Keskin Kalem
23 Eyl 2016 08:16
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:33
Medyanın Keskin Kalem'i yeniden sahalara dönüyor!
Bugüne kadar Medyaradar'da en gerçekçi ve en keskin yorum, analiz, haberleriyle okuduğunuz Keskin Kalem uzun bir aradan sonra yeniden dönüyor.
Merhaba!
Medyanın radarında olan, radara giren yahut girmek için can atan ve girip de kurtulamayan sevgili Medyaradar okurları... Hepinize Merhaba!
Yıllardır medya sektörünün çılgınlıkla takip ettiği, radara yakalanıp yakalanmadığını merak edip gözüne uyku girmeyen ve Medyaradar’la yatıp kalkan herkese can-ı gönülden merhaba.
Haftada bir mi olur, üç mü olur bilemiyorum! Sıkça yazmak istiyorum.
Hatta haftanın her bir günü mü olur, gerçekten kestiremiyorum!
Ama nefes nefese takip edeceğiniz, arkası yarın misali sürükleyici, heyecan yüklü, kimi zaman gizemli, çoğu zaman kimliğini gölgede bırakacağım, adını sanını kimselere demeyeceğim haber kaynaklarımın fısıldadıklarını arayı uzatmadan sizlerle paylaşacağım.
Bu arada şöyle bir şeyler de olacak. Tam 41 yıldır mensubu olduğum bu güzelim mahallenin sorunlarını, beklentilerini, coşkularını, zaman zaman da hüzünlü öykülerini dile getireceğim. Rahmetli Ahmet Vardar gibi kulak da çekeceğim!
Amacım çok basit sevgili dostlar.
Bizler büyük bir kasaba nüfusuna sahibiz.
Bu devasa nüfus içinde birbirini kıskanan, çekemeyen, sevmeyen o kadar çok insan var ki! Yüzüne başka arkasından tamamen başka konuşan, hatta bin bir dolap çeviren maalesef hayli çok.
Garip bir dünyamız var.
İşte böylesi bir atmosferin hüküm sürdüğü medya dünyasına, hırsı ve kibiri tavan yapanların yaşamına bir nebze katkı sunabilirsem inanın çok bahtiyar olacağım.
“Medyanın sırrı diye bir şey yoktur” denir. Ancak bana aktarılanları, tanık olduklarımı kaynaklarıma ilişkin ufacık bir ipucu dahi vermeden, vallahi ima bile etmeden sizlere ileteceğim, bu sütuna taşıyacağım.
Sözüm söz dostlar.
Haber kaynağımı kendime dahi fısıldamadan aktaracağım bana ulaştırılanları.
Sizden rica ediyorum, bol bol dertleşelim, sık sık haberleşelim.
Birkaç kaynağımdan doğrulatmadan tek bir bilgiyi bu sütuna taşımamaya gayret edeceğim.
Mikrofonların kıdemli abisi, duayen siması güzel abimiz Halit Kıvanç’ın bir sözünü de anımsatayım sizlere; Halit Abi yıllardır ne diyor; “Hayat paylaşınca güzel”.
Ben de kaynaklarımı asla üzmeyecek şekilde paylaşacağım bana gelenleri!
Ayrıca şunu da ekleyeyim; "ucu bana dokunuyor" deyip de kızmak, darılmak, oyun bozanlık etmek yok!
41 yılın birikimi çerçevesinde bana göre “nası yani” dedirtecek eleştirilerimi demekten sakınmayacağımı vurgulamak isterim.
Bunu yaparken de üslubunca ve olabildiğince incitmeden kelam etmek kırmızı çizgim olacak!
Şimdilik bunu bir merhaba yazısı kabul edin.
Günlerdir TV kanallarımızın sonbaharla birlikte başlattıkları yeni yayın dönemi tanıtımları izliyorum.
Bunlara ilişkin üç beş kelam edeceğim ve dostça tahlillerimi, eleştirilerimi paylaşacağım.
Zira bu dünyayı biraz iyi bilirim. Belki ayda 2-3 ülke dolaşan bir medya büyüğünüz olarak diyeceklerimi umursayanınız olur.
Şimdilik sağlıcakla kalın dostlar. Ve, sakın ha radardan çıkmayın!
Hafta başında görüşmek dileğiyle.
Medyanın radarında olan, radara giren yahut girmek için can atan ve girip de kurtulamayan sevgili Medyaradar okurları... Hepinize Merhaba!
Yıllardır medya sektörünün çılgınlıkla takip ettiği, radara yakalanıp yakalanmadığını merak edip gözüne uyku girmeyen ve Medyaradar’la yatıp kalkan herkese can-ı gönülden merhaba.
Haftada bir mi olur, üç mü olur bilemiyorum! Sıkça yazmak istiyorum.
Hatta haftanın her bir günü mü olur, gerçekten kestiremiyorum!
Ama nefes nefese takip edeceğiniz, arkası yarın misali sürükleyici, heyecan yüklü, kimi zaman gizemli, çoğu zaman kimliğini gölgede bırakacağım, adını sanını kimselere demeyeceğim haber kaynaklarımın fısıldadıklarını arayı uzatmadan sizlerle paylaşacağım.
Bu arada şöyle bir şeyler de olacak. Tam 41 yıldır mensubu olduğum bu güzelim mahallenin sorunlarını, beklentilerini, coşkularını, zaman zaman da hüzünlü öykülerini dile getireceğim. Rahmetli Ahmet Vardar gibi kulak da çekeceğim!
Amacım çok basit sevgili dostlar.
Bizler büyük bir kasaba nüfusuna sahibiz.
Bu devasa nüfus içinde birbirini kıskanan, çekemeyen, sevmeyen o kadar çok insan var ki! Yüzüne başka arkasından tamamen başka konuşan, hatta bin bir dolap çeviren maalesef hayli çok.
Garip bir dünyamız var.
İşte böylesi bir atmosferin hüküm sürdüğü medya dünyasına, hırsı ve kibiri tavan yapanların yaşamına bir nebze katkı sunabilirsem inanın çok bahtiyar olacağım.
“Medyanın sırrı diye bir şey yoktur” denir. Ancak bana aktarılanları, tanık olduklarımı kaynaklarıma ilişkin ufacık bir ipucu dahi vermeden, vallahi ima bile etmeden sizlere ileteceğim, bu sütuna taşıyacağım.
Sözüm söz dostlar.
Haber kaynağımı kendime dahi fısıldamadan aktaracağım bana ulaştırılanları.
Sizden rica ediyorum, bol bol dertleşelim, sık sık haberleşelim.
Birkaç kaynağımdan doğrulatmadan tek bir bilgiyi bu sütuna taşımamaya gayret edeceğim.
Mikrofonların kıdemli abisi, duayen siması güzel abimiz Halit Kıvanç’ın bir sözünü de anımsatayım sizlere; Halit Abi yıllardır ne diyor; “Hayat paylaşınca güzel”.
Ben de kaynaklarımı asla üzmeyecek şekilde paylaşacağım bana gelenleri!
Ayrıca şunu da ekleyeyim; "ucu bana dokunuyor" deyip de kızmak, darılmak, oyun bozanlık etmek yok!
41 yılın birikimi çerçevesinde bana göre “nası yani” dedirtecek eleştirilerimi demekten sakınmayacağımı vurgulamak isterim.
Bunu yaparken de üslubunca ve olabildiğince incitmeden kelam etmek kırmızı çizgim olacak!
Şimdilik bunu bir merhaba yazısı kabul edin.
Günlerdir TV kanallarımızın sonbaharla birlikte başlattıkları yeni yayın dönemi tanıtımları izliyorum.
Bunlara ilişkin üç beş kelam edeceğim ve dostça tahlillerimi, eleştirilerimi paylaşacağım.
Zira bu dünyayı biraz iyi bilirim. Belki ayda 2-3 ülke dolaşan bir medya büyüğünüz olarak diyeceklerimi umursayanınız olur.
Şimdilik sağlıcakla kalın dostlar. Ve, sakın ha radardan çıkmayın!
Hafta başında görüşmek dileğiyle.
