Röportaj
23 Haz 2014 09:31 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:20

Dursun Çiçek: Hükümet cemaat kavgası olmasaydı dışarı çıkamazdık!

Habertürk Gazetesi yazarı Nihal Bengisu Karaca Dursun Çiçek ile cezaevinden tahliye edilmesinin hemen ardından röportaj yaptı.

Islak imza davasından ağırlaştırılmış müebbet ve ‘Balyoz’dan 16 yıl hapse mahkûm edilen Dursun Çiçek, bu davalar sürerken en çok konuşulan isimlerden biri oldu.Kamuoyu onu AK Parti’yi ve Gülen’i bitirmek için plan yapan adam olarak tanıdı. O ise başından beri böyle bir eylem planı hazırlamadığını, büyük bir kumpas söz konusu olduğunu ifade etti.

Habertürk Gazetesi yazarı Nihal Bengisu Karaca Dursun Çiçek ile cezaevinden tahliye edilmesinin hemen ardından röportaj yaptı. Çiçek, hükümet ile cemaat arasında kavga olmasaydı cezaevinden çıkamayacaklarını söyledi.

İşte Çiçek'in Nihal Bengisu Karaca'ya verdiği o röportaj

"TSK'da yanlışlar oldu ama..."
Kız kardeşleri başörtülüydü, oğlu Genç Siviller ile bağlantı halindeydi ve AK Parti’yi, Fethullah Gülen’i bitirmeye azmetmiş bir emir-komuta zincirinin kilit adamı, hayatını 24 yaşında stajyer bir avukat olan kızına teslim ediyordu.

Anayasa Mahkemesi’nin yapılan başvurulara hak vermesi üzerine tahliye olan Dursun Çiçek’i merak etmek için çok fazla neden vardı. Kızı ve avukatı İrem Çiçek’le irtibat kurdum, teklifimi kabul ettiler ve buluştuk.

Önce ‘andıç’la suçlandınız, sonra ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı’yla. Neden ısrarla siz?
Tuncay Güney’in 2001’de verdiği ifadeyle başlayan süreçte 3 kurum hedef alındı. Biri MGK bünyesindeki Toplumla İlişkiler Başkanlığı. Onu 2004’te kapattılar. İkincisi Özel Kuvvetler ki, Atabeyler operasyonu ile pasifize edildi. Üçüncüsü Genelkurmay’da eski adı Psikolojik Harekât Dairesi olan, 2005’te Hilmi Özkük’ün imzasıyla Bilgi Destek Dairesi’ne dönüşen birim hedef alındı. Orayı hedef alınca daireleri ayakta tutan kim ise, onun da hedef alınması gerekti, o kişi de bendim.

Neden denizciler?
Deniz Kuvvetleri’nin milli gemi, milli silah, Karadeniz ve Akdeniz politikası gibi milli konularda, NATO’ya karşı Rusya ve Doğu ile ilişkiler gibi konularda İsrail ve ABD politikalarına aykırı olan fikirleri vardı. Darbeleri karacılar yapar, denizci nasıl darbe yapabilir? İçeridekilerin yüzde 70’i denizci. Bir nedeni de rahmetli Güven Erkaya’nın laiklik konusunda öncü olması. Erbakan döneminde öne çıkan faaliyetleri Deniz Kuvvetleri’nin tepki çekmesine neden olmuştu.

Başından beri “İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nı ben hazırlamadım” dediniz, size neden inanalım?
Suçlandığım, maruz kaldığım ididalara konu olan veriler gerçek dışı. Bütün bunları belgeleriyle ispat eden tam 1700 CD gönderdik basına, siyasetçilere. 2004’te MGK karar almış, ortaya çıktı işte. Ben hazırlasaydım bu eylem planını, çıkıp alnım açık, başım dik, “Evet ben hazırladım, çünkü devlet bu yönde karar aldı” derdim. Ayrıca irtica benim alanım bile değil, başka bir dairenin göreviydi. İrtica konusunda bilgi toplama görevim bile yoktu.

'Paralel yapıyı deşifre eden yaşadığı güç zehirlenmesi'

Tahliye olunca, “Bize kumpas kuranlar Başbakan’ın odasına böcek koyanlardır” diyerek paralel yapıyı işaret ettiniz. Yapı ile ilgili takibe ve tesbite yönelik girişimleriniz olmuş muydu?
2009 Haziran’ında, sahte belge ile itham edildiğim an anladım bu yapının işi olduğunu. Hasan Iğsız “Bu nedir?” dedi, ben de “Bir kumpas geliyor ama bu kez yüzde yüz yaş tahtaya bastılar” demiştim. Aradan yıllar geçti. Benim 12 Haziran’da söylediğim şeyleri şimdi herkes söylüyor.

Peki bakar bakmaz bu işin paralel yapı işi olduğunu nasıl anladınız?
Birincisi sahte bir şey var, imza taklidi var, örgütsel yapı işi olduğu belli. İkincisi çok açıktı, paralel yapı hükümeti kendisiyle birlikte çalışmaya zorlamayı amaçlıyordu. Başardılar da. İktidar da bu çalışmaya destek verdi.

İktidar inandı, halk da inandı, çünkü TSK da darbe yapıyordu hani...
“Geçmişte darbe yaptı, yeniden yapar” demek, “Babası hırsız ise oğlu da hırsızdır” demekle aynı. TSK’da genç nesil böyle değil.

Sonra ne oldu, sizce işler nasıl bu kadar değişti?
17 Aralık’ta hedefler değişti. “Biz iktidarı değiştiririz, TSK’yı bu hale getirdik, hükümet de kim oluyor?” noktasına geldiler. Paralel yapıdaki güç zehirlenmesini gördü hükümet.

Sizce amacı ne?
Amaç kendi istedikleri kişileri güçlü hale getirmek. Herhalde iktidarın daha milli çizgiye kaydığını düşündüler. İsrail ve ABD ile ilişkiler konusunda da ters düştüler. Ama ters düşmeleri bizim için iyi oldu. Bizim iktidara rağmen paralel yapı üyelerini ortaya çıkarmamız çok güç olurdu. Ama bu sayede 6 aylık süreçte 6 yıllık mesafe alındı.

RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN