Medya
07 Oca 2018 13:19 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 01:55

Kılıçdaroğlu'nun teşekkür ettiği Mehmet Barlas: Güldüm, beni yanlış anlamış!

Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas kendisine teşekkür eden Kılıçdaroğlu'na bugün köşesinden cevap verdi.

Sabah yazarı Mehmet Barlas, dünkü konuşmasında kendisine teşekkür eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, "2 Ocak tarihli yazıma atıfta bulunarak bana teşekkür ettiğini duyunca güldüm. Demek ki 'Beni bir kişi anladı o da yanlış anladı' deyişi, hiç umulmadık bir yerde yine gerçekleşmişti" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun teşekkür ettiği yazının ilgili bölümü şöyle:

“İran halkının mutsuzluğunu yine bu halk değerlendirecektir. Eğer rejim sağlam değilse, halka rağmen ayakta kalamaz. Ancak buna asla ABD karar veremez. Bu vesileyle bizim aynı hatayı Suriye’de ‘Muhalif gruplar’ diye terör örgütlerine verdiğimiz destekle ve Esad rejimini bizim bir iç sorunumuz gibi görerek yaptığımızı unutmayalım. ABD hem BM ilkelerini ayaklar altına alırken, hem de bu kurumun faaliyetlerini boykot ederek iyice etkisiz hale getirirken, biz bu çizgiye asla girmeyelim.”

Kılıçdaroğlu dün gerçekleştirdiği konuşmasında Barlas için şöyle demişti:

"Kamuyounda bilinen MİT TIR’ları ile Suriye’ye silah gönderildi. Mehmet Barlas ne yazıyor bakın? ‘Aynı hatayı Suriye’de muhalif gruplar diye terör örgütlerine verdiğimiz destekle’ diyor. Suriye’de terör örgütlerine destek veren bir iktidar var. Yandaş kalem diyor. Diyor ki, ‘Esad rejimini bizim iç sorunumuz gibi görerek…’ Sayın Barlas çok doğru bir tespit yaptı. Bunu söylediğim için de beni eleştirecek. Ama doğru doğrudur. Kendi güvendikleri gazeteden terör örgütlerine destek verildiği yazılmış. Kendisine teşekkür ediyorum.”

MEHMET BARLAS'IN YAZISI ŞÖYLE:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara İl Kongresi'nde konuşurken benim 2 Ocak tarihli yazıma atıfta bulunarak bana teşekkür ettiğini duyunca güldüm...

Demek ki "Beni bir kişi anladı o da yanlış anladı" deyişi, hiç umulmadık bir yerde yine gerçekleşmişti.
O yazımda İran'daki olaylara Amerika'nın ve Trump'ın yaklaşımlarını eleştirirken şöyle demiştim:

O yazım

"-İran halkının mutsuzluğunu yine bu halk değerlendirecektir. Eğer rejim sağlam değilse, halka rağmen ayakta kalamaz.

Ancak buna asla ABD karar veremez.

Bu vesileyle bizim aynı hatayı Suriye'de 'Muhalif gruplar' diye terör örgütlerine verdiğimiz destekle ve Esad rejimini bizim bir iç sorunumuz gibi görerek yaptığımızı unutmayalım." Kılıçdaroğlu konuşmasında yazının bu bölümünü almış ve "Kamuoyunda bilinen MİT TIR'ları ile Suriye'ye silah gönderildi" iddiasına da kanıt olarak yazımı göstermiş.

MİT TIR'ları o yazıda yok

Suriye'deki muhalif gruplara destek verdiğimiz Mısır'daki sağır sultanın da duyduğu bir gerçek. PYD'nin lideri Salih Müslim bile 2014'ün ekiminde Ankara'ya gelmemiş miydi? Bu ve buna benzer durumlardaki yanlışlarımız zamanla açığa çıktığı için, politikalarımızda radikal değişikliğe gitmiyor muyuz? Esad'ın altı ayda devrileceğini iddia eden ve daha sonra da Rus uçağının düşürülmesi emrini de kendisinin verdiğini söyleyen dönemin Dışişleri Bakanı ve sonra Başbakanı olan Ahmet Davutoğlu, yanlışların baş sorumlusu değil miydi?

Bütün bu gelişmeleri yok sayıp, Suriye'yi "MİT TIR'ları olayı" ile anlamaya çalışanlara, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aynı hatayı yapan Fransız gazeteciye verdiği cevabı hatırlatmak doğru olur. Şöyle konuşmuştu Cumhurbaşkanı...

Türkiye'ye Fransız kalmak
"-Çünkü o operasyonu yapanlar FETÖ'nün savcılarıydı. Şu anda hapisteler. Operasyonu yaptılar.
Bakın istihbarat teşkilatlarının bu tür operasyonlara yönelik, kamyonlarla silah taşımaya yönelik yetkileri vardır. Sen bana bu soruyu böyle soruyorsun da Amerika'nın 4 bin TIR Suriye'ye getirdiği silahları niye sormuyorsun? Gazetecisin ya. Bunları da araştırsaydın, niye bunların üzerinde durmuyorsun?
Bunları yazın. Sorularınızı sorarken bu noktada hassas olun. Ve bir başkasının ağzıyla konuşmayın. Ve bunları da kolay kolay karşınızda yutacak birisi yok, bilmenizi isterim.
FETÖ ağzıyla konuşmamayı da lütfen öğrenin."
Sayın Kılıçdaroğlu'na tavsiyem, Türkiye'deki gelişmelere Fransız kalmamasıdır.