Röportaj
06 Kas 2010 11:54 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:46

''CANLI YAYINDA TIRNAKLARINI ELİME BATIRDI!'' DİDEM YILMAZ'DAN TANSU ÇİLLER İTİRAFI!

Habertürk'ün beğenilen ekran yüzlerinden Didem Yılmaz, Gazete Habertürk'e konuştu, Tansu Çiller'le yapılan o ilginç yayını anlattı.

Habertürk’ün önemli ekran yüzlerinden biri Didem Arslan Yılmaz. Uzun yıllardır yaptığı programların neredeyse tümünde hem programın sunucusu hem de mutfağında çalışan ekipten biri olarak yer alıyor. Ve haberin içinde olmayı çok seviyor.

Sizi ekranlarda uzun yıllar Didem Arslan adıyla izlemiştik ama sonra eşiniz Kürşat Yılmaz’ın soyadını da kullanmaya başladınız, neden?

Muhabirlikten geliyordum ve herkes beni Arslan soyadıyla tanıyordu. Kızım bir gün "Anne neden senin soyadın Arslan, benimki ise Yılmaz?" diye sordu. Okuldaki arkadaşlarının soyadıyla annelerinin soyadı aynıydı ve o bu duruma şaşırmıştı. Ben de iki soyadımı birden kullanmaya karar verdim. Öte yandan, babamı kaybettikten sonra kesin olarak anladım ki, Arslan soyadımı kullanmaktan vazgeçemem.

Habertürk kanalında dördüncü yılınıza girmek üzeresiniz. Pek çok program yaptınız. Şimdi neler yapıyorsunuz?

2007’den beri Habertürk’te birçok program yaptım. Parantez, Haber Sahası... Şimdi de Gün Ortası programını yapıyoruz. Saat 14.00’de sunulan Haber Sahası ile Ajans programını birleştirip Gün Ortası haline getirdik. Günün en sıcak gelişmelerini masaya yatırıyoruz. Muhabir arkadaşlarla koordineli çalışıyoruz ama asıl olarak kadroda üç kişiyiz. Haber Müdür Yardımcısı Emel Okaygün, ben ve prodüktör arkadaşım Ferah Koçak... Cuma günleri de yine Türkiye’nin nabzını tutan bir program hazırlıyoruz.

Kaç yıldır haberin içindesiniz?

1992’de Basın Yayın Yüksekokulu’ndan mezun oldum. Ama üniversitede okurken de hep çalıştım zaten. 1988’den itibaren, önce Eminönü Belediyesi’nin çıkardığı bir dergide çalıştım, sonra oranın halkla ilişkiler departmanında görev yaptım. Devamında Flaş TV’ye girip sabah kuşağında bir kadın programı sundum. Derken, Çırağan Oteli’nde çalışan kuzenim sayesinde Kanal D’ye geçtim.

Nasıl oldu?

Kuzenim Ayhan Şahenk’e özgeçmişimi vermiş, Ayhan Bey de bu özgeçmişi Uğur Dündar’a iletmiş. Hatırlıyorum; Uğur Ağabey babamı aradığında babam çok heyecanlanmıştı. Kanal D’de önce muhabirlik yapmaya başladım. Ölüm oruçları sırasında Musa Ağacık’la cezaevinin önünde bekliyorduk. "Didem sen güzel bir kızsın, iyi de habercisin. Haydi içeri girip haberi oradan yapalım" dedi. İçerde müdürün odasına kadar çıkıp olanları gözlemledik. Ben de akşam haber yayınına bağlanıp izlenimlerimi anlattım. Uğur Dündar anlatış tarzımı beğenmiş sanırım, beni ekrana çıkartmaya karar verdi. Sabah haberleri, ana haber ve muhabirlik paralel gitti. Devamında Show TV, Kanal 6 ve Star TV’de de çalıştım. Habertürk’ten önce CNN Türk’teydim.

Tansu Çiller’le söyleşiniz sırasındaki tavrınızla adınızdan epeyce söz ettirmiştiniz...

O yayın meslek hayatımın dönüm noktası oldu. Yayın sırasında Tansu Çiller öyle sinirlenmişti ki, benim elimi tutup tırnaklarını geçirmeye çalışmıştı. Ben de tepki göstermiştim tabii. Aydın Doğan’la ilgili bir yayındı. Çiller daha sonra bana, "Sen aslında iyi bir kızsın ama sanırım birileri kulaklıktan nasıl davranman gerektiğini söyledi" demişti.

Ciner Grubu’na geçmeye nasıl karar verdiniz?

CNN Türk yönetimiyle anlaşamadığım bir dönemde Habertürk’ten çağırdılar. İyi ki gelmişim. Hayatımda verdiğim en doğru karar. Ciner Grubu’na geçtikten sonra hem Turgay Ciner, hem de Kenan Tekdağ çok destek oldular bana. Onlar sayesinde kendimi hiç yalnız hissetmedim. Bunlar gerçek ve samimi duygularım...

Füsun SAKA / HT GAZETE