Gündem
18 Nis 2017 14:22 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:37

Türkiye'nin konuştuğu Beratcan cinayetinde karar çıktı!

İstanbul Kartal’da 10 yaşındaki Beratcan Karakütük’ü öldüren servis şoförü Ersin Kaşıkçı ile anne Türkan Karakütük hakkında açılan dava sonuçlandı.

Kartal'da kaybolduktan sonra Tuzla'da ormanlık alanda cesedi bulunan 10 yaşındaki Beratcan Karakütük'ün ölümüyle ilgili davada karar açıklandı. Sanık Ersin Kaşıkçı "çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İFADESİ KAN DONDURMUŞTU
Ersin Kaşıkçı ifadesinde, "Ellerini, ayaklarını ve ağzını koli bandıyla bantladım. Korktuğu için karşı koymadı. Minibüsün bagajına koyduktan sonra son servisimi yaptım. Tepeören'de yol kenarındaki dereye götürdüm. Yarı baygındı. Suyun içine soktum. Ayılınca kafasından suya bastırdım. Birkaç dakika sonra hareketsiz kaldı ve öldü" demişti.

"6 YILDIR BİRLİKTEYİZ"
Öz çocuğunu öldürmeye azmettirmek suçundan yargılanan anne Türkan Karakütük, hakkındaki suçlamaları reddetti. Kaşıkçı ile 6 yıldır süren ilişkisi olduğunu belirten Karakütük, "Eşimden ve ailemden ilgi görmediğim için düştüğüm boşluk nedeniyle bu ilişkiyi yaşadım.İlişkimiz yaklaşık 6 senedir sürüyor. Hatta Ersin evimin yakınında bir ev tuttu. Haftada 3-4 kez bu eve gidip kendisiyle ilişkiye giriyordum. Ben bu eve Beratcan'ı hiç götürmedim. Sanık ile olan ilişkimi eşim de büyük oğlum biliyordu. Ersin ile servis minibüsünde de ilişkiye girdik.Ersin, elindeki açık saçık resimlerle beni tehdit ediyordu. Açık saçık resimlerini kendisi çekiyordu. Bu fotoğrafları kendim çekip göndermedim, kendisi çekti. Ben bunları çekmesine izin vermediğimde bana şiddet uyguluyordu" demişti. Olay günü oğlu Beratcan'ın okuldan dönmediğini öğrendiğinde büyük oğlu Berkay'ı okul civarını araması için gönderdiğini anlatan sanık anne, eşi Ergün'e telefon ederek çocuğu aramasını istediğini anlatmıştı.

"GEREKİRSE ÖLDÜR DEDİ"
Sanık Ersin Kaşıkçı ise ifadesinde, "Türkan, beni günde 14-15 sefer arıyordu. Evi beraber tuttuk. Çocukla bir sefer geldiler eve. İki, üç sefer de minibüse geldiler. Eve geldiklerinde çocuk televizyon izliyordu. Biz yan odada ilişkiye girdiğimiz sırada bizi gördü ve dönüp salona gitti.
Bizi servis minibüsünde de ilişkiye girerken iki kere gördü. Çocuğunun yanında bile yanıma geliyordu, elimi tutuyordu, kucağıma oturuyordu. Çok rahat davranan bir insandı. Bu çocuğu getirmemesini söyledim. ‘Gider babasına söyler' dedim" şeklinde konuşmuştu.

Olaydan iki üç gün önce Türkan Karakütük'ün kendisine "Beratcan'ın gördüklerini babasına anlatmakla tehdit ettiğini" söylediğini savunan Kaşıkçı, ‘Kocam duyarsa ikimiz de mahvoluruz. Çocuğu bir şekilde hallet. Gerekirse öldür' dediğini ileri sürmüştü. Olay günü Türkan Karakütük'ün Beratcan'ı okuldan 40 metre aşağıda bulunan caddede beklemesini istediğini anlatan Kaşıkçı, Beratcan'ın "Anneme bir şey gönderecekmişsin' diye yanına geldiğini söylemişti. Çocuğu minibüse bindirdiğini ve ellerini, ayaklarını ve ağzını bantladığını belirten Kaşıkçı, "Koltukların üst tarafından arka taraftaki bagaja koydum, bagaja götürdüğümde, ‘hiç sesini çıkarmayacaksın, götüreceğim yerde ağzını açacağım' dedim, ‘tamam' dedi. Çocuk arabadayken servis çektim. Tepeören'e geldiğimde yol kenarındaki derenin içine indirdim. Çocuk yarı baygın gibiydi. Ağzını açıp derenin içine bıraktım. Çocuk kendine gelip çırpındı. Kafasından suya bastırdım. Çok fazla sürmedi. Bir dakika oldu, olmadı. Şu an hatırlamıyorum ne kadar sürdüğünü. Suyun içine gömüldü, boğuldu. Menfezin içi geniş olduğu için kimse görmesin diye ileriye doğru ittim. Gece Tepeören'e servis götürdüm. Aynı yere tekrar gittim, çocuk orada duruyor mu diye. Duruyordu" demişti.