Medya
26 Mar 2018 10:36 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:06

Heyecan verici bir haberdi; uçuk bir senaryo çıktı!

Hürriyet Okur Temsilcisi Bildirici, yalan çıkan haberin nasıl yapıldığını ve gazetecinin sorumluluğunu köşesine taşıdı.

Ankara’da polisin nükleer madde kaçakçılarına yönelik olduğu iddia edilen operasyonu medyada haber olarak yer almıştı. Haberde “1 kilo 441 gram Kaliforniyum maddesini 72 milyon dolara piyasaya sürmeye çalışan dört kişinin yakalandığını” bilgisi yer alıyordu.

Daha sonra habere ilişkin yapılan açıklamada, yakalanan maddenin Kaliforniyum olmadığı belirtildi ve yayımlanan haberlerdeki bazı iddiaların yalan olduğu ortaya çıktı.

Hürriyet gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici bu haberin nasıl yapıldığını köşesinde aktardı. Bildirici “Heyecan verici bir haberdi. Polis, Ankara’da nükleer madde kaçakçılarının peşine düşmüş, gramı 4 milyon dolar olan nükleer bir maddeyi ele geçirmişti. ‘Kaliforniyum’ (Californium) denilen bu madde öylesine önemliydi ki, ‘füze başlıklarında, nükleer bomba ve kimyasal silah yapımında ve atom enerjisi santrallerinde’ kullanılıyordu” dedi.

“ŞAŞIRTICIYDI…”

Haberin Hürriyet’te de yayımlandığını belirten Bildirici şu ifadeleri kullandı:

“Hurriyet.com.tr, bu ‘başarılı polis operasyonu’ haberini 19 Mart günü ‘Ankara’da nükleer madde operasyonu: Kaliforniyum maddesi ele geçirildi’ başlığıyla vermişti. Haber, ‘1 kilo 441 gram Kaliforniyum maddesini 72 milyon dolara piyasaya sürmeye çalışan dört kişinin yakalandığını’ duyuruyordu.

Haber yayına verildikten sonra Doğan Can adlı bir okur aradı. ‘Gramı 4 milyon dolar ise nasıl oluyor da 1441 gramı 72 milyon dolar yapıyor?’ diye sordu. Çok haklı ve yerinde bir soruydu. Haberde hesap hatası vardı. Hemen editör arkadaşları uyardım, ‘gramı 4 milyon dolar’ ifadesini çıkardılar.

Haberden şüphelenmiştim. Daha önce de polisin ‘nükleer madde kaçakçıları yakaladığı’ haberleri çıktığını ama doğru çıkmadığını anımsadım. Bu vakada da 1441 gram Kaliforniyum bulunmuş olması şaşırtıcıydı. Çünkü bu izotop, ABD ve Rusya’da mikrogram ölçeğinde üretiliyordu, fiyatı da mikrogramla belirtiliyordu. Radyoaktif bir madde olduğu için taşınması da kolay değildi. ABD’de Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı’nda 1 gram Kaliforniyum’u taşımak için bile 50 tonluk nakliye varili yapılmıştı. Kilolarla ifade edilen Kaliforniyum’un Ankara’da bulunması, öyle masa üzerine konulup fotoğraflarının çekilmesi mümkün değildi.”

“SORGULAMADAN HABER HALİNE GETİRMİŞLER”

Haberle ilgili Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan yapılan yapılan açıklamaya değinen Bildirici “Nitekim ertesi gün Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan yapılan açıklamada ‘Ankara’da ele geçirilen ve nükleer içerikli olduğu açıklanan madde, organik tabanlı bir madde olup nükleer ve radyoaktif özellik taşımamaktadır’ denildi. Haber, tümüyle gerçekdışıydı. Ankara’da nükleer madde falan yakalanmamıştı. Peki, nasıl olmuştu da böylesine uçuk bir senaryo, hurriyet.com.tr’nin yanı sıra onlarca internet sitesinde ve birçok basılı gazetede haber diye yayınlanabilmişti? Biraz araştırdım. Meğer senaryonun kaynağı, Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün yaptığı bir yazılı ‘bilgi notu’ imiş. Haberler, polisin verdiği bu ‘bilgi’ye dayanarak yazılmış. Bu haber, gazeteciliğin geldiği noktayı göstermesi açısından üzerinde durulması gereken bir örnek. Anlaşılan polis, araştırmadan ve TAEK’ten sonuç gelmeden ‘nükleer madde yakaladık’ açıklaması yapmış. Ama gazeteciler de polisin verdiği ‘bilgi’yi hiç sorgulamadan haber haline getirmişler” diye yazdı.

“GAZETECİLER BU SORUMLULUKLARINI UNUTMAMALI”

Yazısında “Vahim bir durum. Bir gazeteci, kaynağı kim olursa olsun söylenen, iletilen her bilgiden şüphe etmelidir. Resmi bir açıklama da olsa araştırmadan, sorgulamadan haber yapmamalıdır. Gazetecinin görevi resmi açıklamaları aktarmak değil, halka doğru haber vermektir” diyen Bildirici Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ni hatırlatarak şunları yazdı:

“Ankara’da nükleer madde yakalanması gibi bir polisiye haberde bile ‘şüphe duyma’ ve ‘sorgulama’ yükümlülüğünün bu kadar yaygın biçimde yerine getirilmemiş olması gazetecilik adına endişe verici. Çünkü bizim mesleki sorumluluklarımızı yerine getirmememizin sonuçlarını toplum öder. Hatırlatayım, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde ‘Gazetecinin sorumluluğu’ maddesi aynen şöyledir:

‘Gazeteci; basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüst biçimde kullanır. Bu amaçla her türlü sansür ve otosansürle mücadele etmeli, halkı da bu yönde bilgilendirmelidir. Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir. Bilgi ve haber ile özgür düşünce, herhangi bir ticari mal ve hizmetten farklı olarak toplumsal bir nitelik taşır. Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir ve paylaşır. Gazetecinin özgürlüğünün içeriğini ve sınırlarını, öncelikle sorumlulukları ile meslek ilkeleri belirler.’

Gazeteciler, bu sorumluluklarını unutmamalı.”