İki Lafın Beli
08 Ağu 2016 12:55 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:27

Kaset mağduru MHP'li vekiller de 'FETÖ' dedi: Bu küresel bir operasyondur!

MHP'ye yönelik kaset kumpasında sessizliğini koruyan vekiller Medyaradar'a konuştu.

12 Haziran 2011 seçimlerine sayılı günler kala 16 Nisan 2011’de Türkiye’yi sarsan kaset skandalı patladı. MHP’ye yönelik kaset komplosu Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin genel sekreteri dahil tam 11 kurmayını kaybetmesine neden olmuştu. Bugün gelinen süreçte MHP’ye yönelik kaset kumpasının ardından FETÖ çıktı. Uzun süredir sessizliğini koruyan kaset mağduru vekiller ise sessizliğini Medyaradar’a bozdu.

Röportajcımız Alev Gürsoy Cimin’e konuşan Kaset mağduru vekiller de “FETÖ” diyor ve mücadelemiz sürecek diye ekliyor…İşte o çok ses getirecek özel röportaj.

**
“PARTİ İÇİNDEN DE ŞÜPHELERİM VAR, GENEL BAŞKANI DEĞİŞTİRMEK İSTEDİLER”

CİHAN PAÇACI: MHP’NİN GENEL SEKRETERİYDİ. DEVLET BAHÇELİ’NİN ELİ AYAĞI… EN GÜVENDİĞİ İSİM… KASET KOMPLOSUNUN BAŞ MAĞDURLARINDANDI. PARTİSİ YIPRANMASIN DİYE İSTİFA ETTİ. CEMAATTEN ŞÜPHE EDİYORDU. UZUN SÜRE SESSİZLİĞİ KORUDU… MHP İLE SİYASETEN BAĞLARINI KOPARSA DA GÖNÜL OLARAK HİÇ KOPMADI.   ŞİMDİ BAKIN NELER SÖYLÜYOR?



CİHAN PAÇACI-MHP Eski Genel Sekreteri- Kaset Mağduru
Bu olayın en başından en sonuna kadar bu işin ardından cemaat olduğunu biliyordum. Bu işin arkasında en az 40 ile 60 kişinin olabileceğini düşünüyordum. Yaptığım hesaplamalara göre en az bu kadar bir failin olduğunu tespit etmiştim. Çünkü sıradan değil, çok profesyonel bir operasyondu bu. Ve bu kadar çok sayıda operasyona sebep olan kişilerin bugüne kadar yakalanmaması çok manidardı. Bu olayın suçluları yakalanmazsa hükümet baskı altında kalır demiştim. O dönemde biz duyumlarımızı almıştık. Emniyet ve İstihbarattan bir grup polisin bu işi yaptığı ve bunların Gülen Cemaati’ne mensup olduğu ve bu grubun kendi içinde organize olduklarının, kendi üstlerine dahi bilgi vermediklerini ve herhangi bir emir komuta ve hiyerarşi düzeni dışında olduklarını söylemişlerdi. Bunu biliyorduk. Tabii ki bunların emniyet tarafından ortaya çıkarılması ve yargılanması gerekiyordu. Bu noktada beklentilerimiz sürüyordu. Şükürler olsun bu durum ortaya çıktı. Ben daha önceki müşteki sıfatıyla şu an içeride yatanlar hakkında şikâyetçi olmuştum. Emniyet ve MİT'teki arkadaşlara gerekli bilgileri verdim.

“MHP’Yİ ÇÖKERTİP ELE GEÇİRMEK İSTEDİLER”

Neden MHP ve sizin gibi Bahçeli’ye en yakın isimler seçilmişti Cihan Bey?
Hedef oradaki kişisel isimler değildi,  hedef kurumsal bazda MHP’yi çökertme hareketiydi.  MHP’yi ele geçirme hareketi de diyebiliriz.  MHP’nin en etkili organı başkanlık divanıydı. Bu operasyonda başkanlık divanına yönelik yapıldı. Hedefte MHP’nin kurumsal kimliği vardı. FETÖ terör örgütüne mensup olanlar ortaya çıktı, ancak bunlara yardım edenlerin de ortaya çıkartılmasını bekliyorum. Bu amaçlarının şahıslara yönelik olacağı kanaatinde değilim. Bakın bu kısmı çok önemli sözlerimin; Devlet Bey’in o dönemde okyanus ötesine yani Gülen’e yönelik çok ağır eleştirileri vardı. O eleştirilerden sonra zaten kumpas kuruldu. Bunu intikam duygusu hareketi ile ve partiyi ele geçirme amacı ile yaptılar. Bu iki amaçtan biri ancak bu soruşturmadan sonra belli olur. 

“PARTİ İÇERİSİNDEN DE BAZI ŞÜPHELERİM VAR”

Bir de benim beklentim var kimler yardım etti? Bu ortaya çıkmalı.  Siyaseten özellikle partimizde yani parti içinde bunlara yardım edenler varsa bunların ortaya çıkartılmasını diliyorum. Çünkü PARTİ İÇERİSİNDEN BAZI ŞÜPHELERİM VAR… Seçimlere 15 gün kala bunu yapmışlardı,  amaçları partiyi baraj altına iterek genel başkan değişikliğine giderek partiyi ele geçirmekti. Ancak parti %11.5 oy aldı, bu amaçlarına ulaşamadılar.

***
İHSAN BARUTÇU: BAHÇELİ’YE EN YAKIN İSİNMLERİN BAŞINDA GELİYORDU, BAHÇELİ İÇİN GÜVEN VEREN BİR İSİMDİ BARUTÇU... MHP İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI YAPMIŞ, ARDINDAN DA SEÇİM SÜREÇİNDE İSTANBUL’DAN MİLLETVEKİLİ ADAYI OLMUŞTU… SEÇİME BİR KAÇ GÜN KALA KASETİ PATLADI, HERKES İSTİFA EDERKEN O GENEL BAŞKANA DİRETTİ VE BU OPERASYONUN ARKASINDAKİ GÜÇLERİ ÇIKARMAM GEREK DİYAREK O DÖNEM BAĞIMSIZ MİLLETVEKİLİ OLDU… BUGÜN SÜREÇLE İLGİLİ ŞUNLARI SÖYLÜYOR…



“ARKADA DAHA BÜYÜK GÜÇLER VAR, FETÖ SADECE TAŞERONLUK YAPTI”

Kaset mağduru vekillerden İhsan Barutçu, Genel Başkan Bahçeli'nin isteğine rağmen o süreçte partiden istifa etmedi, hatta kendisine kurulan kumpasla mücadele edeceğini söyleyerek bağımsız milletvekili oldu. İHSAN BARUTÇU, bugün gelinin süreçte şunları söylüyor;

İHSAN BARUTÇU:
Ben daha ilk gün bu olayın faillerinin kim olduğunu söylemiş ve kapsamlı bir mücadele için bağımsız vekillikte diretmiş, tavrımı koymuş, bu işte koçbaşı olmuştum. Bir yerlerimiz kanadı, süreçte yıpratıldık, itibar suikastine uğradık. Bir yerlerimizin kırılmasına ve hasar almasına rağmen bu mücadeleden kaçmadık. Tabii ki bugünkü şartlarda olayın gün ışığına çıkması şahsımız açısından da, genel kamuoyu açısından da önemli bir olay.  Ben daha en başından bu olayı biliyordum ama ucuz kahramanlık yapmak istemedim. Bugün herkes koro halinde bu işi dillendiriyor ama o günün şartlarında söylemekti aslolan.

Bugün bunun adına FETÖ diyorlar ama bu hadisenin ardında daha başka kapsamlı güçler vardı ve FETÖ burada sadece taşerondu. Bu işleri bu kadar basite indirgemeyin. Cemaat taşeron ve bunların kullandığı maşa konumdaydı. Türkiye üzerinde büyük oyunlar oynanıyor, bugün 15 Temmuz hadisesinin önemi neyse o da budur. Sadece FETÖ’ye endekslenilirse siyaseten de yanılgı içinde oluruz. FETÖ bu yapının içinde sadece bir unsurdur. Bu KÜRESEL BİR OPERASYONDUR. Bu operasyonun arka planları doğru  okunmadığı zaman öfkem giderilsin diye FETÖ derim geçerim. Ama bu yanlış.

Biz bugün kullanılan bu maşanın neler yaptığını öğrendik. Bu da büyük bir mesafe. Yıllarca yaşadıklarımızı ve çektiğimizi biz biliriz. En büyük yarayı biz gördük burada. Yoksa ben zaten cemaat olduğunu biliyordum diyerek ucuz kahramanlık yapmanın anlamı yok. Bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti, Sayın Cumhurbaşkanı ve siyasi partilerin liderlerinin duruşu karşımızdaki gücün önemini ortaya çıkarıyor. Düşmanları sadece FETÖ ile sınırlandırdım mı Türkiye tükürüğü ile boğulur. Mesele sadece FETÖ meselesi değil. Bunlar çok profesyoneldi, bizlerin evlerine, ofislerine kadar nasıl girdikleri cihazları nasıl yerleştirdikleri ortada. Aylarca dinlenip, takip edildik. Tekrar söylüyorum FETÖ, küresel gücün ardında sadece maşaydı. Eğer sadece bunlarla meseleyi sınırlandırırsak o küresel güç kendine başka maşa bulur ve bu komplolar sürer.

Neden MHP’ydi soruna gelecek olursak? MHP onların önünde büyük bir engeldi. Türkiye’yi dizayn etmek için de önce MHP’yi ele geçirmek gerekiyordu. Bunu da başarmak için genel başkana en yakın isimleri partiden kopararak, genel başkanın da kolunu kanadını kırmak istediler.
**
DENİZ BÖLÜKBAŞI: MHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISIYDI- ÖZELLİK DIŞ POLİTİKA KONUSUNA ÇOK HAKİMDİ. PARTİNİN DIŞ İLİŞKİLERDEN SORUMLU BAŞKAN YARDIMCILIĞINI YÜRÜTÜYOR. BAHÇELİ’YE BU KONUDA SÜREKLİ RAPOR HAZIRLIYORDU. BAHÇELİ’NİN ÇOK GÜVENDİĞİ BİR İSİMDİ. O DA İSTİFA ETTİ…



DENİZ Bölükbaşı da şunları söylüyor;

Olayın arkasında cemaatin çıkması benim için şaşırtıcı olmadı da nereye varacak içinden kimler çıkacak orasını göreceğiz.  Onları daha sonra soruşturma biraz daha gelişsin onlar ortaya çıkacaktır onu o zaman konuşuruz. Daha gözaltılar yeni başladı. Şu anda yorum yapmayayım ben olay biraz daha gelişsin o zaman konuşurum. MHP'yi evcilleştirmeye yönelik bir operasyon"du bu. "Emniyet ve istihbarat örgütleri bu işin içindeydi. Zaten ben bunu en başından söylemiştim.

Ulaştığımız Ümit Şafak, Mehmet Taytak, Bülent Didinmez gibi kaset mağduru isimler ise bu olayın üzerinden epey zaman geçtiğini ve süreçle ilgili tekrar gündeme gelmek adına konuşmak istemediklerini ilettiler.

OLAYIN ÖZETİ

12 Haziran 2011 seçimlerine sayılı günler kala 16 Nisan 2011’de Türkiye’yi sarsan kaset skandalı patladı. Hedefteki ilk isimler MHP Genel Başkan Yardımcısı Recai Yıldırım ile Kırşehir Milletvekili Metin Çobanoğlu oldu. MHP’nin önde gelen 2 isminin ‘Farklı Ülkücülük’ adlı internet sitesinde ‘özel görüntüleri’ yayınlandı. İnternet sitesinden yapılan yayınlarda MHP’nin A takımındaki diğer isimlerin de görüntülerinin yayımlanacağı duyuruldu. Deprem etkisi yaratan videolardan sonra MHP Genel Başkan Yardımcıları Bülent Didinmez, Mehmet Ekici, Deniz Bölükbaşı, Osman Çakır, Ümit Şafak ile Genel Sekreter Mustafa Cihan Paçacı, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Taytak ve İhsan Barutçu’yla ilgili görüntülerin olduğuna yönelik iddialar ortaya atıldı. Ancak adları geçirilen bu MHP’liler teker teker partilerinden istifa etmek zorunda kaldı. İhsan Barutçu ise istifa etmeyeceğini açıkladı. Ancak MHP MYK tarafından partiden ihraç edildi. Aradan geçen 6 yıla rağmen MHP kasetlerinin sırrı çözülememişti…

10 MHP’LİDEN 5’İ DİNLENMİŞ

Bu istifa furyasında parti yönetiminden ayrılan isimlerden 3’ünün telefonları, Emniyet istihbaratı tarafından dinlenen 477 kişilik listede yer alıyor. Bu arada Ankara’da sürdürülen bir başka telekulak soruşturmasında ise yine aynı çerçevede partiden ayrılmak zorunda bırakılan MHP’lilerden İhsan Barutçu’nun 20 Mart 2011- 14 Haziran 2011 arasında, Mehmet Taytak’ın ise 27 Aralık 2010’da TİT (Türk İntikam Tugayı) soruşturması kapsamında telefonlarının dinlendiği ortaya çıkmıştı. Bu durumda iddialar nedeniyle ayrılmak zorunda kalan 10 MHP’liden en az 5’inin telefonlarının önceden dinlemeye alındığı kesinlik kazanmış oluyor.

BAYKAL'IN YAKIN ÇEVRESİ
Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin arşivinde ele geçirilen 477 kişilik liste, internete sızdırılan bazı görüntülerin yayımlanmasından sonra 10 Mayıs 2010 tarihinde partisinin genel başkanlığından istifa eden CHP’nin eski lideri Deniz Baykal’ın yakın çevresinin de Emniyet istihbaratının yakın takibi altında olduğunu ortaya çıkardı