Güncel
12 Oca 2017 11:22 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 18:38

"Mesajlaşma programları aile içi dayanışmayı artırıyor"

- Akıllı telefon ile bilgisayarlar üzerinden anlık mesajlaşma ve görüntülü konuşma imkanı veren programların, aile, akraba, komşu ve çalışanlar arasında iletişim ve dayanışmayı arttırdığı belirlendi- Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Akgül:- "Aile üyeleri için bu...

İSTANBUL (AA) - İZZET TAŞKIRAN - Akıllı telefon ve bilgisayarlar üzerinden anlık mesajlaşma ve görüntülü konuşma imkanı veren programların, doğru ve etkin kullanıldığı takdirde aile, akraba, komşu ve çalışanlar arasında iletişimi sağlayarak, dayanışmayı arttırdığı belirlendi.

Söz konusu programlar üzerinden açılan çeşitli gruplara katılan kişiler, böylece mekan ve zaman sınırı olmaksızın birbiriyle kolayca iletişime geçebiliyor. Mesajlaşma ve görüntülü programlar sayesinde günün her saati haberleşen kişiler arasında dayanışma ve sosyal bağlar da artıyor.

Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Ömer Akgül, hayatta her riskin bir fırsatı barındırdığını söyledi. Akgül, akıllı telefonların kullanımıyla yaygınlaşan anlık mesajlaşma uygulamalarının, bilinenin aksine aile içi dayanışmayı ve iletişimi güçlendirdiğine dikkati çekerek, "Bir kişi, ailesiyle yüz yüze vakit geçiremediği durumlarda sanal bir diyalog sürdürmektedir. Bununla birlikte aile üyeleriyle mekan birlikteliği olmadığı durumda da kişiler mesajlaşma programı sayesinde iletişim kurabiliyor." dedi.

Bu tür uygulamalar sayesinde yüz yüze olunamayan durumlarda da aile üyelerinin birbirleriyle iletişimi sürdürebildiğini, böylece çeşitli dayanışma örneklerinin oluştuğunu anlatan Akgül, teknolojiyi kullanma şeklinin zaman zaman bir risk haline de dönüşebildiğini hatırlattı.

Akgül, aileyle nitelikli vakit geçirilmesinin çok önemli olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:

"Aile üyelerinin birlikteyken yüz yüze görüşme ve iletişim kurma fırsatını en iyi şekilde değerlendirmesi beklenmektedir ama yüz yüze etkileşim kurmaya niyeti olmayan aile üyelerinin, telefonlarından anlık mesajlaşma programlarını kaldırdığınızda bile oyalanacak başka şeyler bulma eğilimi olacağı düşünülmektedir. O yüzden, kişilerin programlarına sınır getirmeyle değil ailecek vakit geçirmenin anlam ve önemine dair motivasyonlarını güçlendirmek, anlık mesaj uygulamalarının daha sağlıklı kullanılmasını sağlayacak yöntemlerden birisi."

Anlık mesajlaşma programları sayesinde iletişim kurmanın nicelik olarak arttığına dikkati çeken Akgül, şunları söyledi:

"Aslında aile üyeleri için bu bir fırsattır. Aynı mekanı paylaşmayan aile üyeleri birbirinden haberdar olarak birbirleriyle daha güçlü bağlar kurabilmektedirler. Anlaşılacağı üzere anlık mesajlaşma programları iletişimi niceliksel olarak güçlendirmişken, niteliksel olarak zayıflatmıştır. Bunun için anlık mesajlaşma, sosyal medya programlarının, internet ile televizyon kullanımlarının, sadece ve sadece yüz yüzeyken kurabileceğimiz nitelikli ve kaliteli ilişkilerimizin önüne geçmesini engellemek için en büyük sorumluluk, kullanıcıların alışkanlıklarını gözden geçirmesiyle tamamlanacaktır. Hatırlanması gereken 'o an' bir kez daha yüz yüze yaşanamayacak, zaman akıp geçecektir. Aile en kalıcı olandır. Aileyi tercih etmek her zaman kazandıracaktır. Mesaj daha sonra, acil bir durum olmadığı müddetçe atılır veya okunabilir."

- "Habersiz kalma kaygısı artıyor..."

Ömer Akgül, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla, gelişmeleri kaçırma endişesi ile habersiz kalma kaygısı olarak ifade edilen nomofobinin de gittikçe arttığını söyledi.

Kişilerin ekranı kontrol etme ihtiyaçlarını gideremediği takdirde özel ve iş hayatların da da sorun yaşayabileceklerini anlatan Akgül, "Kişilerin kullanım alışkanlıklarının önceliklere göre düzenlemesi, hareket zamanı etüdünü doğru yapması gerekmektedir." ifadelerini kullandı.

Dijital Marka Stratejisti Kalust Şalcıoğlu ise sosyal medya ile akıllı telefonların arkadaşlık ve aile ilişkilerine olumlu etkilerinin olduğunu belirtti.

Dünya genelinde en çok bilinen mesajlaşma programının "WhatsApp" olduğunu hatırlatan Şalcıoğlu, uzmanların görüşlerinin de bu programların iletişimi hızlandırdığı ve dayanışmayı arttırdığı yönünde olduğunu kaydetti.

Şalcıoğlu, uzakta yaşayan aile üyeleri ile sitelerde yaşayan komşular arasında akıllı telefonlara kurulan mesaj gruplarıyla iletişim sağlandığını dile getirerek, "Örneğin apartmanla ilgili her bir konuda, fikir alışverişinde tek tek kapıları çalıp konuşmak, konuşulanları diğer sakinlere anlatmak, ara ara apartman toplantıları düzenlemek, şehir hayatında zor olabiliyor. Şimdi hemen hemen hepimizin elinde olan akıllı telefonlardaki söz konusu uygulamada, bir grup kurup tüm apartman rahat rahat haberleşebiliyorsunuz." değerlendirmesini yaptı.

Ebeveynlerin de çocuklarıyla gün içinde bilgisayar ya da telefonla görüntülü görüşme yapabildiğine dikkati çeken Şalcıoğlu, sadece sesli iletişim aracı olarak gündelik hayata giren cep telefonlarının yerini, mesajlaşma uygulamalarının aldığını söyledi.

Kalust Şalcıoğlu, iş yerinde çalışanların kendi aralarında mesajlaşma uygulamasını sıklıkla kullandığını ifade ederek, fikir alışverişlerinde mesafelerin kısaldığını, grup içerisinde yazılı metin, ses, görüntü dosyalarının paylaşılması ile iş hayatının daha verimli bir hale geldiğini sözlerine ekledi.