Polemik & Kulis
24 Mayıs 2018 16:13 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:13

Milliyet ve Vatan kapanıyor mu?

Demirören Grubu'nun, bünyesindeki yayın organlarından Vatan ve Milliyet ile ilgili çarpıcı bir iddia ortaya atıldı.

Demirören Grubu'nun, bünyesindeki diğer yayın organları olan Vatan ve Milliyet ile ilgili alacağı kararlar merak konusu. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş, dikkat çeken bir iddia da bulundu.

Durmuş, seçimler sonrasında AKP'nin iktidarda kalması hâlinde; Demirören Holding'in Milliyet ve Vatan gazetelerini kapatabileceğine işaret ederek, "Demirörenler'in Hürriyet ve Posta'ya dokunacağını düşünmüyorum. Milliyet ve Vatan üzerinde bir kapatma süreci yaşanacağını düşünüyorum. Milliyet'in internet haberciliği üzerinden devam edeceğini, Vatan'ın tamamen kapanacağını düşünüyorum. Tabii eğer iktidarda bir değişim yaşanmazsa. Her ikisi de zarar eden kurumlar" diye belirtti.

"TÜM BUNLAR SEÇİM SONUÇLARINA GÖRE BELİRLENECEK"

DW Türkçe'den Cengiz Özbek'e konuşan Doğan Medya Grubu'nda uzun yıllar üst düzey yöneticilik yapan, ancak isminin açıklanmaması kaydıyla DW Türkçe'den Cengiz Özbek'e konuşan eski Doğan yöneticisi de bu ihtimali dışlamıyor:

"Tüm bunlar seçim sonuçlarına göre belirlenecek. Eğer seçimlerden sonra yeni bir kaos çıkarsa hiçbirini kapatamaz, hepsiyle topyekûn destek vermek ister. Ama stabilize olursa siyaset, o zaman kapatabilir."

2011'DEKİ SATIŞLA FARKLI

Doğan Medya Grubu, 2011 yılında da Milliyet ve Vatan gazetelerini Demirören ve Karacan gruplarının ortak girişim şirketi DK Gazetecilik ve Yayıncılık’a satmıştı. Satışın gerçekleştiği dönemde Doğan Grubu, hem Maliye Bakanlığı hem de Rekabet Kurumu tarafından kesilen ağır para cezalarının baskısı altındaydı. Satıştan kısa süre sonra anlaşmazlığa düşen Demirören ve Karacan grupları mahkemelik oldu. Mahkeme kararıyla bir dönem kayyum dahi atanan Milliyet ve Vatan gazeteleri daha sonra tamamen Demirören Grubu'nun oldu.

Yaşanan sürece söz konusu kurumlarda çalışan bir gazeteci olarak tanıklık eden eski Doğan yöneticisi ise, Demirören Grubu'nun medyaya daha ziyade ticari motivasyonlarla girdiğini belirterek, "O dönemde siyasetle ilişkisi bugünkü gibi değildi. Bugünkü gibi yoğun bir alışveriş içinde değillerdi. Medya yöneticiliğinin, sahipliğinin ne olduğunu bilmiyorlardı. Ama medya sahibi olduktan sonra gördüler ki bu işin bir de siyasi tarafı var. Siyasetçilerin sürekli talepleri var, istekleri var. Onlar memnun olunca ilişkilerin iyi gitmesi, memnun olmayınca kötüye gitmesi var" diye konuştu.

"NASIL GİRDİM BU İŞE YA"

"Demirörenler'in iktidarlarla medya patronları arasındaki ilişkilerin mahiyetini yaşayarak öğrendiğini belirten eski yönetici, bunun "zirve noktasının" da 2013 yılında Milliyet'te "İmralı zabıtları" başlığıyla yayımlanan haber nedeniyle Erdoğan Demirören ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmesi olduğunu belirtti. Söz konusu görüşmeye ait olduğu öne sürülen ses kaydında, Erdoğan Demirören'in "Nasıl girdim bu işe ya, kim için" diyerek ağladığı duyuluyordu.

O dönem Demirören medyasında çalışan eski yönetici, "Ne zaman ki 17-25 Aralık olaylarında Erdoğan Demirören'in de ses kaydı çıktı. İşte o zaman Milliyet ve Vatan'da her şey değişmeye başladı. Ondan sonra Demirören Yayın Grubu AK Parti'ye yakın bir medya kuruluşu hâline geldi" dedi.