Sen misin benim projeme hayır diyen?

Hangi ünlü tv eleştirmeni 'senaryo' teklifinde bulunduğu kanaldan red cevabı alınca zehir zemberek eleştirilerde bulundu? Radar Operatörü yazdı...

Mesleğe başladığımda Cağaloğlu yokuşunu çıkan şanslı veletlerden biri de bendim. O zamanlar Bâb-ı Âlî’ydi benim için Cağaloğlu.., Bir Ekşi Sözlük yazarı da “Müzikal için Broadway, sinema için Hollywood, borsa için Wall Street ne demek ise Türk basını için de Babıali oydu bir zamanlar” diye tanımlıyor Bâb-ı Âlî’yi.. Bu tanımlama önünde şapka çıkartıyorum ve saadete gelmek üzere giriş faslını azıcık daha uzatıyorum. Neden mi? O kadar doluyum ki sanırım bu yazıyı okuyan benim kuşak değerli meslektaşlarım bana hak verecek ve ‘ahh ahh nerde o eski günler’ diyeceklerdir..

Evet, devam edelim…

Bâb-ı Âlî’yi terk edip İkitelli’ye gidince bir takım değerleri beraberimizde götürmeyi unuttuk. Bu unutkanlık biraz da zorunluluktandı. Çünkü ‘yeni bir jenerasyon’ geliyordu. Yani sizin anlayacağınız değerli eski kuşak ‘Radar Dostları’ değişim kaçınılmazdı. Gazeteciliğin temel değerleri hızla erozyona uğrarken mesleğimizin taşıdığı ‘itibar’ ve gazetecilerin kamuoyu gözünde ‘doğruyu yazar’, ‘doğruyu aktarır’ şeklinde kabul görmesi gerçeği, ne yazık ki tedavülden kalkmıştı. Üstelik, Türk medyasının eski hastalığı “hanut gazetecilik” yine yeniden hortlamıştı ki, değerli meslek büyüğüm Faruk Bildirici medya dünyasında kolay kolay kimsenin girmeye cesaret edemediği mayınlı tarlada adeta ‘vals’ yaptı. Eminim mesleği iki paralık hale getirenler Bildirici’yi yedi göbekten sık sık anmıştır.

Benim sizlere asıl söylemek isteyip de çenemin düştüğü konuya gelir isek. Değerli dostlar, televizyon kanallarının hızla yükselişe geçtiği yıllarda bazı meslektaşlarımız çalıştıkları kurumların gücüyle ellerinde projelerle kanal kanal dolaşıp program yapmaya ve satmaya çalıştılar. Bu durum özellikle gazeteci Fatih Altaylı tarafından ‘sıklıkla’ dile getirildi. Altaylı’nın ‘dilinde tüy bitti’ ama bu işler maalesef bitmedi! Usta gazeteci artık bu konuda yazıp çizmiyor bile!

Neyse ben devam edeyim mevcut konuya… Şimdi kanala proje satışında olumsuz bir durum söz konusu olduğunda ‘vay anam vay’, o kanalın her programı ‘hedef tahtasında..’ Eskiden gizli kapaklı yapılan ‘etik olmayan’ bu yaklaşım son yıllarda yeniden aleniyet kazandı!

Geçen günlerde bir gazetede yönetici pozisyonundaki dostumun daveti ile Beşiktaş – Porto maçına gittim. Çömezlik yıllarındaki dostluğumuz hale aynı saflığı içinde devam etmekte. Şimdi sıkı durun dostlar… O yönetici arkadaşım bana gazetelerinde çalışan televizyon eleştirmeni kızın elinde bir senaryo ile bir kanal yöneticisine gittiğini anlatmaya başladı. Ben ise Vodafone Park’ın büyülü atmosferini izlemeye dalmışken, anlattıkları bir kulağımdan giriyor ve aynı süratle de çıkıyordu. Benim için sıradan bu olayı kızgınlık içinde anlatan arkadaşım sonunda dikkatimi çekmeyi başardı. Aslında bildik konulardı ama devamını dinledikçe dehşete düştüm. Dehşet bölümlerini şimdilik kaydı ile burada yazmayacağımı söylemek isterim. Daha SONRA.. Eskiden, Az SONRA’lar vardı.

Devam edelim;
Televizyon eleştirmeni yazar kızımıza Türkiye’nin önde gelen kanalı ‘olumsuz’ olarak dönüş yapar, ‘öyküsü beğenilmemiştir’. 
Kızımızda, ‘şimdi siz görürsünüz’ diyerek anlı şanlı kanalımızı ‘ağır’ eleştirileri ile yerden yere vurur. Bu durum kanal yönetimini rahatsız eder ve gazetenin patronlarına olay aktarılır.

Biliyorum Beşiktaş-Porto maçı bitti ve Beşiktaşımız bir üst tura çıkalı hayli zaman oldu da ben niye yazmadım bu olayı?
Niye mi yazmadım bekledim ki gazetenin yönetimi mesleğimizin ‘onurunu’ ayaklar altına alan bu hanımefendiye “Kırmızı” kartını göstersin. Ama nerde! 

Ben daha çok beklerim değil mi dostlar!

Evet, O, Türkiye’nin en önemli Tv eleştirmenlerinden biridir ve yapımcılar onun eleştirileri ile işlerine çeki düzen verir, kanal yöneticileri ile yapımların kaderini tayin eder. Hatta o kadar etkilidir ki kızımız, reklam verenler onun engin eleştirilerine bakarak reklam stratejilerini belirler! Ve belki de en önemlisi 80 milyon onun yazdıklarıyla hangi kanalda ne izleyeceklerini karar verir ki, ben bile bu kadar okunmuyorum!

Gelişmelerden sizleri haberdar edeceğimi bilmenizi istiyor, yazıma son vermeden önce de böylesi birinin öfkesine mazhar olmuş kanalın da, ‘Allah yardımcısı olsun' diyorum.

Ve ayrıca belirteyim ki bu işlerin ustası da çoktur 'doktoru' da...
İşin ehli olacaksın ve modern tıptan ayrılmayacaksın...

Sevgili Medya Radar okuyucusu kanal yöneticisi! Elimde, Kanal D'ye bile vermeye kıyamadığım senaryom hazır! 10 reyting, 30 share garanti! Anladınız siz onu!

Kalın sağlıcakla.. 

RADAR OPERATÖRÜ