Medya
12 Kas 2018 13:14 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:58

Nagehan Alçı 'Dosdoğru'yu yazdı, Fatih Altaylı'yı yalanladı: Ceset yok ama ceza var!

Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın cesedinin bulunamaması iki Habertürk yazarını karşı karşıya getirdi.

Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülen Cemal Kaşıkçı’nın cesedi, haftalardır bulunamıyor.

Bununla ilgili olarak Habertürk yazarı Fatih Altaylı ilginç bir iddiayı ortaya atmış ve yakın tarihten bir cinayeti örnek göstermişti.

“Füreyd Dosdoğru’dan Cemal Kaşıkçı’ya” başlıklı köşesinde, "Sosyete dişçisi" olarak anılan Füreyd Dosdoğru'nun Maçka İlkokulu Öğretmeni Muazzez Paçacı'yı öldürmek suçundan yargılandığı davayı konu eden Altaylı, Paçacı'nın cesedinin bulunamaması nedeniyle davanın "beraat"le sonuçlandığını yazmıştı.

Altaylı'nın davanın seyrini anlattığı ve "Dosya 9 kez Yargıtay’a gitti geldi.Sonuç değişmedi.Ceset yoksa cinayet yoktu.Anladınız mı şimdi Kaşıkçı’nın cesedinin niye ortalıkta olmadığını?” sözleriyle bitirdiği yazısına bir diğer Habertürk yazarı Nagehan Alçı'dan yalanlama geldi.

Alçı, Muazzez Paçacı'nın avukatı Kemal Kumkumoğlu ile yaptığı görüşmeyi köşesine taşıyarak cinayetin yargı sürecinin detaylarını köşesine taşıdı. 

İşte Alçı'nın bugünkü yazısından "Tozlu raflardan çıkan esrarengiz cinayet" başlıklı o bölüm:

Geçtiğimiz perşembe Fatih Altaylı, Cemal Kaşıkçı cinayetinde cesedin bulunamamasından hareketle 1979’da işlenmiş başka bir cinayete atıf yaptı. Ünlü bir diş hekimi olan Füreyd Dosdoğru’nun öğretmen Muazzez Hanım’ı öldürdüğü ve yalısından denize attığı ancak bedene ulaşılamadığı için beraat ettiğini yazdı.

Ortadan kaybolan bir kadın, bir yalı ve meşhur bir diş doktoru… Merakımı uyandırdı bu küllenmiş hikaye. Araştırdım ve ölen Muazzez Hanım’ın avukatı Kemal Kumkumoğlu’na ve o günlerin gazete haberlerine ulaştım…



Kumkumoğlu bugün 80 yaşında. 68 kuşağının aktif solcu öğrencilerinden, hatta liderlerinden olarak bilinen bir isim. Paçacı cinayetinin üzerinden 39 yıl geçmesine rağmen olay hâlâ zihninde canlılığını koruyor zira dava ile 4-5 yıl uğraşmış. Bu işten tek kuruş para da istememiş. "Ailenin maddi imkanı çok kısıtlıydı, karşımızda da İstanbul’un bilinen bir ailesi vardı" diyor. Benim için tozlu dosyaları karıştırdı ve yargı sürecinin detaylarını buldu.

Peki Altaylı’nın hatırlattığı, 39 yıl önce meydana gelen cinayetin hikayesi neydi?

Füreyd Dosdoğru, dönemin sosyetik diş hekimi. Babası Atatürk’ün özel dişçisi Siret Dosdoğru imiş. O yıllarda kızı Maçka İlkokulu'nda okuyor. Muazzez Paçacı, kızının öğretmeni, bekar ve genç bir kadın.

AKINTIYA KAPILSIN DİYE AĞIRLIK BAĞLAMIŞ

Avukat Kumkumoğlu’nun anlattığına göre Muazzez Hanım, kızı vasıtası ile Füreyd Bey ile tanışıyor, dişlerini yaptırıyor, bu arada aralarında bir yakınlaşma oluyor. Cinayet günü doktorda tedavisi var. Dönemin bazı gazete kupürlerine göre Füreyd Dosdoğru gönül ilişkisini bitirmek istiyor, Muazzez Paçacı yanaşmıyor, cinayetin sebebi bu. Ancak avukat Kemal Bey aralarındaki ilişkiyi kabul etse de Muazzez Hanım’ın iğne nedeniyle yanlışlıkla öldüğünü düşünüyor.

Sonuçta Paçacı dişçi koltuğunda yaşamını yitiriyor ve doktor telaşla cesedi sarıp sarmalıyor ve Vaniköy’deki yalısına götürüyor.

Dosdoğru ailesi nüfuzlu. Konu mahkemede ilk celsede kapanmaya çalışılıyor ama Muazzez Hanım’ın havayollarında çalışan kız kardeşi işin peşini bırakmıyor. Avukat Kemal Bey’i de ikna ediyor ve mücadeleye başlıyorlar.

Kemal Bey’in dediğine göre Dosdoğru, cesede alt akıntıya ulaşıp kaybolması için ağırlık bağlayıp yalısının önünden öyle Boğaz’a bırakmış. Nitekim beden bulunamıyor. Ancak sonuç Altaylı’nın yazdığı gibi değil.

CESET YOK AMA CEZA VAR

İlk hüküm beraat oluyor ama karar Yargıtay’a gidiyor. Yargıtay 1. Ceza kararı bozuyor ancak kendisi de yine beraat veriyor. İkinci hüküm Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gidiyor. Oradan 8 yıl hapis çıkıyor, Dosdoğru yaklaşık 5 yıl yatıyor.

Ceza almıyor değil, alıyor ancak düşük bir ceza alıyor. Bunun sebebi de cesedin bulunamaması değil, o zamanın ceza yasasının 455. Maddesinin işletilmesi. Yani kasıt olmadığı kabul ediliyor ve "meslekte ve sanatta acemilik sebebiyle" insan öldürmekten mahkum oluyor.

"Ceset yoksa ceza da yok" bağlamı doğru değil. Başka bir yazıda ceset bulunamadığı halde katillerin ceza aldığı bazı örneklere de bakabiliriz zira arşivlerde var böyle vakalar.

Kaşıkçı gibi uluslararası boyutu olan, bütün dünyayı ilgilendiren politik bir cinayeti ve akıbetini böyle bir cinayetle karşılaştırmak doğru değil. Öte yandan bu vesile ile tarihin unutulmuş sayfalarında gezinmek ve bence çok iyi bir film senaryosu olacak "Muazzez Paçacı" hikayesini öğrenmek güzeldi.

Bu arada Füreyd Dosdoğru da geçen sene vefat etmiş…