Medya
29 Ağu 2018 14:20 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:49

Sevilay Yılman Salih Tuna'yı kutladı! Fazıl Say'ı sahiplendi, yüreğimizi umutla doldurdu!

Sabah yazarı Salih Tuna'nın Fazıl Say'ı annesinin cenaze namazı dolayısıyla hedefe koyan kesimlere verdiği cevap Habertürk yazarını sevince boğdu.

Sevilay Yılman, annesini kaybeden Fazıl Say'ın cenaze namazı sırasında çekilmiş fotoğrafları üzerinden yapılan çirkin yorumlara söylenecek çok şey olduğunu fakat bunlara en okkalı cevabı Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna'nın verdiğini söyledi.

Sevilay Yılman, "Fazıl Say ateist değil miydi? Nasıl olur da cenaze namazı kılıyor?” yorumlarıyla Say’ı en acı günlerinden birinde hedefe oturtanlara sosyal medya adresinden biraz avam olacak ama kapak gibi bir cevap yapıştırmış! Salih Tuna’yı yürekten kutluyorum…Tüm samimiyetimle söylüyorum ki; Çok ama çok sevindim, mutlu oldum Tuna’nın bu duruşu karşısında. Ve şuna inandım ki, biz istersek eğer, en uç noktalara varmış da olsa, toplumdaki bu kutuplaşmalara son verebiliriz…" dedi.

İşte Sevilay Yılman'ın bugünkü yazısından ilgili bölüm:

Salih Tuna’nın Fazıl Say sahipliği umutla doldurdu yüreğimizi!

Fazıl Say… Yeteneği tartışılmaz değerimiz. Geçtiğimiz hafta çok acı bir olay yaşadı. Allah rahmet eylesin, annesi yazar Ayşe Gürgün Say’ı kaybetti.

Dün yazmıştım. Her anlamda izinli olduğum için 10 gün boyunca sosyal medyaya bakmadım ama ben de Bodrum’da olduğum için Bodrum’da hayata gözlerini yuman Fazıl Say’ın annesinin kaybını çok çabuk haber aldım ve sonrasındaki gelişmeleri de aileye yakın isimlerden bizzat dinledim.

Bir kere şunu söyleyeyim bir anne olarak… Allah tüm annelere Fazıl Say gibi bir oğul sahibi olmayı nasip etsin. Yakından tanıyanların anlattıklarından biliyorum. Say yaşarken annesine çok saygılı, çok düşkün ve bir o kadar vefalı bir evlat olarak tüm sorumluluklarını yerine getirmiş. Ölümünün ardından da ona son vedanın en güzel biçimde gerçekleşmesi için elinden geleni yapmış.

Bitez’de bir camide düzenlenen törene katılan ortak dostumuzun anlattıklarından gerçekten çok etkilendim. Dünya çapında ün yapmış, Türkiye’nin yüz akı bir isim olan Fazıl Say’ın anacığının ardından sergilediği tipik Türk gelenek ve göreneklerine uygun evlat duruşunu anlatırken ağzından bal damlıyordu gerçekten.

Ama tabii dedim ya… O süre zarfında hiçbir şey okumadığım, izlemediğim için söz konusu cenaze töreninin yansımalarını takip etmedim. Özellikle sosyal medyada neler yazılıp çizildiğinden haberim yoktu.

Öğrendim ki meğerse çok aşağılıkça şeyler yazılıp çizilmiş Fazıl Say’ın annesinin cenaze namazı sırasında çekilmiş fotoğrafları üzerine!

Bu meseleden ancak dün haberdar olabildim. O da bir gazeteci arkadaşımla Türkiye’deki kutuplaşmadan, insanların siyaseten ve ideolojik olarak kamplaşmalarının çok uç noktalara kaydığı konularından konuşurken.

Say’ın ateist olup olmadığı tartışmasını gündeme getirip, cenaze namazı kılabilmesini sorgulamaya kalkanlara elbette söylenecek çok şey var ama hiç gerek kalmamış buna.

Çünkü bu abuk sabuk yorumları yapan, İslamiyet, Müslümanlık adına ahkam kesen güruha en okkalı cevabı Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna vermiş!

“Fazıl Say ateist değil miydi? Nasıl olur da cenaze namazı kılıyor?” yorumlarıyla Say’ı en acı günlerinden birinde hedefe oturtanlara sosyal medya adresinden biraz avam olacak ama kapak gibi bir cevap yapıştırmış!

“Dehşetle izliyorum bu yazılanları… Allah’ın sonsuz rahmetine sınır koymak kimin ne haddine! Dileyen dilediğinde namaz kılar. Adamın annesi ölmüş, saygılı olun… “ yorumunun altına da parantez açarak; “Fazıl say’ın acısını paylaşıyor, annesine rahmet diliyorum” notunu düşen Salih Tuna’yı yürekten kutluyorum…

Tüm samimiyetimle söylüyorum ki; Çok ama çok sevindim, mutlu oldum Tuna’nın bu duruşu karşısında. Ve şuna inandım ki, biz istersek eğer, en uç noktalara varmış da olsa, toplumdaki bu kutuplaşmalara son verebiliriz…

Tıpkı eskisi gibi… Çok değil, 10 yıl önceye falan değil, 5 yıl öncesine geri dönebiliriz.

Fabrika ayarlarımıza gidip yeniden hep beraber, “Biz bu farklılıklarımız nedeniyle zaten Anadolu’yuz… Bu toprakların yaşayanlarıyız…” diyebiliriz…

Haksız mıyım?