Medya
07 Eki 2015 11:47 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:55

Hasan Cemal'den çarpıcı Ahmet Hakan yazısı: Yeni bir Susurluk, yeni bir Ergenekon mu?

"Gazeteci milleti herhalde farkındasınız. Top, altı pasta ayağınıza gelmiş durumda. Müthiş bir gol atabilirsiniz."

Ahmet Hakan’ı takip edip evinin önünde saldıran dört kişi, kendilerine bunun için 100 bin lira teklif edildiğini söyleyip 3 de isim verdi. Kimden talimat aldıklarını da anlatan sanıklara savcı ‘örgüt’ten tutuklama istedi.  Sadece ‘yaralama’dan 1 tutuklama veren mahkeme ise ‘örgüte ilişkin delil bulunmadığını’ belirtti.

Ahmet Hakan’a saldırıyla ilgili gözaltına alınıp bırakılan eski güvenlik görevlisi Fuat Elmas, polisteki sorgusunda, dayak talimatının, ‘Kanlıca’da reis'ten geldiğini’ söyledi. O ifadelerde, Kanlıca’dan talimat gönderenin kim olduğu henüz ortaya çıkmadı.

t24 yazarı Hasan Cemal, bugün köşesinde bu "reis"in kim olduğunu sorguladı. Tıpkı Susurluk skandalı ya da Ergenekon sürecinde olduğu gibi gazetecilerin, hukuk devleti için mücadele edip hukuk dışına çıkanların kim olduğunu ortaya çıkarabileceğini ileri süren Hasan Cemal, yazısının başlığını da "REİS kim? Ahmet Hakan olayı, yeni bir Susurluk, yeni bir Ergenekon mu?" diye attı.

İşte Hasan Cemal'in yazısından dikkat çeken bölümler:

Gazeteci milleti herhalde farkındasınız.
Top, altı pasta ayağınıza gelmiş durumda.
Müthiş bir gol atabilirsiniz.
Ve bu gol, Türkiye’de ‘hukuk devleti’nin kapısını açabilir.
Hukuku hiçe sayanları sergileyebilir.
Devleti çeteleştirenler, devleti hukuk dışına çıkaranlar yakayı ele verebilir.
Yazın bir kenara.
Devleti kendi kişisel çıkarları, kendi iktidarları için kullanmakta olanlar, devlet içinde devlet kurmaya kalkışanlar, kendilerini devlet yerine koyanlar gün ışığına çıkabilir.
Dikkat!
Yeni bir Susurluk var karşımızda.
Yeni Ergenekon da olabilir.

(...)

Susurluk da böyle bir yapıydı.
‘Derin devlet’le mafya, polis işbirliği içindeydi.
Her şey MİT’in yakın markajındaydı.
Asker hiç kuşkusuz uçan kuştan haberdardı.
Adı Susurluk olan bu süreçte, o 1990’lı yıllarda devlet, ‘devletin ağzı süt kokmaz’ denerek hukuk dışına çıkarıldı.
Güneydoğu’da sayısız faili meçhul cinayet böyle işlendi.
Anter’ler, Buldan’lar, Aydın’lar, Sincar’lar, Cantürk’ler, Kürt gazeteciler hayatlarını böyle kaybetti.
Korkunç bir dönemdi.
Google’a girin, Susurluk ya da Susurluk raporları diye tıklayın, derin devlet-mafya-polis üçgeninde insan haklarının özellikle 1990’ların ilk yarısında nasıl ayaklar altına altına alındığını okuyun.
‘Derin devlet’e ve tabii ‘asker’e uzanan bu dönemi anlamaya çalışın.
Bunu yapabildiğiniz ölçüde Ergenekon da gözünüzün önünde canlanır.
Nereden nereye mi geldim?
Hayır.
Bütün bu yazdıklarım aynı zincirin halkaları.

(...)

Unutmayın, Susurluk karartıldı.
Faili meçhuller karartıldı.
Ergenekon karartıldı.
Türkiye böylece demokrasi ve hukuk devletinden uzaklaştı; gazeteci milletinin nefes alıp verdiği özgürlük ortamı gitgide yok edildi.
Şimdi yeni bir fırsat kapısı açılıyor gibi.
Ahmet Hakan olayının perde arkasını aydınlatmaya çalışalım, saldırı talimatını veren REİS ve arkasındakileri gün ışığına çıkaralım.
Belki de ‘sivil vesayet’in dayandığı ‘yeni Ergenekon’un, ‘yeni Susurluk’un ipuçlarını yakalarız.
Susurluk’ta, Ergenekon’da yapılamayanı keşke ‘Ahmet Hakan olayı’nda yapabilsek.
Haydi bastır gazeteci milleti!