Keskin Kalem
05 Ara 2016 11:02 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:13

Keskin Kalem O medya patronuna seslendi: Mafyatik kurallarla gazetecilik olmaz!

Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem, onlarca basın emekçisini mağdur eden medya patronunu ve O'nun skandallarını yazdı.

Medya Mahallemizin Değerli ve Güzel İnsanları!

Gazetelerin, televizyonların, radyoların ve sosyal medyanın kankicikleri!

Biliyorum, hepiniz geçen haftayı noktalarken verdiğim yılbaşında işten çıkartmalar olacağı haberiyle sarsıldınız!

Ama inanın ben sadece Doğan Medya ile Ciner Medya’daki tenkisat hazırlıklarını yazdım.

Çünkü bu iki medya devinde yalanlanamayacağım sayıda medya emekçisinin işine son verilmesi için hummalı bir hazırlık yapılıyor.

Kullandırılmamış izinlerin ücreti de yedirilerek tazminatların tutarı hesaplanıyor.

Ama şimdi daha da üzücü bir haber vereyim!

İşten çıkartmalar Doğan ve Ciner Medyalarıyla sınırlı değil.

Kasası tam tıkır kuru bakır haber kanalı 24 ile 360 TV’nin de aralarında bulunduğu birçok tv kanalı ve gazetede de yüzlerce çalışana yol verilecek!

* * *

MAFYATİK KURALLARLA GAZETECİLİK OLMAZ!

Sevgili Dostlarım

Söz verdiğim üzere bugün sizlere çıktığı günden beri çalışanlarına alın teri emeklerinin karşılığını vermeyen, adeta gasp eden yayın organının patronunu anlatacağım!

Gazete demeye dilim varmadığından yayın organı dedim!

Bayiden kaç yüz tane sattığını bilmediğim YURT Gazetesi, her kimi çalıştırdıysa ne maaşlarını günü gününe vermiş, ne de ayrılanlara alacaklarını ödemiştir!

Bu gazetenin patronajına ait SOKAK TV adında bir kanal da vardı!

En son adı YURT TV olmuştu!

Buralarda çalışan kimi kadın gazeteciler, ayrıldıklarında alacaklarını isteyince fiilen mobinge maruz kalmışlar, hatta bir odaya kapatılarak tazminat vs. gibi hakları için hukuki süreç başlatmayacaklarına dair kağıt imzalatılmak istenmişti!

Şimdi sıkı durun!

Bu konunun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sessiz kalmaması gereken bir yönü de var.

Benim sözüne güvendiğim gazeteci dostlarım, bu batık medya organlarının sahibi görünen kişinin, her fırsatta gazeteyi kendisine Kılıçdaroğlu’nun kurdurttuğunu söylediğini anlattılar!

Bu kişinin adı Durdu Özbolat!

YURT, batık ötesi bir gazetedir!

Yıllardır bu gazetede ve bugün yayında olmayan TV kanalı SOKAK’ta çalışmış (Sonradan adı Yurt olmuştu ve o da kapandı) medya emekçileri paralarını tahsil edemiyorlar!

YURT gazetesinin kurucu ismi gazeteci-yazar Merdan Yanardağ alacaklıların, Durdu Bey ile mahkemelik olmuşların başında geliyor.

* * *
Bu yılın başlarında, CHP eski Milletvekili Durdu Özbolat’ın sahibi olduğu Yurt gazetesi ile Kurucu Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ arasındaki krize Yurt gazetesi eski çalışanları da dahil olmuş, bir açıklama yayımlamışlardı.



Muhabir, editör ve idari yönetimden çalışanların imzalarının olduğu Mart ayındaki o açıklamada, "YURT’u kişisel siyasi ve ticari silahı gibi kullanmak isteyen Durdu Özbolat, her zaman gazetecilerin ayağına pranga oldu. Sadece yayın yönetmenine diş geçiremediği için, içeride maaşları verdirtmediği dönemler oldu. Bireysel çabalarla gazetecilerin yarattığı kaynaklar Özbolat'ın şahsi menfaatleri için kullanıldı" gibi ifadelerin de kullanılması dikkat çekti."Emeğimizin, alın terimizin, ortaya koyduğumuz özverinin en büyük düşmanı, gazetenin patronu Durdu Özbolat oldu" denilmiş; açıklamanın devamında Durdu Özbolat'a karşı şu ifadeler kullanılmıştı:

"Bizler geçmiş dönemde çeşitli sürelerde YURT gazetesinde çalışmış basın emekçileriyiz.

Kamuoyunun değişik vesilelerle az ya da çok bildiği üzere, çalıştığımız süre içinde pek çok sıkıntı yaşamış, özlük haklarımızla ilgili haksızlıklara uğramış gazetecileriz.

Şu su götürmez bir gerçektir ve hiç kimse inkâr edemez: YURT gazetesinde hiçbir emekçi, maaşını zamanında ve tam olarak alamadı. Kimimiz aylarca sigortasız çalıştırıldı. Her zaman mağdur edildik, her zaman sıkıntıya düşürüldük.

Gazeteyi çıkaran Ajans Başkent Organizasyon Gazetecilik Reklamcılık Matbaacılık AŞ adlı Durdu Özbolat’ın patronajındaki şirket, çalışanlarına karşı yasaların öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmedi, basın emekçilerini her zaman mağdur etti. Bizler, haberciliğin adeta suç haline getirildiği bu karanlık döneme ışık tutabilmek adına büyük çabalar sarf ederken; emeğimizin, alın terimizin, ortaya koyduğumuz özverinin en büyük düşmanı, gazetenin patronu Durdu Özbolat oldu.

YURT’u kişisel siyasi ve ticari silahı gibi kullanmak isteyen Durdu Özbolat, her zaman gazetecilerin ayağına pranga oldu. Sadece yayın yönetmenine diş geçiremediği için, içeride maaşları verdirtmediği dönemler oldu. Bireysel çabalarla gazetecilerin yarattığı kaynaklar Özbolat'ın şahsi menfaatleri için kullanıldı.

"DURDU ÖZBOLAT BORÇLUDUR"

Biz YURT emekçileri gazeteciler ve diğer çalışanlar bazen 9 aya ulaşan sürelerde maaş almadan çalıştık. Hakkımızı aradığımızda, emek verdiğimiz kurumun patronundan ve yöneticilerinden hayal edemeyeceğiniz hakaretlere uğradık. YURT yönetimi çalışanlarına hem maaş vermedi, hem de patronun ağzından hakaret etti.

YURT gazetesi, gazetecilik mesleğinin paçavraya dönüştürüldüğü bir dönemde bu duruma itiraz olarak doğmuş, can çekişen gazetecilik mesleğine suni teneffüs vermek isteyen gazeteciler tarafından emek emek örülmüş ve iktidarın karşısında dik duran muhalif, bağımsız, halkçı bir yayın organı haline bizler tarafından getirilmiştir. Ancak bugün hâlâ hak edilmiş alacaklarımızı tahsil edememiş, hayatımızı sürdürebilmek için farklı mecralarda mesleklerini icra etmeye çalışan gazetecileriz.

Bugün hiçbirimiz YURT gazetesinde çalış(a)mıyoruz. Kimimiz çıkarıldık, kimimiz “maaşların ödenmemesi” haline dayanamayıp şirkete ihtar çekerek ayrılmak zorunda kaldık. Kimimiz ise YURT’tan ayrılmasına rağmen hâlâ görev aldığı dönemde açılan davalarda yargılanıyor. Üstelik YURT yönetimi, yayın faaliyetinden ötürü açılan davalarda çalışanlarını yalnız bırakıyor, hukuki destek bile vermiyor.

Aşağıda imzası bulunan her birimizin farklı oranlarda ve ölçülerde YURT gazetesinden ve patron Durdu Özbolat’tan alacağı vardır. Kimimiz icra takibi başlattı, kimimiz dava açtı, bazılarımız mahkeme masraflarını karşılayamayacağı için beklemede kalmayı tercih etti. Ancak değişmeyen gerçek, her birimizin “emek hırsızlığı” sonucu mağdur olduğu gerçeğidir.

Bizler alacaklıyız, Durdu Özbolat borçludur;

Bu o kadar öyledir ki, her birimiz tahsil edemediği maaş alacaklarını belgelerle, dekontlarla mahkeme önünde kanıtlamaya hazırız.

Alın terimiz ve emeğimizle kazandığımız haklarımızı istiyoruz. Alacağız!"


İmzacılar:

Nahit Duru, Tayfun Taliboğlu, Tekin Cebeci, Cüneyt Ayral, Fırat Fıstık, Hamza Aktay, Necdet Saraç, Işıl Özmüş, Yunus Daldıç, Çağlar Tekin, Can Doker, Ahmet Çınar, Göksel Bozkurt, Arif Gündoğdu, Başak Günsever, Nazan Özcan, Ersoy Diyar, Hüseyin Şimşek, Burak Kılavuzoğlu, Arzu İzci, Alev Doğan, Orhan Şahin, Ali Abbas Akkaya, Taylan Kesanbilici, Nazmiye Köseer, Beril Kaleli, Ozan Işık, Selin Arutan, Perihan Bakır, Yaşar Uzunlar, Adem Sarıkaya, Onurcan Uygur, Tuğçe Beyen, Ömer Ödemiş, Hüseyin Köksal, Gürsel Doğan, Derya İzbul, Çiğdem Akbayrak."


* * *

Uzun lafın kısası, Durdu Özbolat'tan kimse parasını alamıyor!

Sadece onlar değil, birçok yemek şirketi, elektronik malzeme satan firmalar bile mahkeme koridorlarında çile çekiyor!

Hatta “lanet olsun” deyip bi bardak su içen, açtığı davadan vazgeçenler var!

Zira Durdu Özbolat adlı medya tarihine tutumu, tavrı ve sözleriyle "utanç verici" bir geçmişle girmiş olan kişinin arabası dahil tüm malları hacizli.

Çoğu mal varlığını avukat olan ve Ankara’da ikamet eden kızına devrettiğini de belirteyim!

Yani ailecek onlarca basın emekçisini mağdur eden bir yapıdan söz ediyorum!

* * *

Sevgili Dostlar, elinde tespih, belinde silahla dolaşan ve bir dönem CHP milletvekilliği de yapmış olan bu kişinin adı, 3 yıl önce kızı ve baldızıyla TBMM’de bir skandal kavgaya da karışmıştı!



O kavgaya dair bir haberi aktarayım sizlere!

Tarih 26 Kasım 2013 Salı…

CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın kızı ile üvey teyzesi arasında yaşanan tartışma karakola taşındı. İddiaya göre saat 18.00 sıralarında Özbolat’ın Meclis’teki odasında, kızı Ezgi ile üvey baldızı Fatma Eroğlu arasında tartışma çıktı. Tartışma sonrası teyze-yeğen Kavaklıdere Polis Merkezi’ne giderek birbirlerinden şikâyetçi oldu.

Birbirlerini darp ettikleri ileri sürülen Özbolat ile Eroğlu’nun boynunda ve yüzünde çizik izleri olduğu belirtildi. Durdu Özbolat, aile içi bir tartışma yaşandığını belirterek, “Üvey baldızım ile kızım arasında bir tartışma yaşandı. Üvey baldızımın dengesiz davranışları var. Kızım gitti kendisinden şikayetçi oldu. Benim de olaya karıştığım iddiaları asılsız. Kamera kayıtları var. Milletvekilleri Sinan Aygün ve Hasip Kaplan da ordaydı. Kızım, ‘Sen niye hakkımızda konuşuyorsun?’ diyor. Bunun üzerine teyzesi ona saldırıyor. Olay bundan ibaret” dedi.
http://www.aksam.com.tr/siyaset/chpli-ozbolat-icin-sok-iddia/haber-265276

* * *

Burada adı geçen Ezgi Özbolat, Haziran 2013’te de ATV’de “Kim Milyoner Olmak İster” adlı yarışmaya katılmış, 15 bin TL kazanmış, sözde gazeteci adayı bir hanımefendiydi!

Ezgi Hanım, Başkent İletişim’de spikerlik kurusuna da gitmiş, sunucu adayıydı!

Babası onu Bilkent Üniversitesi’nde okutmuş, yurt dışında da eğitime göndermişti!

Siyaset Bilimi Mezunu, Londra’da medya üzerine yüksek lisans yapmış olan Ezgi Hanımın spikerlik hayali hüsranla sonuçlandı!

* * *

Medya Mahallemizin Güzel İnsanları;

CHP eski Milletvekili Durdu Özbolat’ın sahibi olduğu Yurt gazetesinde her kim çalıştıysa, ayrılışı hukuki ve medeni olmamıştır!

Şimdi benim bir çağrım olacak; Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı neden uyuyor?

Ey, basın özgürlüğü ve medya çalışanlarının hakkı hukuku konusunda mangalda kül bırakmayan CHP!

Bu konuda neden sessizsiniz?

* * *

Sevgili Dostlar; bundan sonraki yazının kahramanı TRT’den kovulan, kapısından girmesi dahi yasaklanan eski bir yöneticidir!

Kendisini somut bilgiler eşliğinde mercek altına alacağım!

Bu kişinin şu sıralar, bir kamuoyu araştırma kuruluşunun başında olduğunu öğrendim!

TRT’de yöneticilik yaptığı yıllarda akçeli işlerde adı pek bi anılıyordu!

O dönemde iş yaptırdığı şirketlerin “gizli ortağı” diye de gösterilmiş bu kişiyi Pazar gecesi yeniden televizyon ekranlarında gördüm!

Google’da yeralan bilgileri de harmanlayarak şöyle bi yazıp çizeyim diyorum!!!

Medya dünyamızın güzel insanları; hepinize fıkır fıkır, cıvıl cıvıl bir hafta diliyorum!

KESKİN KALEM