Medya
27 Kas 2012 13:29 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:25

O SES TÜRKİYE'DEKİ AHMET KAYA ÇILGINLIĞININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ...

Önceki gece “O Ses Türkiye”nin elemelerini izlerken, bir kez daha karar verdim&... Dünyanın en garip halkıyız biz! VAROL ERSOY yazdı.

Gecikmeli Refleks!

Önceki gece “O Ses Türkiye”nin elemelerini izlerken, bir kez daha karar verdim… Dünyanın en garip halkıyız biz! Nazım’ı vatan haini ilan ettik, başka ülkelerde yaşamak ve ölmek zorunda bıraktık; elli yıl sonra MHP’lilerimiz bile onun şiirlerini okumaya başladı, heykellerini diktik…
Yılmaz Güney’i, Cannes Film Festivali’nde ödül kazanınca ve ölünce sahiplendik!
Dünyaca ünlü sopranomuz Leyla Gencer’in değerini anlamamız için ölmesi gerekti…
1970’li yılların başında ipe çektiğimiz Deniz Gezmiş’in, Yusuf Aslan’ın, Hüseyin İnan’ın değerini otuz yıl sonra görebildik…
Darbecilerin 17 yaşında, kemik yaşını büyüterek astığı Erdal Eren aklımıza geldikçe, gözyaşı döküyoruz bugün!
Aynı senaryo Ahmet Kaya’nın da kaderi oldu… Magazin Gazetecileri Derneği’nin o malum ödül töreninde adamı sahnede linç etmeye kalktık, yurtdışına kaçmak ve orada ölmek zorunda bıraktık; şimdi tüm şarkılarını “milli marş” gibi söylüyoruz!
***
O Ses Türkiye’nin önceki gece yayınlanan bölümünde Mustafa Bozkurt isimli bir genç, Ahmet Kaya’nın Kafama Sıkar Giderim şarkısını söylemeye başlayınca, deyim yerindeyse stüdyo yıkıldı…
Jüri üyeleri Mustafa’yı takımlarına alabilmek için birbirlerini yedi…
Diğer yarışmacılara söyledikleri, “Özgün değilsin, sanki biraz taklit kokuyor” eleştirilerini Mustafa için dile getirmek akıllarına bile gelmedi.
Oysa çocuk şarkıyı tamamen Ahmet Kaya’yı taklit ederek söylemişti; umursayan olmadı…
Neden?
Dedim ya garip insanlarız biz:
Zalimliklerin en büyüğünü yapmakta, insanları vatanlarından kovmakta da sakınca görmüyoruz; sonradan kahramanlaştırmakta da…
Tam tersini de yapıyoruz bunun… Örneğin; 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştiren askerleri 1982’de yapılan referandumda yüzde 93 “Evet” oyuyla akladığımızı unutup, bugün yatağa bağımlı hale geldiklerinde yargılıyoruz…
***
Ben bu duruma “gecikmiş refleks” diyorum…
Doğru tepkileri, zamanında değil de aradan yıllar, hatta on yıllar geçtikten sonra verirseniz; işte böyle garip durumlara düşersiniz…
Sırf Kürtçe konuşmak istediğini söylediği için Ahmet’i linç etmek istedik…
Gazete manşetlerinden kellesini aldık…
Onu korkunç bir yalnızlığa ve kadere mahkum ettik…
Şimdi bir şarkı yarışmasında onun ezgilerini duyunca, dünyanın en “duygulu ve duyarlı insanları” ayağına yatıp, günah çıkarıyoruz…
Sahip olduğumuz bir değeri anlayabilmemiz için mutlaka “öldürmemiz” gerekiyor!
Genlerimize işleyen bu “gecikmiş refleks” hastalığı yüzünden herkesi sağlığında yerden yere vurup, öldükten sonra ilahlaştırıyoruz!
***
Kimse yalan söylemesin, riya yapmasın…
Dün ölümlerine neden olduğumuz insanları bugün kutsayıp yüceltmemizin nedeni, onların değerini sonradan anlamış olmamamız falan da değil…
Böyle yaparak kendi ayıplarımızı aklamaya çalışıyoruz sadece…
***
Önceki gece ben, O Ses Türkiye’yi işte bu duygularla izledim…
Ve geçmişte değerini bilmeyip ipe gönderdiğimiz bütün değerlerin yukarılardan bir yerlerden bizimle nasıl dalga geçtiklerini hissettim…

VAROL ERSOY


İŞTE O SES TÜRKİYE'DEKİ AHMET KAYA!