Medya
01 Mar 2015 13:29 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:05

Emine Uçak'tan 'Fırıldak' göndermesi: Siyasi hidayetçiler!

Bazı gazetecilerin sürekli dönüşüm ve söylem değişimlerine dikkat çeken gazeteci, yazar Emine Uçak, son zamanlarda fırıldaklığın dozunun aşıldığını söyledi.

Gazeteci yazar Emine Uçak, 28 Şubat'ın aktörlerinin, yürütücülerinin asistanlarının bugünün aktörleri olmasına dikkat çekerek, özellikle medyada daha çok yer alan bu kişiler için "siyasi hidayetçiler" yakıştırması yaptı.

28 Şubat sürecinde medyada askeri darbenin haklılığını savunan ve darbecilerin yanında yer alan bazı gazetecilerin, bugün de iktidarın yanında yer alarak yine köşe kapmalarına gönderme yapan Emine Uçak, "siyasi hidayetçileri" üçe ayırdı.

"Son zamanlarda ‘fırıldak’lığı aştığı halde hayli makbul olan bir siyasi tavırla karşı karşıyayız. Kişiye epey konforlu bir hayat sağlayan bu durumu ‘siyasi hidayet’ olarak kavramlaştırmak mümkün" diyen Uçak, daha çok medyada olanları göze çarpsa da aslında: bürokrasiden, akademiye, sanatçılardan, iş dünyasına her kesimden örnekleri olduğunu söyledi. 

İşte Uçak'a göre siyasi hidayetçiler:

Birinci grup, dün söylediklerinin bugün tam tersini söyleyenler. Tek değişmeyen ise; yüklenirken de abartılıydı söylemleri şimdi överken de abartılılar. Otoriterleşme bu kadar görünür olmadan ‘şiddet söylemini meşrulaştırıyor”, ‘diktatörlük isteği var’ vurgusu yaparken; bugün bunun emareleri artmışken  ‘otoriterliğin halkın ve siyasi temsilcilerinin talebi olduğunu’ ve gerekli olduğunu dillendiriyorlar. Bu siyasi hidayet modelinde her şey yazılan gazeteye, hitap edilen piyasaya göre değişir; değişmeyen yukarıda da bahsettiğim gibi ‘radikalliktir’. 

SUYA SABUNA DOKUNMAYAN SİYASİ HİDAYETÇİLER

İkinci grup; yıllarca hiç suya sabuna dokunmadan yaşayıp giderken, Ahmet Kaya’nın dizeleriyle söyleyecek olursak‘onca haksızlık, insafsızlık’ yaşanılırken hiç görmeyenlerin bugünlerde, egemen olan siyasi bakışla memleket meselelerine eğilen tutumları.

‘Bu siyasi hidayet modeli iyiymiş bak işte ne güzel bencilliği bırakmışlar’ dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ama bu durumda sorunlu olan ‘özeleştiri’ yapılmadan bunun yapılması, ve dün içinde bulundukları durumu bugün sürdürenlere karşı konumlanan üstenci pozisyonları. Ve tabi bu dönüşlerinin kavram haliyle kullanırsak siyasi hidayetlerinin tek sebebi şu an suya sabuna dokunurlarsa; kendilerine alan açılmayacağını fark etmiş olmaları. Bu gruptakilerin bir mahallede yaşarken de orayı terk ederken de hep kazanan olmayı başardıklarını da vurgulayalım. 

HER DÖNEM İTİBAR GÖREN SİYASİ HİDAYETÇİLER

Örnekler uzatılabilir, ancak her dönem itibar gören ve moda tabirle en çok kazandıran siyasi hidayet modeline de değinerek bu bahsi kapatayım. Bu modelin en büyük özelliği; yaşananlara ait büyük resmi muğlaklaştırıp, küçük resmi ise sanki tek resimmiş gibi göstermeleridir. Yaşanan olayın farklı açılarını bildikleri halde, o dönemki konumlanmalarına göre, eksiltip veya çoğaltıp, ‘kullanışlı’ olan argümanı tek ve büyük resimmiş gibi aktarırlar hep. Döneme göre PKK ne yaptıysa haklı (çünkü sonuç, çünkü sosyolojisi var) döneme göre devlet ne yaptıysa haklı (çünkü demokratikleşti, çünkü darbe var) döneme göre (güçlüyken) cemaat ne yaptıysa haklı. Bir dönem sadece solun sesini duyarlar, bir dönem sadece İslamcıların. Güç kimdeyse rüzgar oradan eser haliyle.  İnsanların anlık öfkelerine, karşı mahalleye gol atma isteklerine, siyasi kamplaşmalarına hoş gelecek argümanları üretmek konusunda maharetleri geniştir.  

28 Şubat’ın aktörlerinin, yürütücülerinin asistanlarının bugünün aktörleri olmasıyla, siyasi hidayetin iktidarların teşvikiyle artan bir alan olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Unutulmaması gereken; siyasi hidayetin sürekliliği ve bumerang etkisidir.