Medya
26 Nis 2017 13:35 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:38

İki ünlü danışmanın 'haber' rekabeti 'dizilere' taşındı!

Milliyet yazarı Özay Şendir, ekranlara sık sık konuk olan iki "güvenlik politikaları uzmanı"nın Söz ve İsimsizler dizileri nedeniyle rekabette olduklarını yazdı.

Televizyonlardaki tartışma programlarına sıkça “güvenlik politikaları uzmanı” sıfatıyla konuk olan Abdullah Ağar “Söz”, Mete Yarar ise “İsimsizler” dizisinin senaryo danışmanlığını yapıyor. Barış sürecinin bitimi sonrası sokağa çıkma yasakları ve operasyonlarla belirlenen dönem boyunca her iki isim de televizyon programlarında "askeri operasyonları" değerlendiriyordu.

Milliyet yazarı Özay Şendir, Abdullah Ağar ve Mete Yarar'ın senaryo danışmanlıklarını yaptıkları Söz ve İsimsizler dizilerinin bu coğrafyada yaşanan acıları tam olarak anlatamadıklarını belirtti. 

İşte Özay Şendir'in "Danışmanların dizi mücadelesi" başlıklı bugünkü yazısından ilgili bölüm:

Türkiye’de haber kanallarının en iyi tanıdıkları iki isim, Mete Yarar ve Abdullah Ağar’dır. Güvenlik politikaları söz konusu olduğunda ve sıcak bölgelerde bir gelişme yaşandığında kameralar hemen bu iki isme döner. Bilgi paylaşımında aralarında bir rekabet bulunmasa bile televizyon dünyası danışman olarak bu iki ismi rekabet içerisine soktu. Kanal D’de yayınlanan ‘İsimsizler’in konsept danışmanı, Mete Yarar. Star TV’de ekrana gelen ‘Söz’ dizisinin danışmanıysa Abdullah Ağar.

İkisi de sıcak bölgelerde, özel kuvvetlerde görev almış isimler ve sahip oldukları tecrübeyi gerçekliğe yaklaşmak adına kullanıyorlar.

Yıllardır terörle mücadele eden bir ülkede bu tür projelerin olması da normal, dizilerin gerçekliğe yaklaşma çabası da...

Hangi kamera çekebilir?

Ancak hiçbir dizi, işin doğası gereği yaşananları tam olarak anlatmaya yetmiyor. Hakan Evrensel’in ‘Güneydoğu’dan Öyküler’ kitabında yazılanlar yıllardır aklımdan çıkmaz. Mesela Ankara’daki lojmanlarda babası Güneydoğu’da görevli olup da sokakta bisikleti bozulduğunda “Bir babamız yok ki, bisikletimi tamir etsin” diyen çocuğun sözlerini duyan ve evine geç gitme pahasına saatlerce o bisikleti tamir eden subayın hikayesi nasıl anlatılır?

Güneydoğu’da görev yapan o baba şehit oldu. Sonra ailenin şehit haberini alışı, lojmanda yanlış çalınan kapıya dair bilinen o kadar az şey var ki... “Bitti mi?” derseniz, bitmedi...

Havada yeterince uçmadığı için bir askerin bacağına saplanıp kalan fünye, o bacağı kesmek yerine kendisinin ve ekibinin hayatını tehlikeye atarak fünyeyi çıkaran cerrahı, hangi diziye nasıl monte edersiniz? Ya da oğullarının görev yaptığı bölgede çıkan çatışmada şehit haberleri olduğunu duyan, o gece telefonları bir kere çalıp kapanan anne ve babanın, tüm gece boyunca şehitlerin isimlerini öğrenmek için haber merkezlerini arayışlarını; bir başka gece tek bir telefonla acı haberi aldıklarında hissettiklerini hangi kamera çekebilir?

Ya da doğuma gelen bir kadın için  “Eşi nerede, neden bu kadar ilgisiz?” diye düşünen hemşirenin, doğan bebeğin babasının o gece şehit olduğunu ve aynı hastanenin morguna kaldırıldığını öğrendiğinde ne hissettiği hangi dizide anlatılabilir?

‘İsimsizler’ ve ‘Söz’, bu coğrafyada yaşanan acıları ekrana taşımaya çalışan iki dizi. Seyrederken hiçbir sahnenin gerçek kadar acı olamayacağını unutmamak lazım...