Medya
03 Eki 2018 11:36 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:53

Sevilay Yılman Ahmet Hakan'a neden teşekkür etti? "Birbirimizden pek haz etmesek de..."

Habertürk yazarı Sevilay Yılman bugünkü yazısında Ahmet Hakan'a teşekkür etti.

Ahmet Hakan geçtiğimiz günlerde öğrencilerine Alevilikle ilgili söylediği sözler nedeni ile görevden alınan öğretmeni topa tutmuş,"Bu tür soytarılara sadece şöyle şeyler söyleyip konuyu kapatmak lazım:Sen yeme ulan ayı.Git de zıkkımın kökünü ye.Yuh! Oha! Çüş!İnşallah Alevilerin elinden bir lokma ekmek yemeye muhtaç kalırsın.Senin elinden bırak yemeği, su bile içilmez." ifadelerini kullanmıştı.

Habertürk yazarı Sevilay Yılman, olayı gündemine alan Ahmet Hakan'a teşekkür etti. Yılman, "Birbirimizden pek haz etmesek de, gudubet bir adamın öğrencilerine; “Alevilerin yaptığı yemek yenmez!” hakaretlerine karşı aldığı tavır ve bunu köşesinde konu ettiği için tüm Aleviler adına teşekkür ediyorum kendisine." dedi.

Yılman ayrıca, kamuoyunun takip ettiği isimlerin de konuya ilişkin bir şeyler yazmasını beklediğini fakat herkesin sessiz kaldığını belirtti. Yılman, "Ama yanlış yapıyorlar." ifadelerini kullandı.

Sevilay Yılman'ın "Alevilerin aşağılanmasına karşı çıkması gereken ben olmamalıyım!" başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:

İstanbul’un Arnavutköy ilçesindeki Cumhuriyet Ortaokulu’nun 7L sınıfının din dersinde geçtiğimiz hafta başı yaşanan skandal benim dışımda bir de Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın gündemindeydi.

Birbirimizden pek haz etmesek de, gudubet bir adamın öğrencilerine; “Alevilerin yaptığı yemek yenmez!” hakaretlerine karşı aldığı tavır ve bunu köşesinde konu ettiği için tüm Aleviler adına teşekkür ediyorum kendisine.

Tabii gönül isterdi ki bu konuyu Ahmet Hakan gibi kamuoyunun takip ettiği, ilgiyle okuduğu başka isimler de, özellikle muhafazakar camianın okuduğu kalemler de ele alıp, okkalı iki çift kelam etsinler ama maalesef…

Asla “Kötü niyet var” demiyorum. Hatta birçoğunun bu tür konularda tıpkı bir ben ya da Ahmet Hakan gibi düşündüğüne de inanıyorum ama böyle tartışmalarda onlar “Konu daha fazla büyümesin” kaygısıyla genellikle suskun kalmayı tercih ediyorlar.

Ama yanlış yapıyorlar.

Çünkü eğer Türkiye tüm değerleri ile bir Türkiye olacaksa bu tür hassas konuları olabildiğince çok büyütüp, en doğru şekilde tartışıp yüzleşmemiz gerekmektedir.

Mesela ne güzel olurdu Mehmet Barlas’ın Sabah’ta “Alevilerin Yaptığı Yemek Yenmez” hurafesiyle ilgili şöyle okkalı bir başyazısı olsaydı…

Ya da doğduğu Malatya’nın sokaklarında Alevi çocuklarla misket oynayarak büyümüş Star yazarı Ahmet Kekeç… O zırcahil öğretmen bozuntusunun skandalıyla ilgili şahane bir makale döşenseydi… Ve onun üzerinden anlatsaydı keşke Alevilerle ilgili bütün bu önyargıların tamamen uydurma, yalan dolan olduğunu ve bunları dile getirmenin bu toplumu bölmekten, ayrıştırmaktan başka bir halta yaramadığını ifade etseydi okurlarına.

Sadece bu iki isim değil tabii kastettiğim…

Onlarca var onlar gibi muhafazakar kitlelerin pürdikkat takip ettiği kalem.

Tamamının ismini yazmaya kalksam yazının sonu gelmez. O yüzden affetsinler beni ama keşke artık kangrenleşmiş bir soruna dönüşen Aleviliğin, Alevilerin aşağılanması konusunda bir Alevi olarak ben değil de onlar “Artık yeter!” diye seslenseler kendi camialarına…

Haksız mıyım?