Keskin Kalem
03 Eki 2016 12:15 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:34

Aydın Doğan'ın "basın özgür değil" diyen yazarları nerelerdesiniz?

Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem Mehmet Ali Yalçındağ'ın sızan yazışmalarından sonra Doğan Medya Grubu'ndaki sessizliği masaya yatırdı.

İyi haftalar Sevgili Dostlarım!

Keskin Kalem ömrünü mahkeme koridorlarında geçirmeye çoktan hazır diyeceğim bugün.

Zira daha 4-5 yazı kaleme aldım, önüne gelen gerçeklerin yazılmasından duyduğu rahatsızlıkla arayıp “sizi mahkemelerde süründüreceğim, hapislerde çürütüp, para cezalarıyla çırılçıplak bırakacağım” demeye başladı.

Geçen Cuma yazdıklarımın bir bölümünden rahatsızlık duyanlar avukatlarını anında harekete geçirdi.

Bir tanesi var ki, yazımdan duyduğu rahatsızlık üzerine önce avukatına, sonra da sitesi üzerinden tv dünyasına ayar çekip Cihangir’de servet edinen “TV dünyasının sözde harika çocuğu” palavrasıyla musluk başlarını tutan “teflon tavacısını” araya sokarak önümü kesmek, yazımı siteden kaldırtmak istedi.

Ama nafile.

Bunların çoğu her daim ifade özgürlüğünden dem vuran tiplerdir. Saçlarındaki boya açıldıkça gerçeğin açığa çıkmaması için ceplerinde saç boyası taşıyan tiplerdir. Siyasetten devşirilmiş medyacı olmuş komiklerdir aslında.

Daha fazla açılmadan limana dönüp ne olup bittiğini kısaca paylaşmak istiyorum sevgili dostlarım.

30 Eylül 2016 tarihli yazımın bir bölümünde şöyle demiştim.

“Bildiğiniz üzere RedHack birkaç gün önce Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın damadı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın e-posta hesabını ele geçirdiğini duyurup, medya devi Aydın Doğan'ın damadı Doğan Yayın Holding Başkan Vekili Mehmet Ali Yalçındağ'ın da adının geçtiği yazışmaları yayınlamıştı.
Acaba diyorum, günlerdir Türk medyasını çalkalayan, Aydın Doğan ve kızlarını şoke eden bu saldırıda FETÖ’nün parmağı var mıdır?
Şimdi acaba bizler, Türkiye RedHack adlı internet aleminin korkulu rüyası olan hacker grubu ile FETÖ’nün bir ittifakıyla mı karşı karşıyayız?
Şurası tartışmasız bir nokta sevgili dostlar. 1997’de kurulduğu bilinen, kendilerini Marksist ve Sosyalist olarak tanımlayan RedHack (Kızıl Hackerlar, Kızıl Hackerlar Birliği), Aydın Doğan ailesini komaya sokmuş durumda. Doğan Medya Grubu ağır grip oldu. Damat yuvalarını sarstı!
Bakın bu sütunda ben duyduğumu paylaşıyorum sizlerle.
NTV ve Habertürk gibi Türk medyasının önde gelen kuruluşlarında yönetim katında oturanların gözleri kan çanağı olmuş!
Ferit Şahenk, Erman Yardelen, Turgay Ciner, Kenan Tekdağ ve daha niceleri, “Acaba bize de bir operasyon çekilecek mi?” korkusuyla yatıp kalkıyorlar mış!”


* * *

İşte yukarıdaki satırlarımdan sonra NTV’nin de içinde bulunduğu Doğuş Medya’nın en tepe ismi sayın Erman Yerdelen, avukatı sayın Özge Çolakoğlu vasıtasıyla ihtarda bulundu ve yazının siteden kaldırılmasını istedi.

Hukuk tarihine geçecek bir talep!

“Sayın  MedyaRadar.com Yetkilisi;
BU BİLDİRİM, 4721 SAYILI MEDENİ KANUNUN 24 VE 25. MADDELERİ KAPSAMINDA YAPILAN İHLALE KONU İÇERİKLERİN YAYINDAN KALDIRILMASINA İLİŞKİN BAŞVURUDUR.” Diye başlayan tek sayfalık İHTAR’da Erman Bey, “Gözleri kan çanağı olmuş” vurgulu satırların “kişilik haklarına yapılan bir saldırı” olduğunu savlıyor.

İhtar şöyle bitiyor; “Sayın MedyaRadar.com  adresli web sitesinde yer alan http://www.medyaradar.com/keskin-kalem-yazdi-abiniz-kendi-derdinde-sizi-gorecek-dusunecek-hali-yok-haberi-466658 linklerden, ilgili yazıların kaldırılmasını, AKSİ TAKDİRDE HER TÜRLÜ HUKUKİ YOLA BAŞVURACAĞIMIZI  ihtaren bildiririz.”


Büyük harflerle yazılı olan satır gerçekten kimyamı bozdu!

Kendime gelemedim!

80 yaşına merdiven yaslamış Erman Yerdelen abimize hemen merhum Süleyman Demirel’i hatırlatmak istiyorum.

Kurthan Fişek “geçmiş yıllarda 1980 yılında Türkiye'de askeri darbe yapıldığı haberi duyulunca, Süleyman Demirel’in Güniz Sokak’taki evinin telefonları aniden susmuştu. Eski dostlar, ya düşman, ya unutkan olmuşlardı. İlk arayan Milano'dan Ali Şener’di.” demişti.

Kurthan Abi neden yazmıştı bu konuyu biliyor musunuz?

Zira Demirel’in en yakınındaki isimler arasında Erman Yerdelen ve Cavit Çağlar ilk sıralarda geliyordu da ondan.

İkinci arayan Erman Yerdelen miydi yoksa Cavit Çağlar mı, hiç öğrenemedik.

Demem o ki, Demirel’in “en yakınları” arasında yeralmış biri olarak Erman Abimiz, merhum Cumhurbaşkanının hoşgörüsünden nasiplenmemiş.

Sanki biz Erman Yerdelen’in Türk Hava Yolları’nın başına geçtiği 1993 Temmuz’undan sonra gündeme gelen THY’nin JFK Havalimanından Newark Havaalimanı’na taşınması sırasında patlak veren spekülasyonları yazdık, sanki biz Gezi Olayları sırasında NTV’nin tutumuna ilişkin olup-bitenleri ve o dönem Doğuş Medya’da yaşanan işten çıkarmalara ilişkin söylentileri, cadı avı gibi şeyleri yazdık!

Sanki ben Ekşi Sözlük’teki akla ziyan şeyleri sütunuma taşıdım! https://eksisozluk.com/erman-yerdelen--1986454

Sanki ben Erman Abi’nin torununa ilişkin bir eğitim skandalını yeniden gündeme getirdim! http://odatv.com/n.php?n=egitim-skandalinin-arkasindan-ntv-cikti-0611141200

Hahahahahaha!

* * *

VE BİR SÖZLÜ İHTAR

“Emniyet’te FETÖ’nün polislerine nedamet getiren gazeteci-yazar ve TV’ci kim acaba?” diye yazdım, hemen MUHATABI Fatih Altaylı’dan 1 milyon liralık tazminat davası açma tehdidi geldi.

* * *

İLHAN SELÇUK'UN KEMİKLERİNİ SIZLATTILAR

Geçenlerde “FETOŞ’un belalısıyken birden sus-pus olan yazar” başlığıyla duyurduğum gazeteci-yazar Cumhuriyet gazetesinin derin abisi Hikmet Çetinkaya’yı yazmıştım.

İttihat Terakki’nin kalesi diye de bilinen Cumhuriyet’in Hikmet Abisi saydırmış da saydırmış!

41 yıl boyunca Fetullah Gülen ve ekibini örgüt olarak nitelendirip haklarında en ağır yazıları yazan ve bir de örgütü deşifre eden bir kitap yazmıştı Hikmet Çetinkaya.
Sonra biat ettiğini duyurdu. Hem de FETÖ’nün ana yayın organından, ZAMAN gazetesi aracılığıyla.

Çetinkaya 31 Ekim 2015’te Zaman Gazetesi'ne "1970'lerden beri Fethullah Gülen'i ve hareketini takip ediyorum, ne Fethullah Gülen'in terörist olduğuna ne de hareketinin terör örgütü olduğuna inanıyorum." diyerek bildirmişti biatını.

İyi ki İlhan Abi bugünleri görmedi!

İlhan Selçuk bu biat zavallılığını görmeden 21 Haziran 2010’da hayata veda etti.

Şunu hatırlatayım da herkes iyi anlasın ve tanısın Hikmet Çetinkaya’yı.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün yargı ve emniyet içindeki adamları, 21 Mart 2008 tarihinde saat sabah 04:30 sıralarında İlhan Selçuk’u İstanbul Etiler’deki evinde uyandırmış, polis ordusu eşliğinde “Ergenekon operasyonu zanlısı” olarak sorguya götürmüştü.

Gözaltına alındığında 83 yaşındaydı İlhan Selçuk.

İstanbul Emniyeti’nde iki gün sorgulandıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

İki yıl sonra da vefat etti.

Cenazesinde hüngür hüngür ağlayanların başında geliyordu Hikmet Çetinkaya!

İlhan Abisinin bi tanesi gibi görünen Hikmet Çetinkaya, işte o yapıya, FETÖ’nün adamlarına diz çökmüştü.

Çetinkaya, merhumun ölümünün üzerinden 5 yıl geçtikten sonra 31 Ekim 2015’te Zaman Gazetesi'ne "1970'lerden beri Fethullah Gülen'i ve hareketini takip ediyorum, ne Fethullah Gülen'in terörist olduğuna ne de hareketinin terör örgütü olduğuna inanıyorum." diyerek İlhan Selçuk’un kemiklerini sızlatmıştı.

* * *

Merhum gazeteci İlhan Selçuk’un kemiklerini sızlatanlardan biri de Leyla Tavşanoğlu olmuştu.

Eski milletvekillerinden Selim Ragıp Emeç'in kızı ve 7 Mart 1990'da suikast sonucu öldürülen gazeteci Çetin Emeç'in kardeşi olan Tavşanoğlu da, tıpkı Hikmet Çetinkaya gibi FETÖ’nün adamlarınca biat konusunda ikna edilmişti!

Rahmetli Çetin Emeç, küs gitmişti kız kardeşi Leyla Tavşanoğlu’na.

Leyla Hanım kurşunlanarak katledilen abisini cesedini görmeye gittiğinde “üç günlük dünyada değer mi küs kalmaya?” demiş miydi bilinmez!

FETÖ’cülerin kıskaca aldığı bir başka Cumhuriyet yazarı olan Leyla Tavşanoğlu Pennsylvania’da Fethullah Gülen’le 2.5 saat görüşüp döndükten sonra. ‘Off the record’ olduğu için de Cumhuriyet’te bir Gülen röportajı okuyamamıştık.

Leyla Hanımın FETÖ başı ile yanyana gülerken çekilmiş fotoğrafının, kendisini oralara götüren FETÖ heyetinde bulunan ve ihlaslı insanların danışmanlığını da yaptığı iddia edilen bir tıp adamınca sağda solda gösterildiğini sanırım bilmeyen pek azdır.

Acaba CNN Türk’ün tepe ismi Ferhat Boratav ile şimdi FETÖ’ye saydıran 5N1K Cüneyt Özdemir gibi ‘kalem-saat’ hediyesi aldı mı bilen yok!

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Leyla Tavşanoğlu, 2013 yılında, yani İlhan Selçuk’un vefatından 3 yıl sonra Pensilvanya'ya giderek Fethullah Gülen ile görüşmüştü.
Tavşanoğlu, FETÖ’nün kapatılan yayın organlarından Bugün TV’de spot ışıklarının altında sık sık gülücükler atarak “yanıldığını” vurgulamış, Gülen’e ve terör hareketi olduğu 15 Temmuz’da apaçık ortaya çıkan Cemaatine övgüler sıralamıştı.

Örneğin Tavşanoğlu 1990'lı yıllardaki bazı cinayetlerin İslami kesimin üzerine yıkılmasına anlam veremediğini belirterek, cemaatin Türkiye için çok önemli olduğunu ifade etmişti.

Bugün TV’de FETÖ’nün gözde isimlerinden Erkam Tufan'ın sorularını cevaplayan Leyla Tavşanoğlu, Haydarpaşa Numune Hastanesi acil servisinde sedye üzerinde delik deşik edilerek katledilmiş abisi Çetin Emeç başta olmak üzere “Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok cinayetlerinin ardında radikal İslami kesim olduğuna inanmadığını” vurgulamış; eklemişti: “Cumhuriyet gazetesi de artık inanmıyor.''

31 Mayıs 2013’te Bugün TV'de Erkam Tufan ile Analiz programına katılan Cumhuriyet gazetesi yazarı Leyla Tavşanoğlu, çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu.



"Hizmet (Cemaat)  Hareketini Türkiye için tehlike olarak görmüyorum. Los Angeles’ta düzenlenen Anadolu kültürleri festivali Türkiye’nin tanıtımı için çok önemliydi” diyen yazar Tavşanoğlu bazı detaylara da değinmişti.

O söyleşinin bir bölümünü paylaşayım sizlerle:

Soru: - Hikmet Çetinkaya’ya da sormuştum. Kendisi de medyada bunu yazılmasını müsaade ettiği için söyleyeceğim. ‘’Gülen Hareketi Türkiye için bir tehlike mi?’’ diye sormuştum ‘’Hayır’’ demişti ‘’-ben tehlike olarak görmüyorum’’ demişti.
Leyla Tavşanoğlu:- Ben de görmüyorum.
Soru: Sizinle çay içerken konuşmuştuk,  Los Angeles’ta Anadolu kültürleri festivali bahsi… Mesela bu festival gazetelerde yer aldı. Amerika’da Türkiye’yi tanıtan bir festival düzenlendi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
LT: Evet. Çok sayıda kongre üyesi katılmış. Yerel yöneticiler katılmış hatta bizden de 6-7 kişilik bir milletvekili grubu katıldı. Yani gazetelerden okuduğum kadarıyla. 2 AKP, 3 CHP
Soru: CHP’ den de mi vardı?
LT: Evet CHP’ den de varmış 1 BDP milletvekili varmış. Ya bu tür festivaller, Türk kültürünün, Türkiye’nin, Türk insanının bütün dünyaya tanıtılması açısından desteklenmesi gerekiyor.
Soru: Bunları bir Cumhuriyet gazetesi yazarının ağzından duymak bana ilginç geliyor.
LT: Niye?
Soru: Niye bana ilginç geliyor işte ben size sorayım.
LT: O kadar mı bağnazlık ettik?
Sunucu: Bunu ben söylemiş olmayayım…"

* * *

"Türkiye'de basın özgür değil" diye bas bas bağıran Aydın Doğan'ın yazarları günlerdir süt dökmüş kedi misali!

TSK içindeki vatan hainlerinin FETÖ talimatıyla Türkiye’yi uçuruma sürükleme hedefli darbe girişimi gecesi CNN Türk’ün Ankara Temsilcisi Hande Fırat, tarihi bir gazetecilik başarısı gerçekleştirmişti.

Hande Fırat, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile görüntülü telefon bağlantısı yaparak, darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının kahramanları arasına adını yazdırdı.

Ahmet Hakan, Aydın Doğan’ın Bodrum’dan tüm yayın yönetmenlerine darbecilere karşı yayın yapmaları, Cumhurbaşkanı ile iktidarın yanında olunması talimatı verdiğini yazmıştı.

İnanırsanız!

Tamamen gazetecilik refleksiyle hareket ettiğini bildiğim Hande Fırat sayesinde Aydın Doğan da “Vatanı kurtaran medya olmuştu!”

Tabii inanırsanız!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın e-posta hesabını ele geçiren internet korsanları RedHack, Albayrak'ın yazışmalarını yayınlamış, Doğan Medya CEO’su Mehmet Ali Yalçındağ'ın ortaya saçılan e-postaları gündeme oturmuştu.

Yalçındağ, ortaya çıkan yazışmalar için 'günlüklerim ele geçirildi' açıklamasını yapmış ardından da görevi bıraktığını açıklamıştı.

Hürriyet yazarları sus-pus!

POSTA yazarları sus-pus!

Konuya dair satır yazan yok!

Yazımı yetiştirmekte bugün geciktim.

Kusura kalmayın be sevgili dostlarım. Malum yaş kemale erdi. Sağlık sorunlarımdan sıyrılmaya çalışıyorum. Gecikme bu yüzden.

Sağlık ve Mutluluk dolu bir hafta olsun.

YARIN: TV spikerlerinin “erken karne günü” olacak!