Gündem
13 Haz 2018 10:28 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:42

Cumhuriyet Gazetesi davasının gerekçeli kararı açıklandı

Cumhuriyet davasında yazar ve yöneticilere örgüte yardım suçundan verilen hapis cezalarının gerekçesi 47 gün sonra açıklandı.

Cumhuriyet gazetesinin yazar ve yöneticilerine açılan davada, aralarında gazeteciler Ahmet Şık, Kadri Gürsel ve Murat Sabuncu'nun da bulunduğu 14 sanığa hapis cezası, üç sanığa da beraat kararı veren mahkeme heyeti, gerekçeli kararını açıkladı. Gerekçeli kararda, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan işadamı Osman Kavala da yer aldı.

Gerekçeli kararda, davanın ana omurgasını oluşturan hususun, “Terör örgütlerinin iradelerinin gazeteye nüfuz etmesi” olarak açıklandı. Bu terör örgütlerinin de FETÖ, PKK ve DHKP-C olduğu vurgulandı.

DAVANIN TEMEL ÇIKIŞ NOKTALARI…

Davanın temel çıkış noktaları ise şu üç başlıkta gösterildi; “Cumhuriyet okurlarının tepkisel yaklaşımları, gazetenin 15 Temmuz darbe girişimine zemin hazırlayan ana çerçevede yer alması ve ‘Jeansbiri’ ismiyle twitter kullanıcısı olan ve bu davada hakkında ‘FETÖ yöneticiliği’ suçundan dava açılan Ahmet Kemal Aydoğdu isimli sanığın paylaşımlarının haberleştirilmesi”

“VAKIF SENEDİNDE BELİRTİLEN İLKELERİN DIŞINA ÇIKILDI”

Kararda, gazetenin vakıf senedindeki yayın ilkelerinin dışına çıktığı belirtilerek şöyle denildi; “Elbette bir gazetenin kendi vakıf senedindeki ilkelere uyup uymadığı hususu bir ceza yargılaması konusu olmayıp cezai yaptırımdan uzaktır ve öyle de olmalıdır. Ta ki bu gazetenin terör örgütlerine yardımdan suçlanması aşamasında vakıf senedinin başlangıç ilkelerinden ve vakfın amacından ayrılmanın bir kriter olarak yer almasına kadar”

GEREKÇELİ KARARDA OSMAN KAVALA DETAYI…

Gerekçeli kararda, davaya ilişkin değerlendirmeye alınan dellillere de yer verildi. Deliller arasında FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan ancak, henüz davası açılmayan işadamı Osman Kavala’nın Can Dündar ile olan iletişimine ilişkin bu dosyaya gönderilen dijital raporu da yer aldı.

Kavala hakkında şu ifadelere yer verildi; “Kavala hakkındaki soruşturmanın temelinde, FETÖ dahil diğer terör örgütlerinin de maddi olarak, fiziki olarak, etki ajanlığı ve sosyal medya paylaşımlarıyla desteklediği Gezi olaylarıyla irtibatlandırma ve darbe girişiminin planlayıcısı olduğu bildirilen yabancı uyruklu bir şahısla yoğun telefon trafiğinin şüphe yaratması söz konusudur. Onun dışında ki ayrıntıları iddianamemizin kabul tarihi sonrasına karşılık geldiği için delil olarak yer almayacaktır.” ifadesi yer buldu.

DİĞER DELİLLERİ…

Mahkemece sanıklar yönünden, değerlendirmeye alınan delillerin tamamı ise şöyle sıralandı: “Cumhuriyet Vakfı yönetim kurulunun oluşumuna yönelik tartışma, MİT tırları haberleri ve bu haberlerin ne anlama geldiği, Cumhuriyet Savcısı Selim Kiraz’ın şehit edilmesi olayı çerçevesinde gazetenin izlediği yöntem ve yol, 15 Temmuz darbe girişimi aşamasında yer alan haberler, PKK yöneticileriyle yapılan mülakatlar ve haberlerin verilme şekilleri, Özcan Şişman beyanlarına ait haber, İlhan Tanır’ın Cumhuriyet gazetesine gelişi, Fetullah Gülen’i öne çıkaran yaklaşım ve yazılar, gazetenin İlhan Selçuk döneminde ve öncesinde göstermiş olduğu toplumsal reflekslerin yerini terör örgütlerinin yayın organlarıyla paralel yayınlara bırakması, gazetede yer edinen Fuat Avni haberleri, ‘Jeansbiri’ isimli hesap kullanıcısına ait paylaşımların gazetede yer bulması, Cumhuriyet Gazetesi Okurları Platformu (CUMOK) kavramı ve süreçte tepkisi, bazı sanıkların ByLock kullanıcılarıyla olan telefon trafiği, mahkemeye İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gönderilen 31 Ekim 2017 tarihli belge (Osman Kavala dijital raporu) ve 15 Temmuz darbe girişimi aşamasında, ‘Yurtta Sulh Konseyi’ tarafından TRT’de okutturulan bildiri kapsamındaki bazı olaylar ve ibarelerin delillerle örtüşen ve tesadüfü aşan değerlendirmesi.”

“GAZETENİN YAPISINDA DRAMATİK DEĞİŞİKLİK…”

Gazetenin mali yapısını bozacak şekilde terör örgütlerine yardım ettiği yönünde aleyhe bir delilin elde edilemediği belirtilen kararda şu ifadelere yer verildi; “Ancak, bu konuda delil elde edilemese de, gazetenin bu örgütlere ve amaçlarına hizmet eden yardım eylemi çerçevesinde önce, alt yapıyı oluşturmak için gazetedeki yönetim kadrosunun oluşturulması, gazete ile özdeş sayılamayacak genel yayın yönetmeni ya da muhabirlerin gazeteye transferi, bu dramatik değişikliğin tepkisel ortaya konuluşlarına karşı sessiz kalınması ve nitekim gazetenin senette yer alan yayın ilkeleri ile taban tabana zıt hareket eden örgüt ve yayın organlarıyla aynı manşette buluşması noktasına gelinmesi birlikte değerlendirildiğinde, açıklanan tüm delillerden ve her bir sanığın bireysel durumunun irdelenmesi aşamasında yer aldığı üzere, ‘terör örgüt üyesi olmaksızın yardım’ unsurlarının oluştuğunun kabulü ile sanık Ahmet Kadri Gürsel’in mahkumiyeti dışında takdiren oy birliği hüküm kurulmuştur”

KİMLERE NE CEZA VERİLMİŞTİ

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Nisan’da Silivri Cezaevi’ndeki duruşma salonunda verdiği kararında, “Terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme” suçundan, Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’a 8 yıl 1 ay 15 gün, Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Vakıf Başkanı Orhan Erinç’e 6 yıl 3 ay, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Murat Sabuncu ve muhabir Ahmet Şık’a 7 yıl 6’şar ay, Avukat Bülent Utku’ya 4 yıl 6 ay, Yayın danışmanı Kadri Gürsel’e 2 yıl 6 ay, yazar Aydın Engin’e 7 yıl 6 ay, yazar Hikmet Çetinkaya’ya 6 yıl 3 ay, Güray Tekin Öz, Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör ile Önder Çelik’e 3 yıl 9’ar ay, Yusuf Emre İper’e de 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verilmesine hükmetmişti.

Mahkeme sanıklar Bülent Yener, Günseli Özaltay ve Turhan Günay'ın ise tüm suçlamalardan beraatlerine karar vermişti. Mahkeme, firari sanıklar gazetenin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar ile İlhan Tanır'ın dosyasının ayrılmasına karar vermişti.