Gündem
08 Kas 2017 14:19 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 23:15

Sözcü davasında ikinci duruşma! Cem Küçük ve Ersoy Dede'nin sözleri damga vurdu!

19 Mayıs'ta düğmesine basılan Sözcü'ye yönelik operasyonda ilk duruşma dün görüldü. Sözcü davası bugün ikinci duruşmayla sürüyor.

Çağlayan 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmanın dünkü bölümünde sanık savunmaları alınmıştı. Bugün de tanıklar dinlenecek.

CANLI TAKİP…

Saat 13:47 Ankara’da bulunan İyi Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, SEBSİS sistemiyle ifade veriyor.

Saat 13:28 Burak Akbay’ın babası gazeteci Ertuğrul Akbay tanık olarak dinlendi. Akbay “Oğluma böyle bir iftira atılmasını kaldıramıyorum” dedi. Akbay, algı operasyonunun temel dayanağı olarak gösterilen Fehmi Koru’nun “Ertuğrul Akbay bana oğlunun Fethullah Gülen’in okullarında okuduğunu söyledi” iddiasını net bir dille yalanladı.

Ertuğrul Akbay, kamuoyunda kripto FETÖ'cü olarak tanınan Fehmi Koru'nun yalan söylediğini açıkladı.

Akbay, “Benim ve oğlumun FETÖ ile ilgisi olamaz. Biz Maçka'da otururken oğlum Maçka İlkokulu’nda sonra da Dost Koleji’nde okudu. Ardından İsviçre'ye üniversiteye gitti” dedi ve “Bu alçakça iftira yüzünden uykularım kaçıyor” derken gözyaşlarına hakim olamadı. Ertuğrul Akbay, “Tansu Çiller'in başbakan olduğu dönemde bir seyahatte Fehmi Koru ile otururken masada misafirler vardı. 14 yıl önce konuşulan ki konuşulmadı bu konuyu 2010'da yazdı. Böyle bir konu hiç konuşulmadı. Bu iddiaları hakaret olarak kabul ediyorum. Sözcü Gazetesi Atatürk'ün mavi gözleri ile çıkan bir gazetedir. Amaç Sözcü gazetesini karalamaktır” ifadelerini kullandı.

SÖZCÜ'NÜN YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ İFADE VERDİ

Saat 13:20 Sözcü’nün avukatı İsmail Yılmaz'ın dinlenilmesini talep ettiği Sözcü Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Kenan Kurtkaya'nın tanık olarak dinlenilmesi mahkeme heyetince kabul edildi. Kenan Kurtkaya, mahkemeye onlarca dosya ile girdi.

Kurtkaya, “İddianamede yer alan haberlerin tamamını ben seçtim. Hangi fotoğrafla yer alacağına da ben karar verdim. Benim size o haberleri tek tek nasıl hazırlandığını anlatmam lazım. Heyet izin verirse yaptığım hazırlığı paylaşmak isterim” dedi. İddianamede küpürleri konulan haberleri tek tek anlatmak isteyen Kurtkaya'ya Mahkeme Başkanı tek tek anlatılması konusunda kısa bir yol izlenmesini talep etti.

Kurtkaya, “1 Ocak 2016 tarihli manşetine ilişkin teknik bir bilgiye paylaşmak istiyorum. 1 Ocak gazetesi alelacele hazırlandı. 2016'da yayınladığımız bir haberdeki bulmaca için yargılandık hata yaptığımızı kabul ettik. Bobiler.org isimli bir internet sitesinden aldık. Hatamızı kabul ettik ve özür diledik” dedi.

Mahkeme Başkanı, Kurtkaya'ya “Sözcü Gazetesi kurulurken FETÖ'yle herhangi bir bağlantısı var mı?” diye sordu. Kurtkaya; “Sözcü, FETÖ ile mücadele eden bir gazetedir” diye yanıtladı.

Heyet Başkanı, Kenan Kurtkaya ile soru cevap yaparak tanıklığına devam etti:

Soru: Ne zamandır Sözcü Gazetesi'nde çalışıyorsunuz?

Kenan Kurtkaya: Ocak 2013'ten itibaren…

Soru: Sözcü'nün FETÖ ile ilgisi ilişkisi var mıdır?

Kenan Kurtkaya: Kesinlikle yoktur.

Soru: Burak Akbay'ın FETÖ yurtlarında kalıp kalmadığını konusunda bilgisiniz var mı?

Kenan Kurtkaya: Bu bir iftiradır.

Saat 13:00 Duruşma verilen aranın ardından yeniden başladı. Sözcü Gazetesi Yazıişleri Müdürü Kenan Kurtkaya konuşuyor.

Saat 12:15 Duruşmaya saat 13:00’da başlanmak üzere ara verildi.

"SÖZCÜ'NÜN MANŞETLERİ BENİ RAHATSIZ ETTİ"

Saat 12:10 Sözcü’nün yayın politikasını beğenmeyen vatandaş tanık olarak dinlendi.

Tanıklardan Hüseyin Gülerce'nin ardından avukatlar ara talebinde bulundu. Mahkeme heyeti bir başka tanık Nuraydın Süslü'nün dinlemesinin ardından ara verileceğini söyledi. Süslü'ye yine Yalova'dan video bağlantı yapıldı. Kimlik tespitinin ardından Süslü'ye mesleği soruldu. Fen bilgisi öğretmeni olduğunu belirten Süslü’ye daha önce BiMER'e yazdığı bir yazısı hatırlatıldı.

Mahkeme Başkanı Sözcü'nün “FETÖ ile bağlantısına dair somut kanıt veya görgü ya da bilgisi olup olmadığını” sordu. Süslü ise bu soruya “Sözcü’nün manşetleri beni rahatsız etti o yüzden şikayetçi oldum” diye yanıt verdi. Süslü şöyle konuştu:

“Atılan başlıklar Türkiye Cumhuriyet vatandaşlarına saygısızlıktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a saygısızlık yapılıyordu bu nedenle BİMER'e yazı yazdım. Sözcü'nün herhangi bir şekilde FETÖ ile ilgili bir ilişkisi olup olmadığına dair bilgim yok”

HÜSEYİN GÜLERCE KONUŞTU

Saat 11:33 Yalova’da bulunan kapatılan FETÖ’nün yayın organı Zaman gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Gülerce SEBSİS sistemiyle tanık ifadesini verdi. Hüseyin Gülerce, sanıkların hiçbirini tanımadığını söyledi.  Mahkeme Başkanı sık sık Gülerce’ye “Sadece bildiklerini anlat. Başka konulara girme” diye uyarıda bulundu. Gülerce, Sözcü hakkındaki FETÖ’cü iddiaları için “Bu konu hakkında bilgim yok. Sadece Fehmi Koru’nun yazdıklarını okudum” dedi.

Mahkeme başkanı, “Burak Akbay'ın FETÖ ile ilgili direk bağlantısı olup olmadığını bilip bilmediğinizi söyleyin” dedi. Gülerce, Fehmi Koru'nun yazısından bilgi sahibi olduğunu söyledi. Diğer sanıkların “FETÖ ile ilgili bir ilişkisi olup olmadığına dair” bilgisi sorulan Gülerce yine bir bilgisi olmadığını söyledi. Sözcü'nün Fetö'nün talimatı ile kurulduğu iddiası konusundan da soru soruldu ve Gülerce buna soruya da “bilgim yok” diye cevap verdi. Gazete başlıkları dışında bir bilgi veya belgesinin olup olmadığı sorulan Gülerce elinde bilgi veya belge olmadığını aktardı.

Saat11:30 Gökmen Ulu kullandığı ilacı almak için hakimden izin istedi ve Jandarma eşliğinde salondan çıktı.

Saat 11:00 Fuat Uğur’un ardından söz sırası diğer tanık Ersoy Dede’ye geldi. Şu anda Dede konuşuyor. Ersoy Dede de sözlerine “Tanıkları tanımıyorum” diye başladı. Ersoy Dede “Sözcü Gazetesi’nin FETÖ’cü olması deli saçmasıdır” dedi.

Ersoy Dede ifadesinde şunları söyledi: “17-25 Aralık sonrası devletle kurulan kumpastan geçti. Bu süreçte Sözcü Gazetesi 17-25 Aralık’taki süreçte bilerek ya da bilemeyerek FETÖ’nün yeni bir yayın organı arayışına hizmet ettiğini gördük. FETÖ'nün beslendiği kurumlar Zaman ve Samanyolu gibi kurumlardı. Başka kurumları kullanmak istedi. O dönemde Aktüel dergisi ve Star gazetesine yazdığım yazılarla ilgili savcılık tarafından çağırıldım. Bana sorulan iddialar arasında (yanlış biliyorsam özür dilerim) bana sorulan Burak Akbay'ın FETÖ'nün evlerinde kaldığı iddiasını sordular. Ben de sadece Fehmi Koru'nun iki ayrı yerde yazdığı yazıdan bilgi sahibi olduğumu söyledim. Ancak bu iddialar daha sonra yalanlandı. Benim açımdan Sözcü Gazetesi’nin FETÖ’cü olması deli saçmasıdır. Sözcü’nün yolsuzluk soruşturmaları sırasında FETÖ’nün hoşuna giden yayınlar yaptığını gördüm. Sözcü’nün okurları arasında belirli bir noktaya kadar bir tane bile FETÖ’cü yoktur. O haberleri yapanların da 15 Temmuz sonrası ve 17-25 Aralık döneminde yapılan yayınlarla ‘FETÖ’ye bilmeyerek hizmet ettiklerini görmüştür’ diye tahmin ediyorum. Gökmen Ulu'nun haberi için tutuklu olmasını doğru bulmuyorum. Gökmen'in haberi gazetecilik faaliyeti olan haberine karşılık benim tanık olmam kürsünün önünde olmam benim adıma utanç vericidir”

Celal Ülgen ise tanığa, “İfadenizde 17-25 Aralık&taki bazı manşetlerin FETÖ'nün hoşuna gittiğini ifade ettiniz. Cumhuriyet savcısı o haberleri dosyayı koydu. Biz yarın yine bu haberleri tartışacağız ve gazetelerde yer alacak. Bu da FETÖ'nün hoşuna gidecek mi? diye sordu.

Ersoy Dede, “17-25 Aralık mahkeme kararı ile kumpas olarak belirlendi. Bakan çocuklarının yolsuzluk yaptığı iddiası kumpas olarak mahkeme tarafından belirlendi” yanıtını verdi.

CELAL ÜLGEN: SİZE ‘FETÖCÜSÜNÜZ DİYEBİLİR MİYİZ?’

Celal Ülgen, “Ergenekon ve Balyoz döneminde FETÖ’cülere destek veren bir imajınız vardı. Biz de size o dönemdeki yazılarınızla size ‘Siz de FETÖ'cüsünüz diyebilir miyiz?” diye sordu.

Dede soru üzerine, “O zaman yazıklarımın önemli ölçüde arkasındayım. Kumpas davalarını bunun dışında tutuyorum. Ancak sayın avukat Ekrem Dumanlı'ya arka çıktı” dedi. Bu iddia üzerine Ülgen, “Herhangi bir şekilde Ekrem Dumanlı’ya destek vermedim. Hiçbir FETÖ’cü için avukatlık yapmadık” diye yanıt verdi.

Avukat Fahri Emeksiz ise Sözcü'nün muhalif çizgisi üzerine sorduğu soruya Mahkeme Başkanı konunun tartışma olduğunu şahsın tanık olduğunu aktardı.

Saat 10:50 Cem Küçük’ün ardından diğer tanık gazeteci Fuat Uğur söz aldı. Kimlik tespitinin ardından Fuat Uğur, sanıkları tanımadığını beyan etti. Uğur, “Sözcü Gazetesi ile tartışmalarımız oldu, yaptığı haberleri eleştirdim. Fehmi Koru yıllar önce yazıya itiraz etmedi o dönemde. Rahmi Turan'ın köşesinde yayınladığı bir karikatürü eleştirdim. Bunlar Sözcü’nün FETÖ’ye hizmet ettiğini göstermez. Bu iddianamede tanık olmamı da anlamıyorum. Gökmen Ulu ve Mediha Olgun haksız yere tutuklu kaldı ve tutuklu yargılandı. Gökmen Ulu'nun gazetecilik refleksi ile yaptığı haberle ilgili tutuklu olmaması gerektiğini de yazdım. Ben iddianamede bir somut kanıt da görmedim. Gökmen'in tutukluğu ızdıraba döndürüldü. Ben, Sözcü Gazetesi’nin FETÖ ile irtibatlı olduğuna dair hiçbir şey bilmiyorum. Bu dava bence bir hukuk devletine zarar vermeden bitirilmeli diye düşünüyorum” dedi.

“SÖZCÜ’NÜN YAPISI FETÖ’NÜN PROPAGANDASINA UYGUN DEĞİL”

Uğur'a “Sözcü’nün bazı haberlerinin FETÖ’ye hizmet ettiği iddiası” da soruldu. Uğur soruyu  “FETÖ'nün propagandasına uygun olduğunu söyleyemem. Sözcü Erdoğan'a muhalefet çizgisindedir.” diye yanıtladı.

Avukat Celal Ülgen ise Uğur'un “nasıl tanık olduğunu” sordu. Bu soruya Mahkeme Başkanı “kendisinin soracağını” söyleyerek karşılık verdi. Uğur da bu ortak soruya “Telefon ile savcılıktan çağırıldım. Savcı Asım Ekrem yazılarım doğrultusunda çağırıldım” diye yanıtladı.

Fuat Uğur salondan çıkarken de Yılmaz Özdil ve Uğur Dündar ile selamlaştı.

Saat 10:50 Cem Küçük’ün ardından diğer tanık gazeteci Fuat Uğur söz aldı.

Saat 10:25 Eren Yıldız’ın ardından diğer sanık Cem Küçük kürsüye geldi. Küçük’te ilk sanık Eren Yıldız gibi sanıkları tanımadığını söyledi. Küçük “İşim gereği gazeteleri didik didik ederim. Bu 3 kişi hakkında ‘FETÖ’ye yardım yataklık ediyor’ veya ‘Gökmen, Cumhurbaşkanı’nın yerini gösterdi’ sözlerinin iddianemeye girmesi komik.” dedi.

Küçük şöyle konuştu “Başta bu üç kişi hakkında FETÖ’ye ‘yardım ve yataklık’ ediyor, ya da Gökmen Ulu ve diğer sınıkların FETÖ’ye yardım ve yataklık ettiği iddiası çok komik. Mali işlerle ilgili kısımda 2010 yılındaki işlerin iddianameye yazılmaması gerekirdi. Bizim de yayın evimiz var reklam alıyoruz. Bu örgüt 2013 sonrası terör örgütü olarak kabul edildi. O tarihte bütün gazeteler benzer manşetleri attı. Bir madenci oğlu olarak söylüyorum. Bu iddianameye bakarak Sözcü Gazetesi FETÖ'ye yardım ve yataklık ediyor denemez. Saygı Öztürk ve diğer Sözcü yazarları FETÖ'ye ‘bunlar terörist' derlerdi. Ancak 17-25 Aralık’tan sonra Saygı Öztürk'ün FETÖ'nün yayın organında program yapmasını eleştirmeleri lazımdı.”

“BEN ‘BURAK AKBAY FETÖ EVLERİNDE YETİŞTİ’ DEMEDİM”

Cem Küçük'e Saygı Öztürk'ün akrabasının FETÖ İmamı olduğu iddiası da soruldu. Küçük, “Yenişafak’ta yazdığım yazıda bunu söyledim. Öztürk kendisi yaptığı açıklamada aynı köylü olduklarını belirtti. Ben buna bir şey ekleyemem bilgim de yok” dedi.

Mahkeme Başkanı “Burak Akbay'ın FETÖ evlerinde yetiştiği iddiasını da” sordu. Küçük bu soruya “Böyle bir bilgim yoktur. Kaldı ki bu devletin bileceği bir iştir. Ben sadece medyadaki iddiaları biliyorum” dedi.

“EREN YILDIZ’IN İFADESİ DAVADAN ÇIKARILSIN”

Saat 10:20 Tanık Eren Yıldız’ın beyanı üzerine söz alan Avukat Celal Ülgen, İsmail Yılmaz ve Fahri Emeksiz “tanık beyanlarına karşı diyecek birşeyleri olmadıklarını” söylediler. Avukat Ülgen ise tanığın ifadesinin davada olmaması gerektiğini söyledi.

İLK TANIK KONUŞTU: ‘SÖZCÜ’YÜ MUHALİF’ DİYE ALIYORLARDI

Saat 10:15 – İlk olarak tanık Eren Yıldız dinlendi. Ankara'dan SEGBİS sistemi ile davaya bağlanan Eren Yıldız sanıkları tanımadığını ifade etti. Sözcü Gazetesi ile ilgili FETÖ'nün bağlantısı hakkında bilgisi olup olmadığı sorulan Yıldız, “Bylock kullandığım için bir süre tutuklu yargılandım. Aydınlık gazetesine verdiğim röportajda cezaevinde ‘FETÖ'den tutuklular Sözcü okuyor’ diye beyan verdim. FETÖ’den tutuklu olanlar Sözcü davası ile ilgili ‘AKP ile Atatürkçüler birbirlerini yesin' diyorlardı. Ayrıca tutuklu olan FETÖ’cüler Sözcü Gazetesi’ni ‘AKP'ye muhalif diye’ alıyorlardı. Gazetedeki yazarları eleştiriyorlardı. Sözcü'yü ideolojik olarak destekledikleri için almıyorlardı” dedi.

Saat 10:12 Gökmen Ulu’nun mahkeme salonuna alınmasıyla davanın 2. duruşması başladı.

Saat 10:00 Tanık ve sanıklar duruşma salonuna çağrıldı. Davanın tanıklarının dinleneceği duruşmaya tanıklardan Fuat Uğur ve Kripto FETÖ'cü Cem Küçük'ün geldiği görüldü.

CEM KÜÇÜK VE FUAT UĞUR: GÖKMEN ULU TAHLİYE EDİLMELİ

Cem Küçük ve Fuat Uğur, duruşma öncesi konuşarak, iddianamenin içinin bomboş olduğunu ve Gökmen'in bugün tahliye edilmesi gerektiğini söyledi.

Sözcü’den Hande Zeyrek’in haberine göre; Fuat Uğur ve Cem Küçük davanın görüldüğü İstanbul Adalet Sarayı’na birlikte geldi.

Tanık olarak ifade vermeden önce konuşan Fuat Uğur, “Görüşlerimi yazılarımda da ifade ettim. Bu davanın artık hukuk devleti konusundaki endişelerimizi daha fazla arttırmaması için davanın tamamlanması ve Gökmen Ulu’nun tahliye edilmesi gerektiği kanaatindeyim ve bu kanaatimi de söyleyeceğim” dedi.

Cem Küçük ise, “Mediha Olgun’un çıkması yerinde bir karardı. Gökmen Ulu da inşallah bugün çıkacak. Çıkması gerekiyor. İddianameye bakarak bu iddianameden Sözcü gazetesiyle ilgili bir şey çıkmaz” diyerek iddianameye tepki gösterdi.