya gelmişti. Yumurta üreticilerimizin 40 bin tavukla, yılda 10 milyon adet yumurta üretimi yapabilecek seviyeye gelmesini ve bu yumurtaları büyük marketlere satarak ekonomik kazançlarının artmasını sağladık. Başlattığımız “Sözleşmeli Tarım” uygulaması ile satış mağazaları açarak yöremizde üretilen organik ürünlerin pazarlanmasını sağlıyoruz.

Kısacası Ordu kendi kendine yeten bir şehir olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

-Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ilk yıllarından itibaren uzunca bir süre Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevini üstlendiniz. Böyle deneyim sahibi bir belediye başkanı olarak yenilenebilir enerji ile Ordu'nun enerji ihtiyacını hafifleten çalışmalarınız mevcut. Yenilenebilir enerjide yatırımlarınız devam edecek mi?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak görev yaptığımız dönemde Türkiye’nin enerji geleceğinin planlamasını yapmış ve bir vizyon belirlemiştik.

Bu planlamalarımız arasında enerjide dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla yenilenebilir enerji kaynakları alanında rüzgâr enerji santralları kurulması bulunuyordu. O dönemde belirlediğimiz hedef doğrultusunda rüzgâr enerji santralleri bugün Türkiye elektrik ihtiyacının yaklaşık %10’unu karşılıyor.

Ordu Büyükşehir Belediyesi olarak yatırım planlamalarımız arasında rüzgâr enerji santrali de bulunuyor.

Büyükşehir Belediyesi olarak destek ve öncülüğümüzde lisans alarak üretime başlayacak Ordu Enerji A.Ş firması rüzgârı en sert esen bölgelerden biri olan Akkuş’un Argan Yaylası’nda rüzgâr enerjisi santrali (RES) kuracak. Daha önce bir özel şirketin Taz Yaylası’nda RES kurmasını sağlamıştık. Şimdi de biz RES kuruyoruz.

Aynı zamanda Çaybaşı ilçesinde bulunan Katı Atık Tesislerimizde depolanan çöpten elektrik üretmeye başladık. Bunu giderek daha da geliştireceğiz. Ordu yakın bir zamanda kendi enerjisini üreten şehirlerden birisi olacaktır.

Öte yandan, tıpkı bakanlık dönemimde başlattığım “enerji verimliliği” konusu gibi “su verimliliği” konusunda da Ordu Büyükşehir Belediyesi olarak çalışmalarımızı başlattık. Yağmur sularının kullanılması, konutlarda ve ibadethanelerde kullanılan suların ayrıştırılması konularında da yeni çalışmaları sürdürüyoruz. Bu konu tüm Türkiye’ye örnek olacak nitelikte.

'12 AY YAŞAYAN ORDU' ESNAFA NEFES OLDU

-Yapılan çalışmalarınıza bakıldığında görülen o ki şehri turizm noktalarından biri haline getirmek istiyorsunuz.?

Evet, turizm bizim için önemli bir alandı. "3 ay değil, 12 ay Ordu" sloganıyla yola çıkarak bu alanda önemli çalışmalarımız oldu. Karavan turizmi, trekking, kayak turizmi ve kış turizminin yanı sıra Karadeniz yayla turizminde ilk olan, Kapadokya başta olmak üzere birkaç şehirde uygulanan balon turizmi için adım attık. Boztepe'yi, Hoynat Adası'nı ve yaylaları geliştiriyoruz. Çambaşı'nda bulunan kayak merkezimizi yeniden düzenleyip daha güzel bir hale getirdik. Kış aylarında içe kapanan esnafımız '12 ay yaşayan Ordu' sayesinde dükkanlarını açar hale geldi. Böylelikle topyekûn bir hareket ortaya çıktı. “Düşünen Ordu, Üreten Ordu, Yarışan Ordu” yaklaşımı ile projelerimizi hayata geçiriyoruz. Uyum içinde çeşitlilik dediğimiz bir çalışmayı şehrimizde başlattık.

KAÇAK YAPILARA GEÇİT YOK

-Çevre ve doğal yaşam projeleri de ağırlıkta. Hatta son olarak doğal yaşamı canlandırmak için Melet Irmağı'nda ıslah çalışmaları da devam ediyor. Diğer çalışmalarınız neler?

Yol yapımı, su ve çöp konuları da bizim için önemli. Ünye ve Fatsa'da kırk yıldır devam eden bir sorun olan vahşi çöplükleri kaldırdık. Sokak hayvanlarımızla ilgili önemli adımlar attık. Yeni parklar açıyoruz. 250 bin metrekarelik bir yeri yeşil alan olarak şehrimize kazandırdık. Mesire yerlerini yeniden zenginleştiriyoruz. Kentsel dönüşümle yeni yaşam alanları kuruyoruz. Ayrıca sahillerimizdeki tüm kaçak yapıları da birer birer kaldırıyoruz. Sahilde Kıyı Kanunu’na aykırı olarak inşa edilen 3 bloklu binanın yıkımını da mahkeme kararıyla gerçekleştirdik. O alanları halkımıza açarak yeni sosyal alanlar oluşturuyoruz. Her gün en az 250 noktada faaliyetimiz var.

ORDU GÖÇ ALAN BİR ŞEHİR HALİNE GELDİ

Tüm bu çalışmalarımız sayesinde Ordu, artık göç vermek yerine göç alabilen bir şehir haline geldi. İlgi çeken bir şehir olduk. Zaten doğasıyla güzelliği meşhurdu. Biz çalışmalarımızla daha güzel bir hale getiriyoruz. Ordu'nun ekonomisi ile beraber kalkınan bir şehir olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ben de daha önceki deneyimlerimi buraya taşımak istiyorum. Proje liderleri yetiştirerek farklı bir kent tasarımı oluşturmak istiyoruz. Üretim ağırlıklı, yaşanabilir ve estetik bir şehir oluşturuyoruz. Bu yönümüzle klasik belediyecilik anlayışının dışına çıktık.

Sonuç itibariyle; tüm uğraşımız ekonomik, sosyal, tarım, üretim, verimlilik, istihdam ve yeni iş kaynakları ortaya çıkarmak üzerine oldu. Buradaki ana unsur, herkese fırsat eşitliğini sağlamaktır. Biz, yeni bir şehir vizyonu çiziyoruz. Yarına dair bir projeksiyon, öngörünüz yoksa planlama yapmamız da mümkün değil. Ordu, önümüzdeki 5 yıl içinde Karadeniz'de parmakla gösterilecek bir şehir haline gelecek. İhracatı, ekonomiyi, istihdamı daha fazla artıracak yol ve yöntemleri kullanmak için tüm gayreti gösteriyoruz.