Röportaj
22 Kas 2015 09:29 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:11

Esra Elönü, Hakan Albayrak'ı 'Gözaltı'na aldı! Camianın tetikçileri hep belden aşağı çalışıyor

Yeni Yüzyıl Gazetesi yazarı Esra Elönü, son dönemde AKP yönetimi ve Erdoğan'a yönelik eleştirilerle gündeme gelen gazeteci Hakan Albayrak'ı 'Gözaltı'na aldı.

Esra Elönü son dönemde AKP yönetimi ve Erdoğan'a yönelik eleştirileri nedeniyle hedefteki isim olan Diriliş Postası gazetesinin genel yayın yönetmeni Hakan Albayrak'la Cumhurbaşkanı'ndan Leyla Zana'ya, Şener Şen'den Hülya Avşar'a, yandaş tetikçilerden mahalle baskısına, Allah ne verdiyse konuştu.

İşte o röportaj:

Bu klavyede Heyttt! Tuşu yok… Olsaydı keşke. Mahallenin, ümmetin, yürüyen heytt ünlemi! Karaya hava muhalefeti. Sinirlendiğinde türbülansa, sakinleştiğinde itikâfa giren Hakan Albayrak... Yürüyen mazlum haritası demiş miydim? Hakan Albayrak, benim çocukluğumu bilir, bense onun hiç değişmeyen adamlığını, Ebuzerliği’ni, ganimet telaşına düşen Uhut okçularıyla mücadelesini bilirim. Şimdiki gibi…

O fazla sıkıcı seyyar tetikçiler gibi vicdanı, onuru ıskalayanlardan değil. O hak adına isabet ettirenlerden. O, makamın ve koltuğun izini sürenlerden değil. Başkaldırısı, kıyamı, ‘Kahrolsun’ deyişiyle iz bırakanlardan. Küçük dağcıların ve büyük dalkavukların yağlı övgüleri Hakan Albayrak’ın samimiyetten başka katkı maddesi içermeyen vicdanlı eleştirilerinin zerresi olamayacak!
Tabii bu benim zor, sert, uçan tekmeli sorularımla karşılaşmayacağı anlamına gelemezdi ve çok geçmeden ilk soru geldi.

Değerli Hakan Albayrak,  bazen gereksiz arıza yaptığını kabul ediyor musun?

Doğrudur. Sen de az değilsin ama.

AK Parti yandaşlığı deyince kim aklımıza gelmeli? Tayyip Erdoğan mı Ahmet Davutoğlu mu?

Ersoy Dede. (Gülüyor)

Cumhurbaşkanı’na önce ‘Reis’ diyordun şimdi ‘Hoca’ diyorsun yandaşlıkta yatay geçiş mi bu?

‘Reis’ derken ‘Hoca’ demiyor muydum? O da lazım, bu da lazım.

Peki sana muhalif diyebilir miyim?

Duruma göre diyeceksin tabii.

Sence Ak trollerin AK Parti’ye ne faydası var?

Çoğunun şöyle bir faydası var: AK Parti’yi en alt seviyedeki insanlara kadar indirebiliyorlar.

LİNCE KARŞI BAĞIŞIKLIĞIM VAR

Tayyip Erdoğan’ı eleştiren üç yazı yazdın ve linç edildin pişman mısın?


Değilim. Haklıydım. Ağır eleştirilere maruz kalmaktan şikâyet edecek de değilim. Ben de ağır eleştirdim. Küfürler müfürler, tehditler filan hoş değil tabii; fakat linç dediğin şeye bağışıklığım var. 18 yaşımdan beri gazetelerde yazarım ve edildiğim lincin haddi hesabı yok. Senede en az bir kere olur böyle bir furya. Kemalistlerden gelir, PKK’cılardan gelir, Kaidecilerden gelir, Paralelcilerden gelir, Saadetçilerden gelir, entel-dantel takımından gelir, hep gelir. AK Partililerden de gelsin, ne var? Ama kan davası ilkelliğine benzer bir motivasyonla hareket edip bana duydukları hıncı arkadaşlarımdan çıkarmaya kalkanlar oldu ve arkadaşlarımı güç durumda bıraktığım için üzüldüm tabii.

Tayyip Erdoğan’la barıştınız mı?

Ahbaplar kavga edip barışır. Tayyip Erdoğan’la ilişkimiz ahbaplık ilişkisi değil ki. Lider-taraftar ilişkisi. Biraz da büyük ağabey-küçük kardeş ilişkisi. Yoldaşlığımız, dava arkadaşlığımız bu çerçevede. Eyüp Gökhan’la kavga edersek barışırız. Tayyip Erdoğan’ı eleştirirsem o bana kızar, o bana kızdığı için onun bazı yakınları bana ve arkadaş çevreme yüklenir, sonra Tayyip Erdoğan’ın kızgınlığı geçer ve yüklenme ekibi de homurdana homurdana geri çekilir. Mekanizma böyle işliyor. Tayyip Erdoğan’ı candan seviyorum ve onu bize bahşettiği için Rahman’a daima şükrediyorum. O da bunu biliyor ve Hakan kardeşini seviyor. Gerisini boşver. 

Niye bu kadar korkağız? Mesela camia tetikçilerini,  meydanda değil sadece ‘nargile dumanı’ altında eleştirebiliyoruz. Niye?

Ben nargile içmiyorum ve ne diyorsam meydana çıkıp diyorum. Buna imkânı olan herkes böyle yapsa iyi olur. Dediğin kimseler çok tehlikeli, çünkü camianın mücadelesini yozlaştırıyorlar. STV, Ulusal TV tipleri gibi hareket ediyorlar. 28 Şubat medyası gibi insanların mahremine giriyorlar, pornografik diyebileceğimiz yayınlar yapıyorlar. Hak ve adaleti gözetmiyorlar. Belden aşağı vurmayı marifet bellemişler. Erdoğan’ı, AK Parti hareketini bunların temsil ediyor gibi görünmesi kabul edilir şey değil. 

Peki Berat Albayrak’ın MKYK listesinde olmasını eleştirdin, Özlem Zengin’in 1 Kasım öncesi açıklanan Milletvekili listesinde olmamasını neden eleştirmedin?

Gazetede bana ayrılan yer yetmedi. (Gülüyor)

Sence Leyla Zana’nın suçu ne?

Ne suçu? Leyla Zana, o saçma sapan yemin metnini tartışmaya açmakla şahane bir iş yaptı. Yine de, suç değil ama kusurdan bahsedebiliriz: “Atatürk İlke ve İnkılapları”na bağlılık ifadesini olduğu gibi okumakta beis görmedi. “Atatürkçülük” denilen davaya ister “Türk Milleti”nin huzurunda bağlılık bildir ister “Türkiye Milleti”nin; geçmiş olsun yani. 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın Zana’nın yemin metnini okurken şov yaptığını iddia etmesi ve Zana için ‘Affedersin ilkokul mezunu’ tabirini kullanması Davutoğlu’nun ‘Kibir ve şımarıklık asla olmayacak’ sözüyle çelişmiyor mu?

Çok çelişiyor. Ayıptır. Ben de affedersin lise terkim. Hadi bakalım.

Erken seçim olmasaydı hangi koalisyon sana cazip gelirdi?

Hiçbiri. Biz 7 Haziran akşamı diyeceğimizi dedik: ‘AK Parti hiçbir koalisyona yanaşmasın, erken seçime kilitlensin veya muhalefete geçsin.’

Muhalif kıyıda sayabileceğin dostların kimler?

Saadet Partili, MHP’li birçok dostum var. İsimleri say say bitmez.

Bu süreçte en çok kimlere kırıldın?

Eleştirilerime metelik vermeyip mütemadiyen “Tayyip Erdoğan’a cart curt etme!” diyen aileme kırıldım. Nasıl? Ama sen tabii ki başkalarını kast ediyorsun. Bilmiyorum şimdi. Unuttum… Yüzde 49’u göreli beri bir nevi Pollyanna’yım.   

Erdoğan’ın Küçük’le Bulut’un korumasına ihtiyacı yok

Berat Albayrak, ekonomiden sorumlu bakan olursa ne yapacaksın?


Ekonomiyi daha iyi yerlere taşıması için dua edeceğim. Daha ne yapayım?

İyilerin duasıyla ayakta duran Erdoğan’ın Yiğit Bulut veya Cem Küçük tarafından korunmaya ihtiyacı var mı?

Onlar tarafından korunmamaya ihtiyacı var. Hem de çok.

Mahallende mahalle baskısı yaşadın mı?

Yaşadımsa yaşadım. İleri!

Gazetende yazarlara sansür uyguladığını iddia edenler var. Senin gazetende Ahmet Davutoğlu eleştirilemiyormuş, doğru mu?

Vallahi ben eleştiriyorum. Bir arkadaşımızın yazısını, Davutoğlu’yla Paralelciler arasında paralellik kurduğu için gazeteye koymadığım doğru ama. Başka bir arkadaşımızın yazısını da Erdoğan’sız AK Parti söylemi yüzünden sansür ettim. Sansürlediğim başka yazılar da var. Benim de yazdığım gazetelerde sansürlenen yazılarım oldu.

Akit TV’nin 10 Kasım’da ‘Zulüm 1938’de son buldu’su sence ifade özgürlüğü mü?

Ya ne? Ama zulmün o tarihten sonra da devam ettiğini hatırlatmak isterim.

Abdullah Gül'e haksızlık yapılmadı

Abdullah Gül’e haksızlık yapıldığını düşünüyor musun? Mesela partiyi kuran Gül’ün, AK Parti'nin 14. kuruluş yıldönümüne çağrılmamasının sebebi neydi?

İnsan doğrusu hayret ediyor. Kongreye davet etmemişler de ayıp etmişler. Ama Abdullah Gül’ün kendisinin de söylediği gibi, genel başkan olmuş, dışişleri bakanı olmuş, başbakan olmuş, cumhurbaşkanı olmuş; daha ne olsun? Ne haksızlığı?

Siyasiler Hülya Avşar’ı örnek alsın

Meclis'in en Hulusi Kentmen’i kim?

Yavuz Bahadıroğlu milletvekili olsaydı o olurdu. Yavuz ağabey Meclis dışından kültür bakanı olsa ne güzel olur.
Hülya Avşar seni niye aradı?
Hülya Avşar beni niye arasın? Ben aradım Hülya Avşar’ı. Aktör kardeşim Sinan’dan telefon numarasını alıp aradım. “Hülya Avşar’dan Kaçan Adam diye bir roman tefrikası yayımlamayı düşünüyoruz, şöyle şöyle bir şey, sizi yerden yere vuran bir şey, müsaadeniz olur mu?” diye sordum. “Kafanıza göre takılın” dedi. En ufak bir eleştiride hop oturup hop kalkan siyasetçi dostlarımızın dikkatine sunarım Hülya Hanım’ın bu tavrını.

Sabah işe gittiğinde kendi gazeten hariç ilk hangi gazetenin manşetine bakıyor ve hangi köşe yazarını okuyorsun?

Tabii ki Yeni Yüzyıl ve Esra Elönü. Doğru cevap, değil mi?

Çocuklarına tavsiye ettiğin ilk kitap?

Efendimizi (SAV) anlatan rengârenk bir kitap vardı. Çocuklar için hazırlanmış. Beraber onu okurduk çocuklar küçükken.

Arkandan konuşan insanlara söyleyebileceğin bir açığın var mı?

Arabamın bagajında yangın tüpü yok. Almam lazım.

Senden sonra kiminle röportaj yapsam da okusan?

Ayşe Beyza Çiçek’le yapsana. Acayip acayip şeyler söylüyor.

Yandaşız ama reklam alamıyoruz’ demedik, reklam alamasak da yandaşız

Diriliş Postası adında bir gazeten var. Bir yazında, ‘Yandaşız ama reklam alamıyoruz’ diyorsun? Peki gazete sayfalarını boş bassan Murat Ülker 110 bin dolarlık reklam verir mi sence?


Bari sen yapma, Esra! “Yandaşız ama reklam alamıyoruz” demedik. Hürriyet’in ve Paralelcilerin uydurması bu. O yazıda konu reklam alamamaktan ziyade reklam verememekti. Bir internet haber sitesi, paramızla verdiğimiz bir reklamımızı kaldırdı ve bizden reklam almayacağını bildirdi. Sebep? Tayyip Erdoğan’ı eleştirmemiz. Sonra bir vakıf, gazetemize abone olmaktan vazgeçti. Sebep yine aynı. Böyle şeyler işte. Biz de bunun üzerine dedik ki “Ne olursa olsun biz hür kalacağız, boykotlar bizi sindiremeyecek, yandaşlığımız hür yandaşlık olacak.” Reklam almaya gelince, az reklam almıyoruz elhamdülillah. Reklam verenlerden bazıları, Cumhurbaşkanımıza yönelik eleştirilerimiz üzerine reklam vermekten vazgeçtiler ama o yazıda bunun üzerinde hiç durmamıştık. Durmuş olsaydık bile haberin özeti “Yandaşız ama reklam alamıyoruz” değil, “Reklam alamasak da yandaşız” olmalıydı. Murat Ülker’e gelince: O boş çerçeve hikâyesi komik bir hikâye ve 110 bin doları bize verseydi tabii ki daha iyi olurdu, ama Murat Ülker iyi adam ve Ali Atıf Bir’i Şehir Üniversitesi’nin başına geçirme yanlışından dönerek iyiliğine düşen gölgeyi kaldırdı.

Başka türlü bir yandaşlık mümkün mü?

Efendi olmak lazım, ama ben de efendi değilim ki.

Gerçekten parti içerisinde bir silkelenme var mı?

Siyasi Erdem ve Etik Kurulu bir silkelenme iradesini ifade ediyor ve hoş gelip sefa getiriyor.

47 oldum artık ‘genç’ demeyin!

En sevdiğin Şener Şen filmi?


Tabii ki Züğürt Ağa.

Hangi liderle hangi çizgi filmi izlemek isterdin?

Devlet Bahçeli’yle Sünger Bob.

Kızlarından gelen en sık uyarı?

Kötü bir alışkanlığımla ilgili. Reklam olmasın şimdi.

Tahammül edemediğin iltifat sözü?

“Bu genç yaşta...” 47 oldum yahu!

En sevdiğin sure?

En sevdiğim sure dersem kendimi günaha girmiş gibi hissederim. Hepsi baş tacı. Nasr suresini okurken müthiş bir enerjiyle dolduğumu söylemekle yetineyim.

Çorabın delik de olsa ev ziyaretine gideceğin en yakın dostun?

Size gelebilir miyim? Ben Süleyman’la sohbet ederken sen dikersin.

En sevdiğin Orhan Gencebay şarkısı?

“Göz gözü görmüyor, bir ihtilal mi var?”