Polemik & Kulis
28 Şub 2017 11:35 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:31

Devlet Bahçeli Abdulkadir Selvi'yi yerden yere vurdu: "At arabası direği, şuursuz, bölücü, Türkiye düşmanı"

MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM'deki grup toplantısında AKP'ye yakın Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'ye sert sözlerle yüklendi.

MHP lideri Devlet Bahçeli, Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi'ye, "MHP iki ucu keskin bıçak. Kürtlerden 2 oy alan parti var; biri HDP, diğeri AK Parti'dir. AK Parti önemli oranda Kürt seçmene sahip olduğu için MHP'ye karşı mesafeli olması lazım." satırları nedeniyle çok sert çıktı. Bahçeli, "Biz Selvi'nin at arabasının direği olduğunu biliyoruz" açıklamasında bulundu.

"KALEM VE KILIÇ ARTIĞI ŞAHIS"

Devlet Bahçeli şu ifadeleri kullandı:

Doğan Medyası'nın bu selvisi diyor ki, MHP iki ucu keskin bıçak. Kürtlerden 2 oy alan parti var; biri HDP, diğeri AK Parti'dir. AK Parti önemli oranda Kürt seçmene sahip olduğu için MHP'ye karşı mesafeli olması lazım. Bu zatın şuursuz sözleri bizim için ufacık kalmaya mecburdur. MHP, Kürt kardeşlerimizin karşısında gösteren her kim varsa hem bölücü hem de Türkiye düşmanıdır. Bu kalem ve kılıç artığı şahsın MHP'ye menfii tutumu bellidir, ama AK Parti'ye dost mudur hasım mıdır? Türk Kürt arasına nifak sokan ya şerefsizdir, ya teröristtir, ya da zulmün oyuncağıdır. Kandil'den sufle alanlar MHP'ye Kürt karşıtlığı elbisesi giydirmeye çalışanlar yatacak yeri olmayan günahkarlardır. Bu devlette herkese yer vardır.

"DARBE VARSA DEMOKRASİ YOKTUR"

Bahçeli'nin konuşmasından satır başları şöyle;

Türk milleti darbelerden çok çekmiştir. Bu vatanda fazlası ile silahlı ve kanun dışı hareketler görülmüştür. Buna artık nokta konulmalı. Darbenin haksızlık ve hukuksuzluğun sineye çekilmesi bunu kabullenmektir. Darbe varsa demokrasi yoktur.

15 TEMMUZ EN KARANLIK HALKA

28 Şubat post modern müdahalesinin üzerinden geçen 20 senenin nelere neden olduğu gizlenemeyecek kadar ortadır. Demokrasiye şartsız sahip çıkmak hepimiz için kaçılmaz bir sorumluluktur. 15 Temmuz'da darbenin ne olduğuna hep birlikte şahit olduk. 15 Temmuz darbelerin tarihimizin en karanlık halkasıdır.

TÜRK ASKERİ EL BAB'DA ONUR MÜCADELESİ VERİYOR

Zorlu ve çetin bir coğrafyada yaşıyoruz. Türk askeri huzursuz, heyecansız ve gergin olduğu sürece hain terör saldırılarını göğüslememiz akla aykırıdır. El Bab'da Türk halkının onur mücadelesini veren Türk askeridir. Bu kadar sorunumuz varken Türk Silahlı Kuvvetlerinin anlamsız tartışmaların içine çekilmesi son derece anlamsızdır.

'KARARGAH RAHATSIZ' TARTIŞMALARI

TSK çok yara almış, hırpalanmıştır. FETÖ'nün emniyet ve adaletteki ayaklarıyla Ergenekon, Balyoz, Ayışığı, Askeri Casusluk gibi sözde davalar ve 15 Temmuz fazla söze yer bırakmamaktadır. Hürriyet gazetesi tartışmaların seyrini değiştirmiştir. 15 Temmuz'daki tavrı ile dikkat çeken bir bayan gazetecinin suçlanması da bizim için tuhaftır.

DOĞRU OLAN TSK'NIN RAHATSIZ OLDUĞU KONULARI HÜKÜMETE AKTARMASI

TSK ile bazı eleştirilere nasıl baktığı ortaya çıkmıştır. Elbette olması gerekeni, doğru olanı Genelkurmay Başkanlığı'nın rahatsız olduğu konuları hükümete iletmesidir. TSK'nın doğrudan sorumlu olduğu bakan, başbakan ve cumhurbaşkanına hassasiyetlerini aktarması doğaldır. Dün Genelkurmay Başkanı önce Başbakan, ardından da Cumhurbaşkanı ile görüşmüş; olan biteni açıklamış olması gerekmektedir. Eğer paylaşmış ve sonuç alamamışsa bir sorun var demektir. Doğrudan medya ile kamuoyuyla iletişime geçilmişse bir sorunun delaletidir.

ASKER BİZİM, DEVLET BİZİM, HÜKÜMET BİZİM

Çözümsüzlüğün nedeni nedir? TSK'nın imkan ve kanallarla savunmaya geçmesi neden çok görülmektedir. Medya üzerinden başlatılan karalama kampanyası doğru mudur? Başörtüsü yasağı kaldırılacaksa niye Genelkurmay'ın görüşü alınmaz? Bizim de sorularımız vardır ama bunun ne yeri ne zamanıdır. Huzur kaçarsa tutamayız, istikrar giderse geri getiremeyiz. Ne yapalım çatışıp, çürüyelim mi, kucaklaşıp kardeşçe mi yürüyelim. FETÖ, PKK, DAEŞ, PYD/YPG hazır kıta infaz mangalarını Türkiye'ye yöneltmişken iç sorunlar gaflettir. Asker bizimdir, devlet bizimdir, hükümet bizimdir. Fitneye çanak tutan asla bizden değildir. Zarar ziyan büyüktür, Türkiye henüz yoğun bakımdan çıkamamıştır. Bunca patırtı gürültüye ne gerek vardır? Paylaşılmayan nedir? Geçmişten ders alınmadı mı? Milli uzlaşma, anlaşma her seviyede olması gerekirken, bu güvensizliğin gerçek manasını nasıl yorumlayalım? Devletteki çatlak sesler düşmanları sevindirecektir. Türkiye, ecdadımızın aziz şehitlerimizin mirası değil midir?

SELVİ NE DEMİŞTİ?

Abdulkadir Selvi, 22 Şubat'ta "Hayır tuzağı ve evet oranı" başlığıyla yayımlanan yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:

AK Parti grup toplantısı bitti, Başbakan çıktı. İlk işimiz, kürsüsünden yaptığı Bozkurt selamını sormak oldu. “Engelliler için yaptım” dedi. Şaşırdık. Ne anlama geldiğini sorduk. “Evet anlamına geliyor. MHP’liler, ‘Bizden bahsedin’ dedi. Ben de işaret diliyle onlardan bahsettim” karşılığını verdi. “‘Bizim işareti yap’ dediler, ben de onların işaretini yaptım” derken keyifliydi. Biz sormadan MHP’lilere seslendi. “Onlar da bizim işaretimizi yapsınlar.” Gözlerimiz haftaya MHP grubunda olacak. Bakalım Devlet Bahçeli, AK Parti işaretini yapacak mı?  Bu arada AK Parti’nin işareti ne? Başbakan’a sorduk. Eliyle halkı selamlama işareti yaptı.  AK Parti ile MHP’nin yakınlaşmasını bekliyordum da doğrusu bu kadarını beklemiyordum. Yakında AK Parti ve MHP, bayraklarıyla ortak miting yaparsa şaşırmam.

AK Parti önemli oranda Kürt seçmene sahip olduğu için MHP ile mesafesinde dikkatli olması lazım.  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Mart yerel seçimlerinde Ankara’da Mansur Yavaş’la birlikte şehir turu atarken ‘Bozkurt selamı’ vermiş, kıyamet kopmuştu. Bakalım Başbakan’ın bozkurt selamı nasıl karşılanacak?