Polemik & Kulis
02 Şub 2015 16:08 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:01

Etyen Mahçupyan: İyi ki Abdullah Öcalan diye biri var!

Etyen Mahçupyan, Habertürk gazetesine verdiği röportajda "İyi ki Abdullah Öcalan diye biri var!" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan, daha önce yaptığı "Öcalan ideolojik olarak bir rehber ve lider” açıklamasını bir kez daha tekrarlayarak, "Öcalan Kürt dünyasında en rasyonel, ufku en geniş insan muamelesi görüyor" dedi. "Öcalan'ın toparlayıcı ve sürükleyici bir yeteneği var" diyen Mahçupyan, "Şu an geldiğimiz noktada beğensek de beğenmesek de “İyi ki Abdullah Öcalan diye biri var” diyoruz" ifadesini kullandı.

Habertürk gazetesinden Kübra Par'a konuşan (2 Şubat 2015) Mahçupyan'ın açıklamalarının ikinci bölümü şöyle:

Türkiye’de laik kesim daha otoriter bir döneme girileceğine dair endişe taşıyor. Bu endişeye katılıyor musunuz?

Niçin öyle olsun? Şu anda AK Parti’nin isteyip de yapamadığı ne var? Daha fazla otoriteyi kimin için isteyecek? Bu endişeyi taşıyanların Türkiye’yi tanımadıklarını düşünüyorum. Yaşanmakta olan dönüşümün AK Parti’yi ne kadar avucunun içine aldığını görmüyorlar. AK Parti’yi iki-üç figürün yönettiğini zannediyorlar. Velev ki AK Parti her şeyi yasaklasın, bu kaç sene sürebilir?

Demokrasinin gidişatı açısından hiç kaygı duymuyor musunuz?

Tabanın çoğunluğuna baktığımda hiç kaygı duymuyorum. Her iki tarafta da milliyetçi ve bağnaz insanlar var ama yeni nesilde dünyaya daha fazla entegre, daha çoğulcu insanlar geliyor. Bu gerçeği görmek istemiyorlar. Laik kesime tavsiyem, Tayyip Erdoğan’ın söylemine takılmasınlar, AK Parti’yi Tayyip Erdoğan’dan ibaret sanmasınlar ve sistematiğin tam tersine işlediğini unutmasınlar.

Ya artan kutuplaşma?

Laik kesimden baktığınız zaman AK Parti’yle bir çatışma var. Ama o çatışma muhafazakâr kesimle değil, çünkü muhafazakâr kesim çatışmıyor, çoğullaşıyor. Aslında muhafazakârlar kavgalı bir Türkiye’de yaşamak istemiyor ama risk almak da istemiyor. AK Parti’nin doğru da yapsa yanlış da yapsa yanında duruyor. Ta ki normalleşme yaşanana kadar...

TÜSİAD ile hükümet arasındaki gerilimi nasıl yorumluyorsunuz?

TÜSİAD Başkanlığı isteseniz de istemeseniz de siyasi bir pozisyon. TÜSİAD’ın başındaki kişi sözlerinin nasıl algılanacağını düşünerek konuşmak zorunda. Haluk Dinçer’in sözlerinde kötü niyet olduğunu sanmıyorum. Yeni bir döneme giriliyor, iyi ilişkiler kurulmak isteniyor. Gezi sonrası bazı işadamlarının Cemaat ile ilişkiye girmesi AK Parti’yi tetikte olmaya itti. Fakat esasında İslami kesim AK Parti’nin laik kesimi iyi yönetebildiğini, Batı dünyasında iyi bir imajının olduğunu görmek istiyor. Bu onlara gurur verecek. AK Parti de bunu sanıldığından çok fazla istiyor.

‘Kürt dünyasında en rasyonel, ufku en geniş insan Öcalan’

“Öcalan ideolojik olarak bir rehber ve lider” sözleriniz tartışma yarattı. Öcalan algısı değişiyor mu?

Öcalan ‘bebek katili’ diye adlandırılan, ismi anılmayan bir adamdı. Şimdi o algı radikal biçimde değişti. Artık Öcalan Kürt dünyasında en rasyonel, ufku en geniş insan muamelesi görüyor. Toparlayıcı ve sürükleyici bir yeteneği var. Kendisiyle uğraşan ve öğrenen bir kişi. Nereden nereye geldiğine baktığınızda takdire şayan bir durum var. Bu siyasetçinin yeteneklerinin Türkiye açısından doğru yönde kullanılması meselesi var. Şu an geldiğimiz noktada beğensek de beğenmesek de “İyi ki Öcalan diye biri var” diyoruz.

'Türklerin Ermenilere karşı davranışı iyileşiyor'

Başbakan Davutoğlu ile nasıl bir rutininiz var?

Yerleşmiş bir rutinimiz yok. Çok yoğun bir dönemden geçiyoruz. Haftada bir, bir araya geliyoruz ama her zaman verimli geçmiyor. Seçimden sonra gerçek bir mekanizma kurulur sanıyorum.

Ermeni olaylarının da anma günü olan 24 Nisan’da Çanakkale Savaşı’nın 100’üncü yıl dönümü törenleri kutlanacak. Bir Ermeni olarak ne hissediyorsunuz?

24 Nisan Ermeni meselesi ve soykırım yelpazesinde doğru dürüst adım atarsanız, bu şekilde kutlanmasının bir mahsuru yok. Geçen seneki taziye, bu seneki Hrant Dink mesajı... Türkiye yavaş yavaş belli bir yola doğru gidiyor. Devletlerarası ilişkiden bağımsız olarak Ermeni olmayan Türklerin davranışları açısından olumlu bir gidiş var.

AK Parti içinde bir çatlak oluşması, Erdoğan’dan bağımsız bir hareketin ortaya çıkması olası mı?

Bence öyle bir ihtimal yok. AK Parti geriye bakmıyor. Abdullah Gül de dahil herhangi bir siyasetçinin sırf geçmişte yaptıklarından dolayı gelecekle ilgili bir hak talep edebileceğini sanmıyorum.

Söyleşinin tamamı için tıklayın