İnfial
22 Şub 2016 10:12 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:21

TAK, PKK’nın “Gladyo” sudur!..

Medyaradar medya-siyaset analisti Atilla Akar Ankara eylemini üstlenen TAK örgütünün mahiyetini analiz etti…

Ankara saldırısı sonrası gidişattan bu konuda bir “zihin bulandırma” yapılacağını zaten tahmin ediyordum. Yok PKK, yok PYD derken sonunda işin arkasından “TAK/  Teyrêbazê Azadiya Kurdistan” (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) çıktı. Sanki bunlar birbirinden çok farklı, çok uzak yapılarmış gibi sunularak hem de. Aslında hepsi PKK’nın “uzantısı” ve ayrı işlevlere sahip büroları gibiler. PKK “ana kumanda merkezi” olup, PYD Suriye kolu, TAK ise çok özel terörist taktiklere göre planlanmış bir faaliyet icra ediyor. Bunların birbirlerinden farklı gibiymiş gibi gösterilmesi abestir. Yiyen yer!..

PKK’NIN “JOKER” ÖRGÜTÜ!..

Bu açıdan bakıldığında TAK, PKK’nın sıradan dağ kadrolarının yapamayacağı, ayrı ve özel görevler yüklenmiş, işlevi buna göre düzenlenmiş “Joker” örgütüdür. Perdelenmiş ve “Paravan” bir yapıdır. PKK’nın başını ağrıtacak, bilhassa uluslararası planda “terörist örgüt” imajını pekiştirecek eylemlerini üstlenmek üzere dizayn edilmiş özel bir yapılanmadır. Sonuçta eylemlere PKK karar vermekte, planlamakta ancak toplum ve uluslar arası camia karşısında tepkileri minimize etmek üzere kurgulanmış “şaşırtmaca” bir örgütlenmedir.

Kadroları PKK kadrolarından devşirilmekte ancak amaca uygun özel eğitimlere, hiyerarşiye sahip bir “alternatif yapılanma” türüdür. Ya da onu aynı şirketin farklı markadaki, ambalajdaki ürünleri gibi de düşünebilirsiniz. PKK ana ve popüler marka, TAK ise “İkincil marka”dır. Artık raftan hangisini seçmek isterseniz!

Lakin TAK, hepsinden daha farklı, daha özel “üst”  bir amaca hizmet etmektedir. TAK direkt  olarak yüksek “ses getirici” eylemler için oluşturulmuştur. (Nitekim TAK’ın üstlendiği 2005 Kuşadası, 2006 AKP, 2006 Marmaris ve Antalya, 2010 Halkalı, 2010 İstanbul-Taksim, 2011 Ankara-Kızılay, 2015 Sabiha Gökçen ve en son 2016 Ankara saldırıları gibi) Bunlar doğrudan “çok zayiatlı” özel hedefleri olan türde ve daha çok kent ortamına göre planlanmış eylemlerdir. O yüzden TAK ismi sıklıkla duyulmamakta ancak bu tarz bir eyleme ihtiyaç hissedildiğinde gündeme gelmektedir. TAK maskelenmiş PKK’dır!

Dikkat edilirse TAK’ın eylemleri “Metropollere” ve turistik bölgelere yönelik sarsıcı sabotaj veya bombalama eylemleridir. TAK Türkiye için siyasal, askeri, ekonomik, sosyal, psikolojik, vb önemi büyük “seçilmiş konjonktürel hedeflere” saldırmak üzere dizayn edilmiştir. “Tamamlayıcı” bir organizasyondur.

TAK, 2003’ten beri sözde kendini PKK’dan “kopmuş gibi” göstererek, kendisine “PKK’dan bağımsız” bir imaj vermek istemiştir. Oysa bu tamamıyla bir “İllüzyon”dur. Aslında doğrudan Cemil Bayık’a bağlı çalıştığı söylenmektedir. Nitekim Cemil Bayık’ın son Ankara eyleminin ardından “Bu eylemi kimler yapmıştır bilemiyoruz. Ama daha önce Kürdistan'daki katliamlara misilleme olarak bu tür tepki eylemleri yapanların olduğunu biliyoruz" demesi hiç şaşırtıcı değildir.

RÜŞEYM HALDEKİ  “OLUŞUM”UN VURUCU GÜCÜ!..

Bu yönüyle PKK’nın kendi iç “Kontr-Gerillası”dır diyebiliriz. Tamamıyla özel harp metotlarına göre dizayn edilmiş, yöntemlerini klasik Kontr-Gerilla’dan kopyalamıştır. Bir vakitler nasıl NATO’nun “Stay Behind” (Gölge Orduları) kuvvetleri, paramiliter unsurları özel hedefli eylemler yapıyorlarsa TAK’da aynı metodu izlemektedir.

PKK’nın nihai ve asıl amacı “Özgür Kürdistan”dır. (Siz bakmayın legal uzantılarının “Özerklik” gibi durumu yumuşatmasına!) Diğer tüm taktik ve örgütlenmeleri aynı hedefe göre şekillenmiştir. PKK, tüm adımlarını buna göre atmakta, Kongre Gel (Yasama meclisi) ve KCK (Toplumsal organlar) aslında rüşeym haldeki bir “paralel devlet” yapılanmasıdır. “T.C.” devletine alternatif yapılanmalar olarak tasarlanmışlardır. PKK, toplumsal desteği arttıkça klasik “terörist örgüt” modelinden çoktan uzaklaşmıştır. Ancak terör halen temel enstrümanlarıdır.

PKK, normal ve meşru bir devlette hangi organlar varsa onları şimdiden oluşturmaya çalışmaktadır. (Asıl “paralel devlet” yani!) Türkiye artık sadece bir “terörist örgüt”le değil, bu anlamda bir “devlet taslağı” ile savaşmaktadır. Bugünün “dün”den farkı budur!

İşte rüşeym haldeki (Devletleşme-Öncesi) devletin bir de “derin devleti” gibi çalışan, terörist yöntemleri istihbarat metotları ile kaynaştırmış, operasyonel bir güce ihtiyacı doğmuştur. TAK bu ihtiyaca cevap getiren bir tür “Gladyovari” yapılanmadır. Terörü tırmandırmak gerektiğinde devreye girmektedir. PKK’nın “normal yapılanması” ile halledemeyeceği ya da fazla tepki çekeceği durumlarda işlev kazanmaktadır. Bu anlamda PKK’nın dışında “yan” bir örgüt olmayıp, doğrudan “stratejik bütünlük” içinde davranmaktadır. Etle tırnak gibidirler!

“YÜKSEK YOĞUNLUKLU EYLEM DALGASI” İHTİMALİ GEÇERLİDİR!

Maalesef PKK’nın TAK kisvesiyle yaptığı son Ankara saldırısı pek hayra alamet bir işaret değildir. Örgütün bundan sonra da benzer  tarz eylemlere tekrar başvurabileceği ihtimali güçlenmiştir. (Nitekim ardından yapılan turistik merkezlere yönelik tehditvari açıklama bu kanaati pekiştirmektedir.) Devletin “sinir merkezleri” bunun ne kadar farkında ve hazırlıklı olduklarını bilemem. Ancak her şeyin buna göre yeniden kurgulanması ve reflekslerin keskinleştirilmesi gerekmektedir.

Nitekim TAK’ın 4 gün sonra üstlendiği Taksim eyleminin hemen sonrasında kişisel sitemde 04.11.2010. tarihli “Hani Bombacı PKK’lı Değildi?” başlıklı bir yazı yazmış ve şu tespitleri yapmıştım; 

“…Size kötü bir haberim var: maalesef terör bu eksende hiç bitmeyecek! Siz değil açılım ‘Süper Açılım’ yapsanız bile terör hiç son bulmayacak görünüyor. PKK bitebilir, silah bırakabilir. Ancak anında bir ‘PPK’, ‘KPP’, ‘PKP’, vb türeyecektir. (ASALA’nın bitip PKK’nın başlaması gibi) PKK’nın oksijeni terördür. Onsuz nefes alamaz. Son eylem terörde yeni bir dönemeçtir. PKK strateji değiştirmiştir…PKK’nın ve ‘silahlı mücadele’nin bittiği imajını yayacaklardır. (Hatta diğerlerini telin bile edebilirler!) Bu tıpkı iflas eden bir şirketin yeni ve paravan bir isimle ortaya çıkması gibi olacaktır. Başka maskeli, daha dar, daha vurucu yeni bir PKK yoldadır…Yani ki sanıldığı türden ‘barış’ gelmeyecek, sadece ‘dağ tamponu’ kalkacak ve terör yeni bir aşama ile daha kitlesel bir boyut kazanacaktır. Taksim saldırısı bunun ilk işareti, antrenmanı ve yatırımıdır…”

Süreç taktiklerinde bazı zorunlu “revizyonlar”a gitmelerine yol açsa da asıl doğrultu değişmemiştir. PKK ne bitmiş ne de silah bırakmıştır. Tam tersine “açılım süreci”nden daha hazırlıklı ve güçlenmiş olarak çıkmış, TAK türü örgütleri giderek daha fazla devreye sokmaya hazırlanmaktadır. Dün ağırlıkla dağdan ve kırdan saldıranlar artık kentlere yönelmişlerdir. Ortadoğu pratiğinden de dersler çıkartan ve yeni terör yöntemleri geliştiren örgütün artık ne zaman nereyi ve kimleri hedef seçeceği belli değildir.

Örgüt TAKır TAKır bombalar patlatırken bizimde artık canımıza TAK demiştir!... 

22.02.2016.

atillaakar@gmail.com