İnfial
18 Şub 2016 14:33 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:21

Ankara saldırısının arkasında kim var, amaç ne?

Medyaradar medya-siyaset analisti Atilla Akar, Türkiye’yi sarsan Ankara saldırısı hakkında aklına takılan soru ve düşüncelerini paylaştı…

Lanet bir terör eylemiyle gene sarsılmış bulunuyoruz. Ankara’da dün akşam saatlerinde gerçekleştirilen eylemde resmi rakamlara göre şu ana kadar 28 ölü 61 yaralı var.  Manzara korkunç. Yanan servis otobüsleri amaçlanan vahşetin bir kanıtı gibi.  Maalesef aşağılık planlayıcılar gene emellerine erdiler! ..

Ancak bu eylemin şu ana kadar olmuş eylemlerden oldukça önemli farkları var görünüyor. Peki o halde bunlar nelerdir? Aklımıza gelenleri paylaşalım…

1) Bu kez doğrudan Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları hedef alınmış ve azami zayiat verilmesi hesaplanmış bulunuyor. Demek ki ana hedef TSK’dır.
2) Bu anlamda TSK'nın moralinin bozulması da hedeflenmiş olsa gerek.
3) Saldırı “Türkiye’nin kalbi” ve başkenti Ankara’da yapılmıştır. Ayrıca Türkiye’nin “Tüzel kişiliği” hedeflenmiştir. Böylelikle tüm devlet bürokrasisi tedirgin ve tehdit edilmiştir.
4) Zamanlama bakımından manidardır. Tam TSK’nın Suriye’nin bir bölgesine bombardıman yapmasının ve “Koridor açma” planlarının ertesine denk gelmiştir. Bu paralelde TSK’nın Suriye’de belki de açık bir savaşa gireceği söylentileri esnasında gerçekleşmiştir.
5) O halde amaç TSK’ya ve Türkiye’ye geri adım attırmak ya da bazı şeylerden vazgeçirmektir. Bu yönüyle “Gözdağı”dır.
6) Devletin istihbarat ve güvenlik bürokrasisi hedeflenmiş ve “işe yaramazlar”, “beceriksizler” algısı güçlendirilmiştir. MİT zorda bırakılmıştır.(İki gün önceki haberlere bakılırsa aslında MİT "PYD/YPG bağlantılı" 14 kişilik bir grubun Türkiye'ye sızdığı tespitini yapmış görünüyor.Sorun bunların izlerinin sürülmesinde veya yakalanmasında çıkmış gibi duruyor)   
7) Devlete “Sen Suriye’ye girip sözüm ona Türkmenleri filan korumak istiyorsun ama daha kendini bile koruyamıyorsun” denmek istenmiştir.
8) Yan bir amaç olarak ordu içinde Suriye ve PKK/PYD politikaları konusunda “ikilik” çıkartmak istenmiş olabilir. “Girelim, girmeyelim” diyenler ya da “yumuşak veya sert davranalım” gibi. Ona paralel bu kritik zamanda belki de hükümetle sürtüştürme sağlanmak istenmiş olabilir.

EYLEMDE İHTİMALLER NEDİR?

Peki o halde bu eylemi kim gerçekleştirmiş olabilir? PKK’mı, PYD’mi (Ki ikisi aynı şey aslında sadece konumları farklı), IŞİD’mi, başka bir terör örgütü mü? Hangisi? İlk anda insanın aklına PKK/PYD’yi getirse ve “kuvvetle muhtemel” olsa dahi gene de bazı soruları sormakta yarar var. Bu durumda saldırının amacı ne olabilir? Şimdi ihtimallere bakmaya çalışalım;

1) Şayet PKK/PYD yapmış ise bu Türkiye’ye ve ordusuna “operasyonlara son ver”, “Suriye sınırından girme”, “PYD’yi sakın hedefleme” mesajıdır. Caydırma, geri adım attırma amaçlıdır. Tehdittir; “Terörü senin tam kalbine taşırız” demektir. Saldırı Türkiye’nin Suriye ve Rojava bölgesi konusundaki iradesini kırmak yahut yalpalatmak amaçlı yapılmış olabilir.
2) Ancak eylem Türkiye’ye geri adım attırmak bir yana daha da kararlı tutum almaya iter. Tam tersine şayet PKK/PYD kaynaklı ise TSK’yı bölgeye kendi elleriyle davet etmek demektir. Bu ise onların aleyhine sonuçlar doğurur.
3) O halde saldırı Türkiye’nin bölgeye “acil müdahale” etmesini isteyen bir “güç” tarafından yapılmış veya yaptırılmış olabilir. Türkiye’nin şu ana kadarki kontrollü ve nispeten itidalli-sakin tavrını daha saldırgan bir pozisyona itmek için yapılmış olabilir.
4) Bu ise olayda bir “bilinmeyen başka güç” olduğu kanaatini güçlendirir.  O halde olayda bir yabancı istihbarat servisinin planlama ve yönlendirmesini aramak gerekecektir. Zaten asıl önemli olan da bu güçtür.
5) “Olağan şüpheliler”den IŞİD’in ise şu an hangi gerekçe ile buna teşebbüs edeceği meçhul görünüyor. Bu tarz bir eylem sivilleri vurmaya benzemez!
6) Devlet içindeki kimi güçleri işaret edenlerde var. (Ahmet Şık’ın MİT’le ilgili açıklamaları gibi) Ancak bu çapta ve devletin bir başka birimini (Orduyu) bu kadar etkileyecek bir eylem iddiası bana şu an hayli “saçma” ve oldukça “sübjektif” bir yaklaşım gibi görünüyor. Bombanın cinsi ya da araç kullanılmasından hareketle IŞİD’i işaret edenleri ise ciddiye bile almıyorum. Bunlar “yanıltıcı” verilerdir.

PKK/PYD İHTİMALİ DAHA GÜÇLÜ

Bu şartlar altında PKK/PYD’nin eylemin arkasında olma ihtimali daha güçlüye benziyor. Nitekim KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın adeta alay eder gibi "Ankara'da militarizmin merkezinde yapılan eylem de halkımıza karşı yürütülen insanlık dışı vahşi soykırımcı katliamlara karşı misilleme eylemi olabilir. Bu eylemi kimler yapmıştır bilemiyoruz. Ama daha önce Kürdistan'daki katliamlara misilleme olarak bu tür tepki eylemleri yapanların olduğunu biliyoruz" demesi ve “Öfkeli Kürt gençleri”ni işaret etmesi manidardır. Dilinin altında bir bakla var da sanki tam çıkartamıyor. Ya da çıkartıyor ama biz anlamak istemiyoruz!

PYD’li Salih Müslim’in “olaylarla ilgimiz yok” deyip, topu “IŞİD”e atması ise bir “şaşırtmaca” ve aralarında görev bölümü olabilir. Yahut PKK ile PYD politikalarının (ABD etkisiyle) farklılaşmakta olduğunu gösterir. Tabii bombacı saldırganın PYD’li çıkması ayrıca düşündürücü. (Sultanahmet saldırısında “Bombacı IŞİD”li açıklamasına hemen inananlar şimdi niye buna inanmıyorlar acaba?) Halen kimi “sorular” olsa da bu eylem daha ziyade “PKK/PYD” kaynaklı bir eyleme daha çok benziyor. Tabii kimin yönlendirmesindeki bir “taşeronluk ”la diye sormak şartıyla…

Öyle veya böyle, kim yaparsa yapsın aslında “taksit taksit” ölüyoruz. Bu tarz olaylar artık “terör”ün yanı sıra tüm millete “manevi bir işkence” halini aldı. Dolayısıyla Türkiye bu tip eylemleri kim organize ederse etsin onlara “peşin peşin” ödetecek ve çanlarına ot tıkayacak somut bir “çıkış” bekliyor…

Haybeden “Kınıyoruz”, “lanetliyoruz” beyanları verenlere duyurulur!..

18.02.2016.
atillaakar@gmail.com