Gündem
03 Kas 2017 14:13 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 23:14

Atatürk'e hakaret davasında karar bozuldu, tahliye edildi!

Atatürk’e hakaret davasında Hasan Akar’ın 2 yıl 6 aylık hapis cezası bozuldu. Akar, tahliye edildi.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi, Hasan Akar'ın Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nce "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret ile halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçlarından 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldığı davaya ilişkin Akar ve avukatınca yapılan itiraz başvurusunun incelemesini tamamladı.

Dosya üzerindeki incelemesini tamamlayan daire 5 Ekim'de verdiği kararda, ilk derece mahkemesinin açıkladığı gerekçeli kararına göre, suça konu videonun birçok ulusal televizyon kanalı ile Kanal D'de yayınlanıp aleniyet kazandığı, dolayısıyla yeni bir suçun ortaya çıktığı, Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret suçu açısından eylemin sübuta erdiğinin belirtildiği vurgulandı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı ve bekasının devamı için sanığın inançları yok ederek, halkı, milleti inandığı din ve mezhep ayrımına yönelterek bir kesim aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiğine işaret edilen gerekçeli kararda, sanık Akar'ın mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşıldığı anlatıldı.

"SUÇ TARİHİ TESPİT EDİLEMEDİ"

Ceza dairesi kararında suç unsuru videonun 9 Mayıs tarihinde Kanal D ana haber programında yayınlandığı belirtilerek, sanığın videonun yayınlanmasına rızasının olmadığı, söz konusu kanalın videoyu Youtube paylaşım sitesinden aldığını ve yayınladığını aktardığına vurgu yapıldı.

Sanığın yaptığı konuşmanın kapalı bir ortamda gerçekleştiğinin anlaşıldığı belirtilen kararda, Akar'ın bu konuşmayı 2004 yılında Almanya'da yaptığı yönündeki savunması dışında videonun kayıt edildiği ve sanığın bilgisi dahilinde yayınlandığı tarihe ilişkin bir somut delil bulunmadığının görüldüğü kaydedildi.

18. Ceza Dairesi bozma kararında, Akar'a isnat edilen suçun basın ve ulusal kanalda yayınlandığı tarihte oluştuğunun kabul edilmesi için sanığın rızasının olması gerektiği vurgulanarak, bu nedenle suç tarihinin tespiti açısından suça konu videonun Adli Tıp Kurumu'na ya da görüntü çözümü konusunda uzman bir kuruma gönderilerek sanığın şimdiki fiziki görünüşü ile videonun çekildiği sıradaki fiziki görüntüsünün karşılaştırılarak suç tarihinin şüpheye mahal bırakmayacak şekilde tespit edilmesi gerektiği aktarıldı.

Videonun 2004 yılında çekildiğinin tespiti halinde ise her iki suç yönünden olağan ve olağan üstü zaman aşımı süresinin dolduğu nazara alınarak sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerektiği belirtilen kararda, sanığın savunmasının denetlenebilmesi açısından paylaşım sitesinin Türkiye temsilciliğine ve emniyet müdürlüğü bilişim suçlar şubesine müzekkere yazılarak söz konusu videonun hangi kullanıcı tarafından, hangi tarihte paylaşıma sokulduğunun araştırılmasında zorunluluk bulunduğu kaydedildi.

Sanığa yüklenen her iki suçta da aleniyet ilkesinin, suçun unsurları olduğu belirtilen kararda, her iki suç yönünden sanığın ulusal kanalda videonun yayınına izin vermediği halde ulusal kanalın habercilik adına yayınlamasının aleniyet unsurunun oluşmasına sebep olmayacağı vurgulandı.

MAHKEME "EKSİK İNCELEME" DEDİ

Kararda, videonun çekildiği ortamda bulunanların durumu ve sanığın çekilen videonun yayınlanmasına izin vermesi durumunun önem arz edeceği düşünülmeksizin, aleniyet unsurunun nasıl gerçekleştiği konusunun irdelenmeyerek eksik inceleme ile karar verildiği açıklandı.

Sanığın üzerine atılı halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçunun TCK'nın 216. maddesinde düzenlendiği belirtilen kararda, düzenlemeye göre kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde sanığın cezalandırılacağının belirtildiği, mahkemenin gerekçeli kararında ise açık ve yakın tehlikenin ne olduğu hususunun açıklanmadığı vurgulandı.

TAHLİYE EDİLDİ

Bozma kararında, şunlar kaydedildi:


"Sanığın, videonun ulusal kanallarda yayınlanmasına doğrundan veya dolaylı rızası olmadığı yönündeki savunmasının ilgili kanal tarafından doğrulanarak mahkemeye bildirildiği, sanığın eyleminin mahkemenin kabul ettiği şekilde medya aracılığıyla ve basın tarafından umuma açık olarak bu suçun işlenmesinin söz konusu olmadığı halde sanığın cezasının 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanun'un 2-1 maddesi uyarınca arttırım yapılması yasaya aykırı görülmüş, istinaf başvurusunda bulunan sanık vekilinin itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olmakla hükmün bozulmasına karar verilmiştir."

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi, söz konusu gerekçelerle dosyanın, yeniden incelenmek üzere Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine ve sanık Hasan Akar'ın tahliyesine karar verdi.

Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık Hasan Akar’ın "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret’’ suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptırarak, suçun basın yayın yoluyla işlenmesi nedeniyle cezayı 1 yıl 6 aya çıkarmıştı. Ayrıca Akar’ı "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçundan da 1 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, cezaların ertelenmemesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetmişti.